Türkgün Gündem Kurtulmuş: Kalıcı ateşkes için dünyanın seferber olması lazım

Kurtulmuş: Kalıcı ateşkes için dünyanın seferber olması lazım

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının korunması gerektiğini söyleyerek, "Bu ateşkes anlaşmasının kalıcı hale gelmesi için tüm dünyanın seferber olması lazım, bütün dünyanın özellikle de İsrail'e destek olan ülkelerin garanti vermeleri, desteklemeleri lazım" dedi.

KAYNAK: Demirören Haber Ajansı

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi (AGİT PA) Başkanı Pia Kauma ile Meclis'teki makamında bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleşen görüşme sonrasında Kurtulmuş ve Kauma, ortak basın toplantısı düzenledi. Kurtulmuş, Türkiye ile AGİT PA arasındaki ilişkilerin daha düzenli bir şekilde devam etmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin AGİT PA toplantısına ev sahipliği yapacağını kaydeden Kurtulmuş, toplantıya Filistin devletinin de davet edilmesi için teklifte bulunacaklarını duyurdu. Görüşmede bölgesel ve küresel gelişmelerin ele alındığını vurgulayan Kurtulmuş, "Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmanın sona erdirilmesi, İsrail'in Filistin'de devam eden saldırıları karşısında yapılan ateşkes anlaşmasının korunmasının temin edilmesi ve insani yardımların kesintisiz olarak Filistinlilere ulaştırılması gerektiği konusunda fikirlerimizi paylaştık. Rusya ve Ukrayna krizinin hiç şüphesiz Avrupa için büyük bir güvenlik sorunu olduğunu biliyoruz; ama bu mesele, iki ülke arasında bir çatışma olmanın ötesine geçmiş, dünyayı yakından ilgilendiren, dünya barışını tehdit altında tutan yeni bir gelişme haline gelmiştir. Bu ay içerisinde 4'üncü yılına gireceğimiz bu çatışmanın mutlaka sonlandırılması gerektiği ve burada Ukrayna'nın toprak bütünlüğü prensibini esas alan, Ukrayna'nın egemenlik haklarını teminat altına alan, iki tarafın da rıza göstereceği onurlu bir barışın sağlanması mümkündür ve bu çerçevede Türkiye olarak, iki ülkeyle de iletişim kurabilen yegane ülke olarak, bundan sonraki süreçte de barış perspektifine destek vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'İSRAİL'İN SALDIRILARA DEVAM ETME İMASI ATEŞKESE ZARAR VERİR'

Kurtulmuş, Hamas ile İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının korunması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bu ateşkes anlaşmasının kalıcı hale gelmesi için tüm dünyanın seferber olması lazım, bütün dünyanın özellikle de İsrail'e destek olan ülkelerin garanti vermeleri, desteklemeleri lazım. Ateşkesin kalıcı olması için daha kaç 50 bin masum Filistinlinin öldürülmesi gerekiyor? Maalesef insani değerlerden uzak bir yaklaşım desteklenemez, sürdürülemez ve bu barışın kalıcı hale getirilmesi, bütün dünyanın ortak hedefi olmalı. Ülkeleri ayırt etmeden söylüyorum; şimdiye kadar Netanyahu ve çetesine destek vermiş olmanın mahcubiyetlerini kendilerine bırakıyorum; ama sonuçta burada ortaya çıkmış ve dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinin olumlu bir şekilde karşıladığı bir ateşkes süreci var. Esir takasları da ufak tefek bazı pürüzlere rağmen sorunsuz bir şekilde sürdürüldü. Mesele sadece esir takasları değil, Gazze'de kalıcı bir barışın temin edilmesi ve Gazze'nin oranın esas halkı olan Gazzeliler tarafından yönetilmesini temin edilmesidir. Bu insanlar bütün aileleri ölmesine rağmen hala o yıkıntıları bırakıp gitmiyorlarsa bütün dünyaya bir mesaj veriyorlar. 'Burası bizim vatanımız, burası bizim ülkemiz, o taşların arasında kalırız, o yıkıntıların arasında yaşarız; ama asla toprağımızı terk etmeyiz' diyorlar. Dolayısıyla bundan sonra herhangi bir şekilde bu İsrail saldırılarına devam edebileceğini ima etmenin bile başlı başına sağlanan ateşkese zarar vereceği kanaatindeyim."

SURİYELİLER MEMLEKETLERİNE DÖNECEK'

Suriye Arap Cumhuriyeti Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmet Şara'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşmeyi değerlendiren Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyaret etmesi fevkalade önemli ve anlamlıdır. Türkiye olarak başından itibaren Suriye'deki bütün gelişmeleri yakinen takip ediyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde bütün dünya seyrederken, birkaç bin mülteci geldiği zaman ne yapacağını şaşırırken; Türkiye Suriyelilere kapılarını açmış, ekmeğini paylaşmış, yarım bardak suyu varsa onu da paylaşmıştır. Şimdi bunun sonucu olarak milyonlarca Türkçe konuşan ve Türkiye'yi yürekten seven sadece kağıt üzerinde değil, canıgönülden de Türkiye'yi ikinci vatanı olarak kabul eden çok sayıda Suriyeli, artık kendi memleketlerine dönecek ve ümit ediyoruz ki; yeni yönetimin sağladığı barış ve istikrar ortamında Suriye'nin gelişmesi için katkı sunacaklardır. Türkiye olarak başından itibaren yeni yönetimin başarılı olması için yakinen gelişmeleri takip ediyoruz. Her türlü desteğimizi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN AKTİF ROLÜNÜN DEVAM ETMESİNİ TEMENNİ EDİYORUZ'

AGİT PA Başkanı Pia Kauma ise Türkiye'nin AGİT PA Sonbahar toplantısına ev sahipliği yapmasının önemli olduğunu aktararak, "Biz Türkiye'nin AGİT PA'daki aktif rolünün devam etmesini temenni ediyoruz ve daha fazla iş birliği olsun istiyoruz. Özellikle liderlik pozisyonlarında, Asamble kapsamında Türkiye'nin daha etkin rol almasını umut ediyoruz. Ve tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ile kapsayıcı, üst düzey ve etkili faaliyetlerle bir araya gelmek istiyoruz. AGİT PA hala Türkiye güçlü iş birliğini sürdürmektedir ve bunu yapmaya devam etmek istemektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Ekonomi Türkiye'nin 2053 hedefi: "kendi enerjisini üreten binalar"

Türkiye'nin 2053 hedefi: "kendi enerjisini üreten binalar"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram, Türkiye'nin binalarda kullanılan enerji alanındaki 2053 hedefinin, kendi enerjisini üreten binalara geçiş olduğunu söyledi.

KAYNAK: AA

Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından Balkan Kongre Merkezi'nde "Yeşil Enerji Çalıştayı" düzenlendi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram, çalıştayda yaptığı sunumda, 2011 yılından itibaren binalarda tüketilen enerji miktarını sınırlandırarak, kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarının izlenebildiği "enerji kimlik belgesi" uygulamasının hayata geçtiğini hatırlattı.

Enerji kimlik belgesinin binanın enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma veya soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içerdiğini belirten Bayram "Türkiye'de yaklaşık 1,5 milyon binamızın enerji kimlik belgesi var. Bu anlamda elimizde ciddi bir veri tabanımız var. Hedefleri koyarken elimizde çalıştığımız bir veri var. Hedeflerimizi yaptığımız çalışmalara göre koyuyoruz." dedi.

Bayram, enerji alanında sürdürülebilirliğin sağlanması için binaların kendi enerjilerini üretmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

"Binalarımızın yüzde 6,45'i yenilenebilir enerji kullanıyor"

Temel hedefin sıfır enerjili binalar olduğunu anlatan Bayram, şunları kaydetti:

"2000'li yıllara gelindiğinde bir binanın yıllık ortalama elektrik tüketimi ortalama 180 kilovat civarındaydı. Geldiğimiz nokta da 60-80 kilovat civarında. Bugün bizim binalarımızın yüzde 6,45'i yenilenebilir enerji kullanıyor. Bu rakam küçük gibi görünebilir ama çok önemli bir yerden buralara geldik. Artış trendimiz var. Hedefimiz 2053'te bina kendi enerjisini yerinde üretecek. Şebekeden yenilenebilir enerji almasını değil, yerinde yenilenebilir enerji üretmesini istiyoruz."

Bayram, günümüzde toplam inşaat alanı 2 bin metrekarenin üzerinde olan binaların yüzde 10 yenilenebilir enerji kullanım zorunluluğu olduğunu aksi takdirde yapı kullanım izin belgesi alamadığını sözlerine ekledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *