ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden 15 bilim insanı, Bilim-2 araştırma gemisi ile Marmara Denizi’nde 10 gün süren kapsamlı bir inceleme gerçekleştirdi. Bu sefer, enstitünün gerçekleştirdiği en büyük müsilaj araştırması oldu ve 60 farklı istasyonda derinliklerden numuneler alınarak gemideki laboratuvarlarda detaylı analizler yapıldı.
Sefer öncesinde, bir ay boyunca otonom deniz araçları kullanılarak yüksek çözünürlüklü veriler toplandı. Elde edilen veriler sonucunda, Marmara Denizi'ndeki müsilaj oluşumuna etki eden kirlenme, tuzluluk, sıcaklık, klorofil, fitoplankton, zooplankton, oksijen seviyesi, ışık yoğunluğu ve bulanıklık gibi faktörler hakkında önemli bulgular elde edildi.
Marmara'daki Müsilaj Tehlikesi Yeniden Artıyor: 2021'e Dönüş Uyarısı
Bu yeni veriler, 2021’de yapılan müsilaj çalışmalarının verileriyle karşılaştırılarak analiz edildi. Analizler sonucunda, 2021 Haziran’ındaki müsilajın yoğun olduğu dönemle karşılaştırmalı 3 harita hazırlandı. Haziran 2021 haritası, müsilajın en yoğun olduğu zamanı gösterirken, Eylül 2021’de müsilajın azalmaya başladığı ve temizleme çalışmalarının etkili olduğu gözlemlendi. Ancak, 2025 Nisan’ındaki harita, müsilajın yeniden yoğunlaştığını ve neredeyse Marmara Denizi’nin tamamını kapladığını ortaya koydu.

Müsilajın Tekrar Artışı ve Karadeniz’in Rolü
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, 2021’deki müsilaj olayından önce Karadeniz’den gelen suyun seviyesinde 10 aylık bir düşüş görüldüğünü belirtti. Şu andaki durumun buna benzer olduğunu ve Marmara Denizi'nde yüksek kirlilik ve oksijen eksikliği yaşandığını vurguladı. Prof. Salihoğlu, "Bu başlangıç evresi gibi görünüyor. Şu an fitoplanktonların yoğun şekilde ürediğini gözlemliyoruz. 2021’de de benzer bir durum yaşanmıştı, ancak tüketim başlamadığı için bu üretimin devam etmesi bekleniyor" dedi.
Kuraklık ve Müsilaj Riski
Marmara'daki müsilaj riski, kurak dönemin etkisiyle daha da arttı. Karadeniz’den gelen suyun azalmasıyla Marmara’nın üst su tabakasının değişmesi zorlaşıyor. Prof. Salihoğlu, "Kuraklık, Marmara’daki müsilaj riskini daha da artırdı" diyerek, bu dönemde müsilajın etkilerinin daha büyük olabileceğine dikkat çekti.
Oksijen Eksikliği ve Organik Yükün Artışı
Bilimsel Seferler Koordinatörü Dr. Hasan Örek, denizin içindeki yüksek üretim seviyesinin müsilajın ana tetikleyicisi olduğunu belirtti. Özellikle ışık ve suyun besin elementlerinin alg üretimini artırdığına dikkat çeken Örek, Marmara Denizi'nin her bölgesinde müsilaj tespit ettiklerini ve müsilajın daha da büyüyebileceğini ifade etti. Ayrıca, Karadeniz’den gelen organik yükün, Marmara’daki oksijen seviyesini daha da düşürerek denizin ekosistemini zayıflattığını belirtti.

Müsilajın Yüzeye Çıkması Bekleniyor
Dr. Mustafa Mantıkcı ise, şu an Marmara’da müsilajın 15-25 metre derinliklerinde aktif olduğunu ve su sıcaklığının 10-11 derece arasında olduğunu söyledi. Mantıkcı, su sıcaklıklarının artmasıyla müsilajın yüzeye çıkma ihtimalinin yükseldiğini belirterek, 2021’de yaşanan durumu hatırlatarak, “Haziran ayında su sıcaklığının yükselmesiyle müsilaj tüm yüzeye yayılabilir” dedi.