Türkgün Gündem Mehmet Uçum: Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak hukuk reformlarını daha hızlı hayata geçirecek

Mehmet Uçum: Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak hukuk reformlarını daha hızlı hayata geçirecek

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum "Hukuk reformu perspektifinin ve yargı reform stratejilerinin bir hedefi de bu eksikleri gidermek ve sorunları çözmektir. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak hukuk reformlarını çok daha kapsamlı ve hızlı hayata geçirmeye de katkı sağlayacaktır." dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni Pazar yazısını yayınladı. Uçum bu haftaki yazısında evrensel huhuk, milli yargı ve küresel düzen hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Uçum “Türkiye’de hukuk devleti taviz verilemez bir anayasal esastır. Bazı hukuk uygulamaları, kimi soruşturma ve kovuşturmalar eksik veya sorun içerebilir. Hukuk reformu perspektifinin ve yargı reform stratejilerinin bir hedefi de bu eksikleri gidermek ve sorunları çözmektir. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak hukuk reformlarını çok daha kapsamlı ve hızlı hayata geçirmeye de katkı sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum'un yazısının tamamı:

✔️ PAZAR YAZISI

HUKUK NOTLARI (1)

Küresel ve bölgesel egemenlik savaşlarının sadece fiili güce dayandığı günümüzde, hukuk tartışmaları da gerçekçi olmak zorunda. Evrensel hukuk, uluslararası insan hakları düzeni gibi kavramlara ilişkin ezberler bozuldu, illüzyonlar dağıldı, olgusal gerçekliğin acımasızlığı açığa çıktı.

EVRENSEL HUKUK

Evrensel hukuk kavramının batıcı manası ve içeriği insanlık için güvenilmezdir. Yerelden bağımsız bir evrensel olmaz, bu yerel de sadece batı olamaz. Batının tecrübesinden ve yerelliğinden ibaret bir evrensel hukuk tanımını kabul etmek mümkün değil. O evrensel(!) içinde, batıdan başka bir yerel yoksa evrensel de yoktur.

Gerçek evrensel hukuk tüm insanlığın birikiminden oluşan bir hukuk müktesebatı olabilir. Hukuk ve değer ilişkisi, hukuksal değer gibi hususların epey tartışmalı olduğunu gözardı etmeden bütün insanlığa ait ilke, değer ve norm bütünlüğünü evrensel hukuk olarak varsayabiliriz. Ama bu yeni evrensel batıya ve batıcılığa indirgenemez.

EVRENSEL HUKUK-MİLLİ YARGI

Bir ulusal yargının evrensel hukukun kabullerini dikkate almasının sınırı kendi ulusal pozitif hukuk düzenidir. Evrensel hukuk ne doğrudan referans alınabilir ne de doğrudan uygulanabilir. Genel kabul görmüş kurallar yalnızca bir ülkenin iç hukuk düzenine norm olarak işlendiğinde milli yargıyı bağlar.

Ayrıca bir ulusal (milli) yargının, bağlı olduğu pozitif hukukunu bir hukuk anlayışıyla uygulaması gereken hallerde, hukuk bakışını tüm insanlığa ait evrensel hukuk müktesebatıyla uyumlu kılması savunulabilir. Fakat bu durum ulusal (milli) hukuk olgusunu ortadan kaldırmaz, demokrasiyi benimsemiş ülkelerin ulusal hukuk sistemlerinde zaten olması gereken evrensel hukuk unsurunu görünür kılar.

Bu bakış açısını ABD, Almanya, İngiltere, Fransa başta olmak üzere medeni (!) sayılan batı, çıkarlarına aykırı olunca asla dikkate almıyor. Guantanamo, Ebu Gureyb cezaevi işkenceleri, NSU davaları, sarı yeleklilerin hak ihlalleri, kişilik haklarını ihlal eden sistemli polis uygulamaları gibi çok örnek var. Örtük/açık polis devleti pratiği, yabancı, siyah ve İslam düşmanlığı, ırkçılık olağanlaşmış. Gazze’de batının bilinçli körlüğü evrensel hukuk aldatmacasını çöpe attı. Birleşmiş Milletler sistemi iflas etti. Avrupa Birliği can çekişiyor, pandemide ve Gazze’de ibretlik hale düştüler. Tabi ki sui misal emsal olmaz. Ama Türkiye’de hukuktan şikâyet edenlerin hukuk ihlalleriyle malul batıya halen daha toleransı da utanç vericidir.

Türkiye’de hukuk devleti taviz verilemez bir anayasal esastır. Bazı hukuk uygulamaları, kimi soruşturma ve kovuşturmalar eksik veya sorun içerebilir. Hukuk reformu perspektifinin ve yargı reform stratejilerinin bir hedefi de bu eksikleri gidermek ve sorunları çözmektir. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak hukuk reformlarını çok daha kapsamlı ve hızlı hayata geçirmeye de katkı sağlayacaktır.

KÜRESEL DÜZEN

İkinci dünya savaşından sonra BM’nin kuruluşu, uluslararası sözleşmelerin artışı teorik olarak devletlerin egemenliklerini sınırlamayı kabul ettiği şeklinde yorumlanabilir.

Ancak BM’nin görünürdeki amacı olgusal gerçeklikle hiç uyuşmadı. Kurulan bu sistem özellikle batı egemenlerinin, emperyalist güçlerin küresel hakimiyet savaşında araç olmaktan başka bir işe yaramadı. Bu sistem yoluyla ‘egemenlikleri sınırlanmak istenen ülkelere karşı’ bir de hukuk kılıflı operasyonlar yapıldı.

İnsan hakları özüne yabancılaştırıldı, ideolojiye dönüştürüldü, ulusal devletleri zaafa uğratmak ve teslim almak için kullanıldı.

Sonuçta görünürdeki küresel hukuk sistemi çöktü. Küresel seviyede hiç bir kural ve kurum referansı kalmadı, şimdi açık güç savaşları var. İnsanlık bu kaostan dünyayı yeniden yapılandırarak çıkabilir. Bunun nasıl olacağı ise en önemli konu.

Kesin olan şu ki milli devletler bağımsızlıklarını koruyarak, eşit seviyeli işbirlikleri yaparak ve milli devletlerin anti-emperyalist birliğini geliştirerek bu kaosa karşı yeni bir yol açabilir. Türkiye’nin yapmaya çalıştığı budur ve başaracağına inancımız tamdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem İstanbul barış müzakerelerine yerli ve yabancı basın mensupları yoğun ilgi gösterdi

İstanbul barış müzakerelerine yerli ve yabancı basın mensupları yoğun ilgi gösterdi

İstanbul Barış Müzakereleri, Kadıköy İskelesi'nde başladı. Yerli ve yabancı basın mensupları, tarihi görüşmeleri takip etmek için yoğun ilgi göstererek alanda yerini aldı.

KAYNAK: AA

İstanbul, tarihi bir barış sürecine ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

Rusya ve Ukrayna heyetleri, barış görüşmeleri kapsamında, bugün İstanbul'da bir araya geliyor.

YERLİ YABANCI BASIN YOĞUN İLGİ GÖSTERDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde gerçekleştirilen barış müzakereleri ile tüm dünya gözünü İstanbul'a çevirmiş durumda.

Dolmabahçe Sarayı'nda gerçekleşecek İstanbul Barış Müzakereleri, dünya genelinden çok sayıda yerli ve yabancı basın mensubunun yoğun ilgisiyle karşılandı.


"UMARIM YENİ BİR SAYFA AÇMAMIZI SAĞLAR"

Antalya' düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısının açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "İstanbul'da yürütülecek görüşmeler, umarım yeni bir sayfa açmamıza yol açacaktır." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump ise barış müzakerelerinin başarılı olmasını ümit ettiğini belirterek, "Eğer bir şeyler (gelişme) olursa, uygun olursa cuma günü gidebilirim. Umarım ki Rusya ve Ukrayna bir şeyler yapabilir, bu durmalı."

NE OLMUŞTU?

Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya yönelik başlattığı savaşta ateşkesin ve barışın sağlanması için önce Belarus'ta, ardından Türkiye'de 29 Mart 2022'de Rus ve Ukraynalı heyetler müzakereler yaptı.

İstanbul'daki bu müzakerelerde, taraflar bir anlaşma taslağı metni üzerinde mutabakata ulaşsa da bir sonuç alınamadı ve çatışmalar devam etti.

Bugün ise Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul'daki Rusya-Ukrayna barış müzakerelerinde taraflar, kendi şartlarını masaya koyacak.


RUSYA, 2022'DEKİ İSTANBUL MÜZAKERELERİNİ TEMEL ALMAK İSTİYOR

Rus heyeti, Ukrayna ile yapılacak müzakerelerde İstanbul'da 2022'de yapılan bu müzakerelerden çıkan metnin prensip olarak temel alınmasını istiyor.

Çatışmaların dondurulmasını değil, nihai olarak sonlanması niyetini vurgulayan Moskova, ilhak ettiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'un idari sınırlarından Ukrayna askerlerinin çekilmesini şart koşuyor.


MOSKOVA 'TARAFSIZ VE BAĞLANTISIZ BİR UKRAYNA İSTİYOR"

'Ukrayna'nın tarafsız, bağlantısız ve nükleer silahlardan arındırılmış bir statüye kavuşturulması, silahsızlandırılması, Nazilerden arındırılması, Ukrayna'daki Rusça konuşan vatandaşların hak, özgürlük ve çıkarlarının tam olarak güvenceye alınması, ilhak ettiği Kırım, Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin Rusya'nın toprakları olarak tanınması' Moskova'nın en temel şartları arasında bulunuyor.

UKRAYNA TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE GÜVENLİK GARANTİLERİNİ ŞART KOŞUYOR

Kiev, ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin tam olarak sağlanmasının yanı sıra güvenlik garantileri taleplerini ön planda tutuyor.

Güvenlik garantileri çerçevesinde, Ukrayna'nın NATO'ya davet edilmesini ya da NATO koruması altına alınmayı bekleyen Kiev, Avrupa'dan da bir barış gücünün ülkesine yerleştirilmesini istiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *