Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Kırşehir İl Başkanlığı Olağan Kongresinde bir konuşma yaptı. Osmanağaoğlu konuşmasında “Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimler ülkemizin tamamı için olduğu gibi Kırşehir’imiz için de önem arz etmektedir. Bu minvalde; önceliğimiz üretken belediyecilik anlayışının milletimizle buluşturulması olacaktır. Hedefimiz insanımızı zaten hakkı olan belediyecilik hizmetlerinin yanında hak ettiği refaha ulaştıracak hizmetlerle de buluşturmaktadır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta gösterilen kararlı ve azimli çalışmaların yerel seçimler için de gösterileceğinden hiçbir şüphem yoktur.” İfadelerini kullandı.
MHP'li Tamer Osmanağaoğlu'nun konuşmasının tamamı:
Sayın İl Başkanım, Ülkü Ocakları Başkanım, Kıymetli İlçe Başkanlarım, Saygıdeğer KAÇEP Başkanlarım hepinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum. Varlıklarıyla Milliyetçi Hareket Partisi’nin 54 yıllık siyasi yolculuğunu sırtlanan, asırlar öncesinden yüklenen kutlu sorumluluğun gereğini yaparak elini taşın altına koyma cesaretinden hiçbir zaman geri durmayan kıymetli delegasyon, değerli dava arkadaşlarım; sizleri de en kalbi duygularla, hürmetle selamlıyorum. Sözlerimin başında; Türk’ün Türkmen’in sesi Aşık Paşa’nın torunlarıyla olmaktan, siz değerli dava arkadaşlarımızla birlikte Kırşehir İl Kongremizi gerçekleştirmekten, partimizin 14. Kurultayı’na bir adım daha yaklaştıran bu cemiyette yer almaktan duyduğum onuru sizlerle paylaşmak isterim. Çünkü nereye giderseniz gidin, hangi toprağa ayak basarsanız basın; ahlak, adalet hoşgörü ve kardeşlik kavramlarından bahis açıldığında akla gelen ilin adıdır Kırşehir. Çünkü kime sorarsanız sorun, kiminle sohbet ederseniz edin açarsanız açın; bozkır dendiğinde, gönülden, milli ruhtan, yiğitlikten ve topyekun fütüvvetten bahsedildiğinde akla gelen ilin adıdır Kırşehir.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ’NİN SİYASETİNİ ŞEKİLLENDİREN “HOŞGÖRÜ” BU TOPRAKLARIN ÜRÜNÜDÜR
Nasıl olmasın ki?
Koskoca Türk milletinin feyiz kaynağı “Eline, diline, beline sahip ol. Kalbini, kapını, alnını açık tut.” diyen Ahi Evran değil midir? Türk’ün vizyonunu ufkun ötesine taşıyan, hakikati hem gönül gözüyle hem de dünya gözüyle bulmaya çalışan ve asırlar sonrasına dahi ışık tutan Caca Bey değil midir? Gönlümüz gücendiğinde, kalbimiz kırıldığında, yüreğimiz daraldığında; ruhumuzu arındırdığımız kaynak “Garibim gönül sarar, gönül bileni sorar. Bu gönül yarasını, gönlü bilen sarar.” diyen Neşet Ertaş değil midir? Tereddütsüz bu soruların cevabı evet olacaktır. Tereddütsüz tüm bu kaynakların adresi Kırşehir olacaktır.
Hiç şüphe yok ki; Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyasetini şekillendiren “hoşgörü” bu toprakların ürünüdür. Türk milliyetçilerinin bitmeyen vatan “aşkının” tohumları bu topraklarda boy vermiştir. Ülkücü Hareketin her bir mensubunun bitmeyen “heyecanı” bu topraklarda kendisini bulmaktadır.
Önce devletini ve milletini düşünen aklın, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” öğüdünün gereğini yapan ecdadın emaneti elbette başımızın tacı, mirası; elbette gelecek nesillere ulaştırılmak üzere muhafaza ettiğimiz kıymetlimizdir. Bu kıymet Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin, Milliyetçi Hareket Partisinin paha biçilemez mücevheri, kaybetmeye tahammülümüzün olmadığı hasletidir.
İşte; canımız pahasına koruduğumuz bu mücevher “birlik ruhu”, yer yer “anlaşılamamak” pahasına yaşatmaya özen gösterdiğimiz haslet ise “dirlik” kabiliyetidir. Liderimiz Sayın devlet Bahçeli’nin “önce ülkem ve milletim” öğüdünde kendisini bulan bilinç bu “birlik ruhunun” eseridir. Genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin “Benim Aklım Hep Türkiye’dir” sözünün özü, bu topraklardaki varlık serüvenimizin özünü oluşturan “dirlik” bilincidir.
CUMHURİYET’İMİZİN İKİNCİ YÜZ YILINI TÜRKİYE YÜZYILI YAPMAK İÇİN AHİTLEŞMİŞ KADROLAR MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ÇATISI ALTINDADIR
Kıymetli Dava Arkadaşlarım; 14 Mayıs’ta ve 28 Mayıs’ta çok önemli iki eşik Anadolu insanının şaşmayan ferasetiyle geçilmiştir. Ne mutlu ki; Anadolu feraseti dâr- ı fenâ’dan dâr- ı bekaa’ya intikal buyuran cümle aziz şehitlerimizin emanetine sahip çıkmıştır. Hamdolsun ki; Kırşehirlinin feraseti, bir milletin kendisine dayatılan uykudan inşirah içinde uyanmasına vesile olmuştur. Şükürler olsun ki; Türk milletinin feraseti Hazret-i Hakk’ın inayetine sığınan mazlumların umudu olan bir sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bilinmelidir ki; Türk asrının mimarları, yani sizler, yani bizler bu kazanımların bir zerresini dahi kaybetmemeye kararlıyız. Bilinmelidir ki; Cumhuriyet’imizin ikinci yüz yılını Türkiye Yüzyılı yapmak için ahitleşmiş kadrolar Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altındadır.
Bu öyle sahih bir hadisedir ki Türk milletinin Milliyetçi Hareket Partisi’ne olan teveccüh, ona ve liderine duyulan güven bunun en büyük ispatıdır. Allah nasip ederse; nasıl ki cennet mekan ecdadımız 16. Asrı Türk asrı olarak tarihe yazdırmışsa, bu asır da yine en az o asır gibi Türk asrı olarak tarih kitaplarında kendisine yer bulacaktır. İnanıyorum ki; asırlara Türk asrı dedirten fütuhatı gerçekleştirecek kan bu salonda kendisini bulan kan ile aynı kandır. Biliyorum ki bu toprakları vatan yapan ve bu vatanın manevi muhafızları olan uluların duası halen Türk milletinin üzerindedir.
Türkistan coğrafyasından Anadolu Coğrafyasına geçişimin Manevi köprülerinden Hoca Ahmet Yesevi’nin öğütleri kulağımızda halen çınlamaktadır. Satuk Buğra Hanların, Alp Arslanların, Süleyman Şahların, Kılıç Arslanların, kılıç kudreti de Horsan Erenlerinin Allah aşkı da Türk milletinin öz evlatları ülkücülerin bünyesinin her zerresinde yaşamaya devam etmektedir.
Bu yüzden siz değerli dava arkadaşlarımızın huzurunda, hoşgörünün membaı Kırşehir’imizden gür bir sesle muhterem büyüğümüz, Sayın genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin çağrısını yinelemek istiyorum.
“Bekamızın müdafaası;
Mete Han’dan Alparslan’a uzanan bir vasiyettir.
Osman Gazi’den Fatih’e ulaşan bir velayettir.
Kanuni’den Mustafa Kemal’e varan bir verasettir.”
Gelin vebale daha fazla ortak olmayın!
Gelin el birliği yapalım, güç birliği yapalım, ülkü birliği yapalım, ne kadar işbirlikçi varsa yakalarından tutalım. Türkiye’ye sahip çıkalım”
Biliyorum ki bu çağrının tekrar edileceği en güzel yer “Ahi'nin eli, kapısı, sofrası açık olmalı; gözü beli ve dili kapalı olmalı.” diyerek asırlar sonrasına ışık olan Ahi Evran’ın hayat bulduğu bu topraklardır, Kırşehir’imizdir. Biliyorum ki bu çağrının cevap bulacağı yerlerin başında “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” öğüdünün sahibi Hünkar Hacı Bektaş’ın fikirlerinin yaşatıldığı Kırşehir’imiz gelmektedir.
HEDEFİMİZ İNSANIMIZI ZATEN HAKKI OLAN BELEDİYECİLİK HİZMETLERİNİN YANINDA HAK ETTİĞİ REFAHA ULAŞTIRACAK HİZMETLERLE DE BULUŞTURMAKTADIR
Kıymetli dava arkadaşlarım; Sözlerimi çok fazla uzatmak niyetinde değilim. Ancak bir hususa daha dikkatlerinizi çekmek mecburiyetinde hissediyorum. Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimler ülkemizin tamamı için olduğu gibi Kırşehir’imiz için de önem arz etmektedir. Bu minvalde; önceliğimiz üretken belediyecilik anlayışının milletimizle buluşturulması olacaktır. Hedefimiz insanımızı zaten hakkı olan belediyecilik hizmetlerinin yanında hak ettiği refaha ulaştıracak hizmetlerle de buluşturmaktadır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta gösterilen kararlı ve azimli çalışmaların yerel seçimler için de gösterileceğinden hiçbir şüphem yoktur.
Genel Başkanımızın ifade buyurdukları gibi: “Yerel yönetimlerin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birleşik ve bütünleşik yapısı, merkezi yönetimle tek ses ve tek nefes oluşu Türkiye'mizin medeniyetler ve milletler mücadelesinde büyük bir kozu olacaktır. Milletimize olan güvenimiz ve inancımız tamdır.”
Bu duygu ve düşüncelerle heyetinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Kazananın her zaman Milliyetçi Hareket Partisi olduğu, hatta Türklüğün olduğu kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum.
