14 MAYIS'TA SANDIKTAN ÇIKAN SONUÇ WASHİNGTON'DAN, LONDRA'DAN BERLİN'DEN YANKILANACAK
Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekili adayları, Talas ilçesinde düzenlenen yemekte şehit aileleri ve Avşarlar ile bir araya geldi. Düzenlenen yemekte konuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, "Anadolu’yu vatan kıldığımızdan bu yana buradaki varlığımızı şark meselesi olarak görüp, Türk Milleti'ni Anadolu'dan söküp atmak isteyenler ve ne yazık ki onlarla beraber hareket eden iş birlikçiler vardır.
14 Mayıs'a giderken artık saflar iyice belli olmuş, kimin nerede durduğu anlaşılmış, maskeler düşmüş, herkes kendi suretini açık etmiştir. Böylesi bir dönemde MHP'ni kadroları olarak Sayın Genel Başkanımızın evlatları olarak sizlerle beraberiz. Bu seçim döneminde Cumhur İttifakı olarak varlığımız, ana gayemiz Türk Milletinin birlik ve beraberliğini korumak ve Türkiye'yi daha ileriye doğru götürebilmektir. Tertemiz ve aydınlık bir geleceğe hep birlikte hepimizi el ele, omuz omuza ulaştırabilmektir. Bu uğurda Türkiye'nin hangi bedeller ödediği ortadadır. Hiç bir ülkenin karşı karşıya kalmadığı sorunlar Türkiye'nin önüne getirilmiştir. Sizlerin iradeleriyle beraber Türkiye'nin geçmiş olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'nin en büyük kazanımı olmuştur.
Çünkü ön görülebilir olsa da, öngörülemez olsa da karşımızda vukuu bulan ve beka düzeyine ulaşan tehdit ve tehlikelerin bertaraf edilmesi konusunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'de istikrarlı bir anlayışı yansıta bilmiştir" dedi.
Özdemir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonra Türkiye'nin yaşadığı sıkıntılara değindi. Tüm dünyayı etkileyen Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin hakemliği ile gıda krizinin aşıldığını hatırlatan Özdemir, "Bu durum düne kadar Türkiye'ye edilgen ülke gözüyle bakanlar, Türkiye'ye talimat verilebilir gözüyle bakanlar, söz dinleyen ülke gözüyle bakanlar artık anlamışlardır ki; Türkiye edilgen değil artık etken bir ülkedir, Türkiye sözü dinlenen bir ülkedir. Türkiye başkalarının oyununa kurban edilecek bir ülke değil, kendi oyununu kurup Türklüğün yüksek iradesini bütün dünyaya yayabilme gücüne sahiptir" diye konuştu.
Özdemir, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Zillet İttifakı'nın yani CHP'nin, Yani İYİ Parti'nin, yani Deva Partisi'nin, yani Saadet'in yani ne kadar bu ülkenin milli hisleriyle, maneviyatıyla, muktesebatıyla kavgalı olan hepsinin neler yaptığını da gözler önüne sermek lazım. Türkiye'ye döviz kuru üzerinden saldırılar yapıldığında bunlar çıktılar Türkiye hasımlarının yanında yer aldılar. Türkiye, Suriye'ye PKK terör örgütüne yönelik askeri harekat gerçekleştirmek istediğinde bunlar hükümetimizin meclise gönderdiği teskereye hayır diyerek HDP ile beraber oldular., 2020 yılında koronavirüs salgınında felaket tellallığı yaparak Türk Tabipler Birliği olsun içinde ne kadar Türk Milleti hasmı varsa onunla beraber olarak bu milletin bu memleketin mahvını adeta talep ettiler. 2021 yılında biz Karabağ'da, Azerbaycanlı kardeşlerimizle Türklüğün ve İslam'ın zaferi için omuz omuza dururken, bunlar Türkiye'nin bölgeye cihatçı gönderdiği yalanı ile Ermeni ağzı ile konuştular, Yunan ağzı ile konuştular, Fransız ağzı ile konuştular ama bir gün olsun Türk gibi davranamadılar.
2022 yılına geldiğimizde kalktılar 'Biz Ukrayna-Rusya savaşında Amerika yanında saf tutacağız' dediler. Türkiye bu gün bu savaşta bir tarafta tutup birini diğerine tercih eden bir anlayış benimsemiyor. Küresel politikalarımızın diğerlerinde olduğu gibi Türkiye'nin benimsediği Cumhur İttifakı ile beraber ilayi kelimetullah yolunda, Ankara merkezli, dünyayı Türkçe okuyabilen bir bakış açısı ve politika anlayışıdır. Bunlar pek tabi Türklüğe bu kadar uzak duruma olduklarından ötürü bu gerçeği anlayamamakta ve bunu dahi kabul edememektedirler.
Doğu Akdeniz'de kendi petrolümüzü, doğalgazımızı arayıp çıkaralım derken, CHP ve İYİ Parti Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin saldırgan bir tutum sürdürdüğünü söylediler. Bu ağız da tipik bir Yunan ağzı ve tipik bir Rum ağzıydı.
Deprem felaketine geldiğimizde ise asıl niyetleri her yönüyle ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün imkan ve kabiliyetini deprem bölgesine sevk etmişken, vatandaşlarımızın yarasını sarmak için uğraşırken bunlar çıktılar hem etnik hem de mezhep temelli kışkırtıcılığı yaymak üzere Türkiye'nin karasularına uçak gemisi gönderen, sırtlanlar misali pusuda bekleyen çevrelerle yine aynı durumda, aynı siperde olduklarını gösterdiler.
Şimdi karşınızda bir seçim dönemi var. Bu seçim dönemine gelirken MHP özellikle hnerkesten önce çıktı dedi ki Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik adayımız belli kararımız net dedi. Sayın Genel Başkanımızın çağrısı ile MHP bu günde arkasında durduğu kararını yenilemektedir. Bizim adayımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Biz hangi kararımızın arkasında durduysak iyi düşünülmüş, iyi istişare edilmiş ve ne olursa olsun öncelikle Cenab-ı Allah'ın rızasının güdüldüğü sonrasında ülkemizin ve milletimizin hayrına olacak gelişmelerle alakalı hesap edildiği kararlardır. Milletimizin düşünceleriyle ufkuyla ülkülerimizi bezedik. Milletimizin gelecek tasavvuruyla Türk Cihan Hakimiyeti mefkuremizi gerçekleştirmek için gayret ettik. Öbür yanda bakıyorsunuz Zillet İttifakı çevreler 15 defa toplandılar, bir gün olsun çıkıp adaylarını belirleyemediler. Bu gün Zillet İttifakı'nın adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu kendi adaylığına meşruiyet bulabilmek için ne yaptı? Türkiye'nin hangi iline gitti? Aday olabilmek için ABD'nin başkentine gitti, oradan İngiltere'nin başkentine giti, Almanya'nın başkentine gitti ve icazet aradı. Bunun ne manaya geldiği açık ve net olarak görülüyor. Bu seçim Türkiye'de yapılacak bir seçimdir. Allah'ın izniyle bu sebepten dolayı 14 Mayıs'ta sizlerin iradenizle sandıktan çıkan sonuç Washington'dan yankılanacaktır, Londra'dan yankılanacaktır, Berlinden yankılanacaktır. Ama Türklüğün gür sesi bütün cihanda inşallah duyulacaktır.
Bütün bunlar olurken PKK terör örgütünün elebaşlarının çiyanlar misali başlarını kaldırıp açıklama yaptıklarını hep birlikte görüyoruz. 14 Mayıs seçimlerinde MHP, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'a verilen her oy bize sıkılmış bir kurşundur dedi. dolayısıyla kendi tabirleriyle Zillet ittifakına destek çağrısı yaptılar. Varsın hainler bu çağrıda bulunsun. Biz de Türklüğün yiğit diyarı Talas'tan seslenerek evet doğrudur MHP'ye verilen her oy, Recep Tayyip Erdoğan'a verilen her oy PKK'ya sıkılan bir kurşundur, atılan bir bombadır.
Burada şehit edilen askerlerimizi unutmadık. Buradaki anıt durağı unutmadık. Kayseri'den kalkıp bu hainlerle yol yürüyüp şimdi sizin karşınıza geçip oy isteyen gürühu o durağa davet edin bakalım ne diyebilecekler? Buraya gelmeye yüzleri olacak mı acaba?
Yine tam da böylesi bir günde PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP'li vekil dedi ki 15 Mayıs sabahı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakacaklarını söyledi. Zillet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu da dedi ki Selahattin Demirtaş'ın serbet kalmasın istiyorsanız Zillet ittifakına oy verin dedi. Buradan hodri meydan diyorum, el mi yaman bey mi yaman, işte Türk milleti burada işte irade burada 15 Mayıs sabahı ihanetin başını bir kez daha ezeceğimizi herkes görecek.