Türkgün Gündem MHP’li Yalçın açıkladı! Slogan belli: Ülke İçin Var Olduk / Bir Ülküye Yar Olduk

MHP’li Yalçın açıkladı! Slogan belli: Ülke İçin Var Olduk / Bir Ülküye Yar Olduk

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “17 Mart Pazar günü yapılacak 14. Olağan Büyük Kurultay’a” dair açıklamalarda bulundu. MHP’nin Türkiye sevdalısı olduğunu belirten Yalçın, Büyük Kurultay’ın sloganını da açıkladı. “Ülke İçin Var Olduk / Bir Ülküye Yar Olduk” dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 17 Mart Pazar günü yapılacak 14. Olağan Büyük Kurultay’a dair açıklamalarda bulundu. MHP’nin Türkiye sevdalısı olduğunu belirten Yalçın, “Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in gümrah ırmaklarından beslenen MHP; Türkiye sevdalısı, kendini milletinin refah ve saadetine, yükselme ve güçlenmesine adamış nesillerin ocağı olarak göreve hazırdır.” İfadelerini kullandı. 14. Olağan Büyük Kurultay “Ülke İçin Var Olduk/Bir Ülküye Yar Olduk. Ülkeye Sevda/Ülküye Yemin.” sloganı altında gerçekleştirilecektir” dedi.

MHP’li Yalçın’ın açıklamasının tamamı:

Türkiye her sabah, iç ve dış dinamikleri yansıtan yoğun bir gündeme uyanmaktadır. Gerek içeride gerekse dışarıda birbirini takip eden, biri diğerini etkileyen karmaşık hadise ve gelişmeler; küresel bağlamda zaruri bir değişimin, kaçınılmaz bir yeni oluşumun doğum sancılarını haber vermektedir.

Sömürgeci Batı ülkelerinin yüzyıllardır demokrasi ve insan hakları maskesi arkasında dayattığı haksızlık, adaletsizlik ve zulümler; insanlığı içinden çıkılması zor bir küresel açmaza sürüklemiştir. Sömürge anlayışıyla kendini eriten Batı âlemi, dünyanın zengin kaynaklarını tüketmekle kalmamış; beşeriyetin dayanma gücünü, takatini de bitme noktasına getirmiştir.

İSLAMOFOBİ, KÜLTÜRÜNE KAŞI PROTESTO SESLERİ YÜKSELİYOR

Hem Batılı devlet adamları, hem de hastalıklı Batı toplumları beşeriyetin huzur ve sükûnuna, dünya barışının yeniden tesisine değil; yıkıma hizmette yarışmaktadır. Yerkürenin her yerinde Batı’nın körüklediği emperyalist ayrımcılığa, ırkçılık, İslamofobi, münaferet ve düşmanlık kültürüne kaşı itiraz ve protesto sesleri yükselmektedir. Ancak bu yeterli değildir. Yeryüzündeki kötü gidişe dur diyecek yeni bir küresel akla, dünya düzeninin yeniden tanzimine şiddetle ihtiyaç vardır. Batı dünyasının insanlığı sürüklediği anafordan kurtuluşun, çıkmaz yoldan dönüşün vakti çoktan gelmiştir. Her alanda insanlığın yuvarlandığı açlığa ve tükenişe son verme, Batı dünyasının bitmek tükenmek bilmeyen obez iştihasına gem vurma zamanıdır. Küresel kaosun son bulması, insanlığın sulh ve selamete erişmesi için artık rollerin de aktörlerin de değişmesi bir zarurettir. Bu kaçınılmaz tebeddülün gerçekleşmesi için, öncelikle büyük bir medeniyet tasavvuruna, sonra da bu tasavvuru hayata geçirecek profesyonel teşekküllere ihtiyaç vardır.

MHP; TÜRKİYE SEVDALISIDIR

İyi yetişmiş, basiret ve feraset sahibi devlet adamlarına ve politikacılara; sağlıklı düşünen, sorumluluk sahibi, barış ve huzur içinde yaşama azminde olan, bilinçli topluluklara ihtiyaç vardır. Özellikle de ülkesini yükseltme sevdasına sadık, milletini çağlar ötesine taşıma ülküsüne bağlı genç kadrolara ihtiyaç vardır. 

Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in gümrah ırmaklarından beslenen MHP; Türkiye sevdalısı, kendini milletinin refah ve saadetine, yükselme ve güçlenmesine adamış nesillerin ocağı olarak göreve hazırdır. MHP’ye can ve kan veren imanlı, kararlı Ülkücü kadrolar; 21. asra ad olarak verdiğimiz “Türkiye Yüzyılı”nın müessisleri olacaklardır. MHP kadroları, Türkiye'de siyasi partiler arasında gelişen, yerleşen ve başta CHP olmak üzere Cumhur İttifakı muarızı partilerce körüklenen münaferet kültürünü ortadan kaldırmaya amadedir. MHP kadroları; atalarından aldıkları ilhamla Türkiye’de iç barış ve sükûnu tesis edip refahı yayma, dünyaya yeni ve adil bir nizam verme idealine baş koymuşlardır.

SLOGAN BELLİ OLDU

Bu arada Türkiye 31 Mart Yerel Seçimlerine adım adım yaklaşırken MHP, 17 Mart Pazar günü 14. Olağan Büyük Kurultay’ını gerçekleştirecektir.

Sözünü ettiğimiz iç ve dış gelişmeler bağlamında, MHP’nin Büyük Kurultayı:

“Ülke İçin Var Olduk/Bir Ülküye Yar Olduk. Ülkeye Sevda/Ülküye Yemin.” sloganı altında gerçekleştirilecektir.

Bilindiği üzere, MHP’nin bütün kurultayları toy ve şölen havasında geçmektedir. MHP için her Kurultay güç tazelemeye, coşku ve heyecan yüklenmeye vesile olmaktadır.

Bundan öncekilerde olduğu gibi; bu defaki Büyük Kurultay’da da Ülkücü irade, ardına düştüğü, beraber yol yürüdüğü liderine güven ve bağlılık izharını tek ses, tek yürek hâlinde tekrarlayacaktır. 17 Mart günkü 14. Olağan Büyük Kurultay’ımızda tezahür edecek sinerji, hem “21. Yüzyılda Lider Ülke Türkiye” idealini gerçekleştirecek azim ve iradeye sahip Ülkücü kadroların münadisi, hem de 31 Mart’ta Cumhur İttifakının büyük Yerel Seçim zaferinin habercisi olacaktır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katıldı

Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katıldı

Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'na katılarak Türk mutfağının zenginliğine vurgu yaptı. Gastronominin kültürel kimlik üzerindeki etkilerine değinen Erdoğan, 12 bin yıllık mirasa sahip tematik liselerin önemini belirtti.

KAYNAK: İHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen Türkiye Gastronomi Liseleri Tanıtım Programı'nın Etiler Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ndeki etkinliğine katıldı. Programda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de hazır bulundu.
Programda öğrencilere yönelik bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Anadolu'nun, tarımın başladığı, ilk ekmeğin piştiği, zeytinin işlendiği, bereket topraklar olduğunu belirtti. Erdoğan, "Binlerce yıllık tarih ve eşi benzeri görülmemiş, bir kültür zenginliği ile iç içe olduğumuz için, ne kadar şükretsek az. Bu zenginliğin, en görünür olduğu yerlerden biri de, şüphesiz mutfağımızdır. Topraktan tabağa uzanan zincirin halkalarını; tarih, kültür, bilim, estetik, sanat ve şifa oluşturur. Bu mirasa sahip çıkmak, onu dünyada hak ettiği konuma taşımak, hepimiz için, hem bir ödev, hem de, bir vefa borcuydu" ifadelerini kullandı.

"Yemek, bir milletin kimliğidir"
 

Gastronominin son yılların yükselen yıldızı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Gastronomi, turizmin ana motivasyonlarından biri haline gelmiş, ünlü şeflerin alana yaptığı katkılarla, popüler bir kariyer seçeneği olmuştur. Ancak bunun da ötesinde gastronomi artık devletlerin sıkça başvurduğu, bir kamu diplomasisi aracıdır. Çünkü yemek, bir milletin kimliğidir, hikayesidir. Gastronominin, ülke algısını olumlu anlamda değiştirdiği gibi milli kültürü tanıtmada da etkin bir rol oynadığı hepimizin malumudur. Şahsen, Türkiye'nin, gastronomi dünyasının kutup yıldızı olması gerektiğine yürekten inanıyorum" diye konuştu.
Türkiye'nin dünyaca tanınan yemekleri bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Oysa ülkemizin her bir köşesinde, yerel ürünleriyle, pişirme teknikleriyle, kültürel unsurlarıyla, ayrı bir gastronomi dünyası mevcut. Anadolu'nun buğdayında, Akdeniz'in turunçlarında, Karadeniz'in fındığında, Ege'nin zeytininde sembolleşen, eşsiz bir çeşitliliğe sahibiz. Üstelik bu çeşitlilik, bugün dünyanın peşinden koştuğu, ‘yavaş yemek' gibi, birçok akıma da, cevap verebilecek niteliktedir" dedi.

"Mutfağımız başlı başına bir şifa merkezidir"
 

Türk mutfağının geniş yelpazesi, vejetaryen ve vegan tercihlere kadar her ihtiyacı karşılayan reçetelere sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, "Tüm bunlara ek olarak mutfağımız başlı başına bir şifa merkezidir. Küresel sağlık göstergelerine baktığımızda, batı tipi beslenmeye bağlı, kronik hastalıkların hızla arttığını görüyoruz. İşte bu yüzden tariflerimizin sağlığa olan iyileştirici etkilerini ön plana çıkarmalıyız. Bu noktada çağın ruhunu yakalayacak yeni bir anlatı kurmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Kimi zaman gastronominin, tabaktaki lezzete indirgendiğinin altını çizen Erdoğan, "Halbuki, İç Anadolu sofralarında buğdayın serüveni saklıdır. Marmara'da kurulan sofralarda, İmparatorluğun izleri ve medeniyetler etkileşiminin dinamizmi vardır. Güney Doğu Anadolu sofraları, zorlu doğa koşullarının insana kattığı ustalıkla kurulur. Doğu Anadolu sofraları, uzun kış hikayelerini, sert iklimleri ve ekolojik uyumu anlatır. Akdeniz sofraları, binlerce yıllık doğa ve insan etkileşiminin biyo-kültürel mirasıdır. Karadeniz sofraları, bahçe kültürünün, sabrın ve kolektif emeğin özetidir. Ege sofralarının baş tacı zeytinyağına, acelesi olmayan doğanın sükuneti, sadeliğin, derin anlamları eşlik eder" ifadelerini kullandı.

"12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından beslenecekler"
 

Türkiye'nin 7 bölgesinde hayata geçecek tematik gastronomi liselerinde öğrencilerin, bölgelerinin tüm gastronomi unsurlarını öğreneceklerini söyleyen Erdoğan, "Yani 12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından beslenecekler. Hem geleceğin hünerli elleri, hem de mutfağımızı küresel ölçekte hak ettiği konuma yükseltecek temsilciler olacaklar, inşallah. Reçetelerimiz, damakta lezzete, dilde duaya, kalpte şükre, sofrada, birlik ve beraberliğe dönüşür. Çorbalar, helvalar; hastalık ve ölüm gibi hayatın sert rüzgarlarını sakinleştirir. Şerbetler, pilavlar, doğumların ve düğünlerin sevincini pekiştirir. Lokmalar, insanlar arasında, müjdeli haberleri yayar. Adaklar, ihtiyaç sahiplerinin sofrasını şenlendirir. Tatlılar, her konuyu tatlıya bağlar. Dünyanın hiçbir yerinde, yaşamla bu kadar iç içe geçen ve sosyal ilişkileri güçlendiren, başka bir mutfak kültürü gerçekten yok" diye konuştu.

"Türkiye Gastronomi Liseleri sivil katılımlı bir model olacaktır"
 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de, "Bu ekosistem bütünlüğü içinde Türkiye Gastronomi Liseleri, üreticilerden yerel yönetimlere, ticari işletmelerden sivil toplum örgütlerine kadar sivil katılımlı bir model olacaktır. Bu çok paydaşlı yapı sayesinde öğrenciler, yalnızca akademik bilgiyle değil, aynı zamanda sektörel deneyimle de donatılacaktır. Her biri Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinde konumlandırılacak olan bu tematik liseler, bulundukları bölgenin iklimsel özelliklerine, tarımsal zenginliğine ve kültürel mirasına uygun özgün alanlara odaklanacaktır. İtalya'nın bu alandaki güçlü temsiline alternatif olarak, daha kapsayıcı ve zengin bir öneri sunma potansiyeline sahiptir. Bu okulda üretilecek ürünlerin başta Antalya'daki beş yıldızlı oteller olmak üzere geniş bir pazara sunulması hedeflenmektedir" dedi.

Bakan Tekin, Erdoğan'a Osmanlı Mutfağı'ndan hediye takdim etti
 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, konuşmasını tamamlayan Emine Erdoğan'a, 1904 yılında Osmanlı Sarayı'nda misafirler için hazırlanan yemeğin İngilizce ve Osmanlıca yazılmış menüsünü armağan etti. Daha sonra proje yöneticileri, gastronomi araştırmacıları, şefler, STK temsilcileri ve lise öğrencisi şef adaylarının yer aldığı toplu aile fotoğrafı çekildi, Erdoğan bu karenin ardından şef adaylarını alkışladı. Projenin amacı, beklenen etkisi ve kurulacak liselerin Türk Mutfağı'nın tanıtıma yapacağı katkılar hakkında bilgiler alan Erdoğan, programın sonunda öğrencilerle özel olarak ilgilendi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *