MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, TBMM Genel Kurulunda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 16. maddesi üzerinde konuştu.
MHP'li Yıldız'ın açıklaması şu şekilde;
Öncelikle, PKK’lı hainler tarafından şehit edilen kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Türkiye'nin siyasal anlamda sömürgeci, ekonomik anlamdaki yağmacı, kültürel olarak asimilasyoncu bir devlet olduğunu iddia eden ahlaksızlara sabrımızı fazla taşırmayın diyorum.
Demokrasimizi daha da güçlendirmek için başta yeni bir anayasa olmak üzere yasal ve idari birtakım düzenlemeler yapılmasını gerekli görüyoruz. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine uygun, millî ve manevi değerlerden ilham alan, bize özgü yeni bir anayasaya kavuşmalıdır. Bu, milletimize ve gelecek nesillere karşı ertelenemez bir görevimizdir. Türkiye’nin yakaladığı siyasi istikrar, ekonomik tecrübesi, demokrasi tecrübesi, tüm toplum kesimlerinin bu konuya yaklaşımı yeni bir anayasa yapmaya uygundur.
Birçok hukuk kuralı aslında bir ahlak kuralıdır. Bu gerçeği bıkmadan usanmadan tekrarlayacağız. Hakikati yitiğimizi arar gibi arayacağız. Cumhuriyetin 100’üncü yılında cumhuriyetin kurucu değerlerine, milletimizin egemenlik haklarına hürmetin gereği olarak 100 maddelik anayasa önerimiz başlangıç, genel esaslar, temel hak ve görevler, cumhuriyetin temel organları ve son hükümler şeklinde 4 kısım ve 100 maddeden oluşmaktadır. Başlangıca “Allah’ın lütfu, kardeşlik ruhu ve vatan sevgisiyle varlık bulmuş biz Türk milleti” düsturuyla giriş yapılmış, devletin şekli ve nitelikleri aynen korunarak birinci maddede ele alınmış, maddenin son fıkrasına “Bu madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.” hükmü konulmuştur. Hak ve hürriyetler en geniş şekilde güvenceye kavuşturulmuş; hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu yaklaşımı gerçek anlamıyla buluşturulmuştur. Cumhuriyetin temel organları yasama, yürütme ve yargı başlığıyla düzenlenmiş; yasama organı için millî birliği sağlama, yürütme için kurumsallık, kurumsallaşmış başkanlık sistemi, yargı için bağımsız ve tarafsız yapılanma anlayışı ön plana çıkarılmıştır. Gazi Meclisin Başkanına da millî uzlaşmanın sağlanması ve siyasi krizlerin çözümünde ara buluculuk görevi verilmiştir. Yine, milletvekili dokunulmazlığı ve düşme sebeplerine dair belirsizlikler giderilmiştir.
Başkanlık sistemi, yeni Anayasa’nın bütünlüğü içinde başkanla birlikte 2 başkan yardımcısının seçilmesini öngörmüştür. Başkanlık kabinesi anayasal statüye dâhil edilmiş, hükûmet programının Meclise sunulması yöntemi getirilmiştir. Anayasa’da üniter devlet ilkesine açıkça yer verilmiştir. İdari yapılanmada il esası korunmuştur.
Yeni bir kurum olarak Türkiye liyakat kurumu önerilmiş ve Merkez Bankası anayasal kuruluş hâline getirilmiştir. Anayasa Mahkemesinin, bildiğiniz gibi, norm denetimi, bireysel başvuru, Yüce Divan yargılamaları, siyasi parti kapatma davalarına kadar çok sayıda görevleri vardır.
Anayasa teklifimizde Yüce Divan yargılaması ve siyasi parti kapatma davalarını “Yüce Divan” adıyla oluşan yeni bir mahkemeye verilmesi düşünülmüştür. Yüksek mahkemeler başlığı altında Sayıştay ve Yüksek Seçim Kurulunun statüleri yeniden açıklığa kavuşturulmuştur. Yargıya ilişkin üye seçiminde Gazi Meclisin yetkileri genişletilmiştir.
Siyasetin ahlaki bir temele dayandığı, demokratik olgunluk ve uzlaşma kültürünün egemen olduğu bir siyaset anlayışını hâkim kılmak hepimizin görevidir. Anayasa’da yer alan temel ilkeler çerçevesinde kalmak şartıyla her siyasi partiye teşkilat yapısının işleyişini belirleme hakkı tanınmalıdır.
Milletvekillerinin ve siyasi partilerin çalışmaları tüm yönleriyle etik esaslara bağlanmalı ve siyasi partiler ile parti yöneticilerinin siyasi faaliyetlerine ilişkin gelir kaynakları ve seçim harcamaları etkin bir biçimde denetlenmeli ve kamuoyunun bilgisine sunulmak için düzenleme yapılmalıdır. Siyasette kirlenmeyi tetikleyen unsurlardan biri olan siyasetin finansmanına ilişkin tartışmalar böylece son bulacaktır. Milletvekili dokunulmazlığı kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar dışında kaldırılmalıdır. Milletvekillerinin işlediği suçlar sebebiyle hazırlanmış ve karma komisyonda bekleyen fezlekeler gündeme alınarak kesinlikle sonuçlandırılmalıdır.
Yine önemli bir konu, kamuoyu araştırma şirketleri -bildiğiniz gibi- sipariş üzerine raporlar yayınlıyor ve istediği partiyi istediği ölçüde gösterip hasım olduğu partiyi de yani olduğunun çok altında gösterebiliyor. Yani, bunun için, manipülasyon için dolaşıma sokulan bu sahte bilgiler modern demokrasinin vazgeçilmez operasyon unsuru hâline gelmiştir, bu sahtekârlığa karşı bir düzenleme yapmak, şarttır. Kamuoyu araştırmaları yüksek, bilimsel ve ahlaki standartlara uygun olarak gerçekleştirilmeli, kanunla belirlenecek ilkelere aykırı olarak “araştırma” adı altında kamuoyunu bir kuruluş, bir kurum, ürün, hizmet, ideoloji veya kişi hakkında olumlu ya da olumsuz yönlendirmek veya etkilemek maksadıyla yalan, yanlış, yanıltıcı veya eksik bilgiler sunan kamuoyu şirketlerinin sorumlularına caydırıcı cezalar getirilmelidir.
1973 yılında yürürlüğe giren Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün çeşitli maddelerinde birçok değişiklik yapılmış ve İç Tüzük’ün sistematiği bozulmuştur. Meclis İçtüzüğü yeni bir anlayışla ele alınmalı ve Meclis çalışmalarında kurumsal yeniliklere ihtiyaç olduğu açıktır. İç Tüzük değişikliğiyle gözetilmesi gereken temel ilke, etkin, verimli ve kaliteli, sağlıklı bir şekilde çalışma düzeninin ortaya konulmasının sağlanması olmalıdır.
Komisyonda yasama ve denetim süresi sürecinin odağını teşkil etmektedir biliyorsunuz. Faaliyetler Genel Kurul yerine komisyonlarda şekillenmeli ve komisyon odaklı yasama süreci yasama faaliyetlerinin kalitesini artıracaktır mutlaka.
Son olarak bir iki husus daha belirtmek istiyorum. Kırk yılın üzerinde ceza avukatlığı yaptım için bana cezaevlerinden günde onlarca haber geliyor. Sayın Başkanım, şikayetlerin hemen hemen tamamı aşağı yukarı infaz sistemiyle ilgilidir. İnfaz kurumumuz, İnfaz Kanunu’muz yamalı bohçaya dönmüştür; evet, çok değiştirilmiştir. İnfaz hesaplanmasında ve müddetname düzenlenmesinde kıdemli yargıçlar da dâhil olmak üzere zaman zaman hatalı düzenlemeler yapılmaktadır. Tüm ihtiyaçlara cevap verecek kalıcı bir İnfaz Kanunu yapmanın da zamanı gelmiştir.
Cezaevlerinde yaşlı, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olan, hasta olan ve bu durumları doktor raporuyla sabit olan hükümlülere de çeşitli infaz sistemleri uygulanmalıdır. Bu tamamen insani bir durumdur. Bunun a şahsı, b şahsı, siyasi kimliğinin, kişiliğinin de hiçbir önemi yoktur diyorum.