Türkgün Gündem Nisan ayı sıcaklıkta rekor kıracak! Termometreler 30'u bulacak

Nisan ayı sıcaklıkta rekor kıracak! Termometreler 30'u bulacak

Türkiye, Nisan ayına Haziran sıcağıyla girecek. Sıcaklıklar mevsim normallerinin 8 ila 9 derece üzerinde olacak.

KAYNAK: NTV

Hava sıcaklığı mevsim normalinin ortalama 8 derece üzerinde. Türkiye, Nisan ayına Haziran sıcağıyla giriyor.

Önümüzdeki günlerde de sıcak havanın etkili olacağını söyleyen NTV Meteoroloji Editörü Dilek Çalışkan, "İki gündür sıcak hava dalgasının etkisindeyiz ve 5 gün daha devam edecek. Bugünlerde Libya üzerinden geliyor sonraki günlerde Cezayir üzerinden gelecek. Bugün sıcaklıklar Marmara'da, Batı Karadeniz'de ve Ege'de 26 dereceye kadar çıktığı yerler oldu. İç Anadolu'da, Ankara'da 20 dereceye yakındı. 1 ve 2 Nisan'da ise 25 dereceleri de aşıp 30 dereceye yaklaşacak. Neredeyse Nisan başında Haziran'daki gibi bir hava olacak. Sıcaklıklar şu anda mart ortalamasının neredeyse 8-9 derece üzerinde." değerlendirmesinde bulundu.

İklim değişikliğinin etkileri nedeniyle artık sıcak hava dalgaları daha sık görülüyor.

I Stock 824845572 D 850 Scaled

İstanbul'da sıcaklık, Mart ayı ortalamasının 8 derece üstünde olduğunu belirten Çalışkan, "Ankara'nın Mart ortalaması 11 derece ama Ankara 18 dereceye çıkıyor sıcaklıklar ki Nisan başında 22-23 dereceye kadar yükselecek. Her ay bir iki kere bu sıcak hava dalgaları geliyor. Eskiden bu kadar sık gelmezdi. birden çok yükseliyor. Sıcaklıklar sonra Balkanlar üzerinden soğuk hava geliyor. Bu da bizim vücudumuz üzerinde dengesizliğe neden oluyor." dedi.

Çöl tozunun etkisi de devam ettiğini söyleyen Çalışkan, "Bugünlerde Türkiye'nin üzeri bu çöl tozlarıyla kaplı ve yağış olmadığı için rüzgarlar da esmediği için dağılmadığı için kalmaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.

Hava sıcaklığının ülke genelinde 4 Nisan'dan sonra düşmesi bekleniyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıklar ciddiye alınmalı

Günlük yaşamı etkileyen unutkanlıklar ciddiye alınmalı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Alparslan Şahin, "Herkes ufak tefek şeyler unutuyor. Bu günlük yaşamımızı olumsuz etkilemiyor. Ama etkilemeye başladığı zaman veya yakın çevremiz de bizim unutkanlığımızdan haberdarsa onlar da bunu gözlüyorsa muhakkak ertelenmeden hekime gidilmeli." dedi.

KAYNAK: AA

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Alparslan Şahin, uzun yıllar demans, Alzheimer ve Parkinson hastalıkları konusunda çalışmalar yaptığını söyledi.

Belli bir yaş üstünde unutkanlığın normalleşmesinin doğru olmadığını belirten Şahin, "Yaşlı insanın bunamasının normal olduğu sanılıyor. Bu neredeyse tüm toplumlarda var olan bir durum. Son yıllarda Alzheimer derneklerinin de girişimiyle bu anlayış biraz azaldı. Ama hala varlığını koruyor." diye konuştu.

"Tanı konulan hastaların yüzde 30-40'ı ilacı sonuna kadar kullanıyor"

Unutkanlık konusunda sorunları olan insanların kliniklere başvuruyu ihmal ettiğini, tanı konulan hastalarda ise ilaç uyumsuzlukları görüldüğünü anlatan Şahin, şunları kaydetti:

"Sıklıkla ilaç kullanmıyorlar ya da kullansalar bile bırakıyorlar. Oysa bu ilaçlar ömür boyu kullanılması gereken ilaçlar. Bu da aşağı yukarı tüm toplumlarda böyle. Tanı konulan hastaların yüzde 30-40'ı ilacı sonuna kadar kullanıyor. Bir yerde de ilacı bırakıyor. Bu uygun bir şey değil. Korunma meselesine gelince yüzde 100 koruyucu bir faktör yok. Sosyal olmak, yiyeceğimize içeceğimize dikkat etmek, okuyup yazmak, hobilerinizin olması gibi şeyler koruyucu faktörler. Başka hastalıklar varsa hipertansiyon gibi diyabet gibi onların iyi yönetilmesi, ilaçların düzgün kullanılması bunlar hastalıktan koruyabilir ya da semptomların daha hafif geçirmesini sağlayabilir."

Şahin, Alzheimer hastalığının tedavisi konusunda 2000'li yılların başından bu yana bazı ilaçlar kullanıldığını ancak bu ilaçların etkilerinin sınırlı olduğunu söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri'nde son olarak iki ilacın onaylandığını belirten Şahin, şöyle devam etti:

"Hastalığın doğrudan fizyopatolojisine yönelik olarak hastalığı durdurma potansiyeli ilaçlardı bunlar. Ama özellikle bu ilaçlar hayvan çalışmalarında çok iyi sonuçlar verdi ama insana uyguladığımızda o kadar iyi sonuç vermedi. FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) bu ilaçları onayladı. Etki oranları yüzde 30 gibi. Biraz pahalıca ilaçlar. Ama ilk olunca pahalı oluyor. Zaman geçtikçe başka ilaçlar da çıktıkça bu fiyatların düşeceği öngörülebilir. Bu konuda çok çalışma var yürütülen. Bizim de merkez olarak katıldığımız FAZ 2, FAZ 3 çalışmaları var. Bu çalışmaların ortasındayız. Yüzde 30 başarı oranı olan ilaç Amerika'da çıktı. Türkiye'de bir firma başvurdu Bakanlığa bildiğim kadarıyla. Onların sonucunu bekliyoruz. Tabii fiyat çok yüksek, etki de yüzde 30 civarında. Onaylanır mı bilmiyorum."

Aktif yaşam beyne de kalbe de iyi geliyor

Prof. Dr. Hüseyin Alparslan Şahin, Alzheimer hastalığından korunmak için önerilerde bulunarak, "En kestirmesi kalbimize iyi gelen şey beynimize de iyi geliyor. Kolesterol içeriği düşük yiyeceklerle beslenmek, Akdeniz tipi bir diyet yapmak, spor yapmak, sosyal olarak aktif olmak. Toplantıları katılmak, sportif faaliyetlere katılmak, konserlere gitmek gibi şeyler beyne çok iyi gelir. Bunu da en erken dönemde yaparsanız iyi olur. 60-70'li yıllarda başlarsanız çok fazla bir işe yaramıyor. Çok daha gençken 20'li yaşlarda daha erken hatta başlarsanız koruyuculuğunuz daha fazla oluyor. Omega 3, ginkgo biloba​​​​​​​, ceviz, birtakım baharatlar bunların hiçbir yararı yok. Bunlar çok çalışıldı binlerce insan üzerinde denendi." ifadesini kullandı.

"Ailede olması riski artırıyor"

Her unutkanlığın dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Şahin, şunları kaydetti:

"Her unutkanlık bir demans başlangıcı değildir ama her unutkanlık değerlendirmeye tabi tutulmalıdır, demans olabilir. O değerlendirmeden, incelemeden sonra demans diyebilirsiniz ya da diyemezsiniz. Ama her unutkanlık ciddiye alınmalı ve bir hekime gidilmeli muhakkak. Ailede olması riski artırıyor. Genetik geçiş aşağı yukarı yüzde 3-5 ama genlerle geçmese bile ailede bir Alzheimer hastasının bulunması özellikle anne babanızda, birinci derece akrabalarınızdan varsa sizin olasılığınız ailesinde Alzheimer hastası bulunmayanlara göre iki kat artıyor."

Unutkanlığın günlük yaşamı etkilemeye başladığında mutlaka hekime gidilmesi gerektiğinin altını çizen Şahin, "Herkes ufak tefek şeyler unutuyor. Bu günlük yaşamımızı olumsuz etkilemiyor. Ama etkilemeye başladığı zaman veya yakın çevremiz de bizim unutkanlığımızdan haberdarsa onlar da bunu gözlüyorsa muhakkak ertelenmeden hekime gidilmeli." dedi.

Şahin, kronikleşen uykusuzluk, kötü beslenme ve zararlı alışkanlıkların demans yapmadığını ancak riski arttırdığını sözlerine ekledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *