Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kriz iletişimi ve afetlerde halkla ilişkiler konusunda önemli çalışmalar yapıldığını vurgulayarak, 'Türkiye, asrın felaketinde örnek bir küresel dayanışmaya sahne oldu.' dedi. Altun, Türkiye ile Japonya arasında 1,5 asra yaklaşan dostane ilişkilerin her geçen gün daha da güçlendiğine dikkati çekerek, 'Ertuğrul Fırkateyni faciasının ardından kurulan bu sarsılmaz bağın her alanda tezahürünü görmekten biz büyük bir memnuniyet duyuyoruz' ifadelerini kullandı.
Mesajına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başlayan Altun, Türkiye'nin 6 Şubat'ta meydana gelen deprem felaketinin yaralarını sarmaya devam ettiğini belirtti.
Türkiye'nin Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde iki büyük depremle sarsıldığını anlatan Altun, şiddeti, etki alanı ve sebep olduğu yıkımın boyutları itibarıyla "asrın felaketi" olarak nitelendirilen bu felaketten 14 milyonun üzerinde vatandaşın etkilediğini, 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini anımsattı.
Altun, "Tarihte eşine az rastlanan bu büyük felaket karşısında dünyaya emsal nitelikte bir devlet-millet dayanışması sergiledik. Türk milletini özel ve yenilmez kılan bu dayanışma bilinci sayesinde bu zor günlerin üstesinden geliyoruz." diye konuştu.
İlk andan itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde tüm kamu kurum ve kuruluşları, STK'ler ve gönüllülerin asrın dayanışmasını ortaya koyarak tek yürek şeklinde hareket ettiğine ve yaraların sarılması için seferber olduğuna dikkati çeken Altun, afetin ilk anlarından itibaren AFAD tarafından Türkiye Afet Müdahale Planı'nın (TAMP) devreye sokulduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Acil Müdahale Koordinasyon Merkezi (ERCC) üzerinden arama ve kurtarma alanında uluslararası yardım çağrısında bulunulduğuna işaret eden Altun, şöyle devam etti:
"İnsani diplomasi alanında dünyada öncü rol üstlenen ve muhtelif kriz bölgelerinde dost elini ihtiyaç sahiplerinden esirgemeyen Türkiye, asrın felaketinde örnek bir küresel dayanışmaya sahne oldu. Söz konusu yardım çağrısına istinaden dünyanın dört bir yanında bulunan 100'den fazla ülke yardım teklifinde bulundu. Aralarında Japonya'nın da bulunduğu 90'a yakın ülkeden gelen 10 bini aşkın personel, deprem bölgesinde yürütülen arama-kurtarma faaliyetlerine destek verdi. Bu uluslararası koalisyon, sahada çalışan 200 bini aşkın acil durum personeliyle birlikte tüm zamanların en büyük kurtarma operasyonuna imza attı."
- "DOĞRU BİLGİ AKIŞININ SAĞLANMASI VE KAMUOYUNUN DOĞRU BİLGİLENDİRİLMESİ İÇİN BÜYÜK BİR MÜCADELE SERGİLEDİK"
Fahrettin Altun, asrın felaketinde arama kurtarma çalışmalarının yanı sıra "kriz iletişimi ve dezenformasyonla mücadele" gibi kavramların da ön plana çıktığını belirterek, afet halinde acil müdahale ve etkin yardım organizasyonu kadar, kamuoyunu hızlı, doğru ve şeffaf bir şekilde bilgilendirmenin de hayati derecede önemli olduğunu bu süreçte gördüklerini dile getirdi.
Teyit edilmeden yapılan sosyal medya paylaşımlarının ve dezenformasyon odaklı kampanyaların, arama kurtarma faaliyetlerini sekteye uğrattığını ve insan hayatına mal olduğunu vurgulayan Altun, "Bu nedenle bir yandan arama-kurtarma faaliyetlerini icra ederken diğer yandan doğru bilgi akışının sağlanması ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için büyük bir mücadele sergiledik. İletişim Başkanlığı olarak hem yerli hem de yabancı basın mensuplarının bölgeden etkili ve doğru habercilik yapabilmeleri için çalışmalar gerçekleştirdik. Sahada mesleki faaliyetlerini gerçekleştiren ulusal ve uluslararası basın mensuplarına her türlü teknik imkanı sağladık, akreditasyon süreçlerini koordine ettik." ifadelerini kullandı.
Deprem Acil Uygulaması ile "hasar tespiti", "kayıpların bulunması", "tahliye" gibi konularda halktan direkt olarak 1 milyon 700 bine yakın talep aldıklarını ve bunların takibini hassasiyetle gerçekleştirip sonuca ulaştırdıklarını anlatan Altun, şöyle konuştu:
"Dezenformasyon Bildirim Servisi ile afet sonrasında yayılabilecek dezenformatif içeriklere karşı önlem alarak sağlıklı haber akışını sağladık. Başkanlığımız bünyesinde faaliyet gösteren Dezenformasyonla Mücadele Merkezi özellikle sosyal medyada oluşan bilgi kirliliğinin önlenmesi ve kamuoyunun aydınlatılması için bültenler yayınladı ve dezenformasyona doğrudan müdahale etti. Bu kapsamda, afet ve kriz süreçlerini Türkiye'ye karşı saldırı fırsatı olarak gören uluslararası odakların dezenformasyon, manipülasyon ve algı operasyonlarına karşı da önemli bir mücadele ortaya koyduk.
Kısacası, yaşanan bu süreçte bilhassa kriz iletişimi ve afetlerde halkla ilişkiler konusunda çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik ve bundan sonra yaşanması muhtemel felaketlere karşı da önemli dersler aldık. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle sadece ortak akılla değil, ortak vicdan, ortak ahlak ve ortak vizyon birliğiyle Türkiye'yi afetlere karşı dünyanın en hazırlıklı ve afetler sonrasında en hızlı ve etkili tepki verebilen ülkesi haline getirmekte kararlıyız."
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Japonya'nın geçmişte yaşadığı krizler ve doğal afetlerle ilgili büyük tecrübeye sahip olduğunu vurgulayarak, dost ve kardeş ülke Japonya'nın, tam bir doğal afetler ülkesi olmasına rağmen riske karşı önlem alma noktasında çok ileri bir düzeyde bulunduğunu aktardı.
Japonya'nın "bilgi ve iletişim güvenliği, doğru haber akışının sağlanması ve dezenformasyonla mücadele" gibi konularda sahip olduğu kurumsal tecrübenin büyük önem teşkil ettiğini dile getiren Altun, "Bu itibarla 'Kriz Enformasyonu Yönetimi ve Doğal Afetlerde Halkla İlişkiler' panelimizin Tokyo'da düzenlenmesinin çok yerinde olduğunu, çok isabetli olduğunu düşünüyoruz. Bu etkinliğin iki ülke arasında bilgi ve tecrübe paylaşımına vesile olacağına ve kriz iletişimi ve halkla ilişkiler bağlamında gelecekte ortak çalışmalar için temel teşkil edeceğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Altun, Türkiye ile Japonya arasında 1,5 asra yaklaşan dostane ilişkilerin her geçen gün daha da güçlendiğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Ertuğrul Fırkateyni faciasının ardından kurulan bu sarsılmaz bağın her alanda tezahürünü görmekten biz büyük bir memnuniyet duyuyoruz. İnsani yardım faaliyetleriyle mazlum coğrafyaların umut ışığı haline gelen 'uzak' denizlerin 'yakın' ülkeleri arasındaki bu bağ sağlam temellere dayanmaktadır. Özellikle kriz anlarında iki ülkenin 'dost kara günde belli olur' anlayışı ile birbirlerine uzattıkları yardım eli bu açıdan çok kıymetlidir. Bu vesileyle depremin ilk gününden beri yanımızda olan Japonya'ya, gerek arama-kurtarma ekipleri gerek sağladıkları ayni ve nakdi yardımlarla bizimle beraber olan Japonya halkına destekleri için şükranlarımı sunmak istiyorum." AA