19 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Galeriler Gündem Önce felç sonra migren geliyor | Migrenle ilgili şaşırtan gerçek!

Önce felç sonra migren geliyor | Migrenle ilgili şaşırtan gerçek!

Doç. Dr. Burcu Polat, İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişinin migren nedeni ile okula veya işe gidemediğini belirterek “Migren felçten sonra engellilik yapan en önemli ikinci hastalıktır” dedi

Düzce Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Kliniği’nde hasta kabulüne başlayan Doç. Dr. Burcu Polat, toplumda oldukça yaygın görülen nörolojik hastalıklardan biri olan migren hakkında bilgiler paylaştı. Migrenin beyinde meydana gelen bir takım elektrokimyasal değişimler sonucu oluşan özel bir baş ağrısı türü olduğunu dile getiren Doç. Dr. Burcu Polat, “Ağrı genellikle başın bir yarısından başlar ve şiddetlenir. Migren baş ağrısı normal bir baş ağrısından çok daha zorlayıcıdır, uzun sürer (en az dört saat) ve beraberinde mide bulantısı, kusma, ışık, ses, koku ve dokunmaya karşı hassasiyet eşlik eder.” dedi. Ülkemizde her 6 kadından 1’inin ve her 10 erkekten 1’inin “migren” hastası olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Polat, bu hastalığın ülkemizde ve dünyada kişilerin yaşam kalitesini bozarak mağduriyet oluşturan hastalıklar arasında olduğunu ifade etti.
Tüm dünyada migrenin görülme sıklığının yüzde 20’lerde olduğunu belirten Polat, bazı tetikleyicilerin; uygun genetik yatkınlığı olan kişilerin hayatlarının bir döneminde, migren ataklarını ortaya çıkarabileceğine işaret etti. Hormonlar, açlık, stres, uyku düzeni bozukluğu, çeşitli besinler, su tüketiminin yeterli olmaması, iklim değişiklikleri, ışık-ses-koku açısından uygun olmayan çevre koşullarının migrenin başlıca tetikleyicileri olduğunu dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Migrenli kişilerin büyük bir kısmında alerjik üst solunum yolu problemleri ve bununla ilişkili sinüzit de görülebilir. Migren atakları stresle tetiklenir ancak bu özünde psikolojik diye tanımlanan bir ağrı türü değildir. Beyin tümörleri neyse ki baş ağrılarının seyrek nedenleri arasındadır. Migren hastalarında muayene, kan tahlilleri ve beyin görüntüleme çalışmaları sıklıkla normaldir. Doktor teşhis için değil başka nedenleri dışlamak için bazen ilave incelemeler isteyebilir.
Migren teşhisi koyarken doktorunuz 296 ayrı baş ağrısı türü arasında karar vermek zorundadır. Baş ağrısı, uzman bir hekim tarafından kolaylıkla ayırt edilebilir.” Hastalığın tedavisinde hastanın ağrıları konusunda bilinçlenmesi, yaşam şeklinin düzenlenmesi, atak esnasında uygulanacak ilaç ya da müdahaleler ve atakları önleyecek uygulamaların planlanabileceğini belirten Doç. Dr. Burcu Polat, özellikle ayda 3’ten fazla atak geçiren ve atakları uzun süren hastalarda 3 ay kadar takip ve tedavi uygulanmasının önemini vurguladı.
Migren aşısı diye bilinen, aylık uygulanan yeni ilaç grubunun dirençli migren hastaları için ilk başta önemli bir tedavi seçeneği olduğunu ifade eden Doç. Dr. Polat, aşı ile tüm dünyada kullanan binlerce hastadan umut verici sonuçlar elde edildiğine işaret etti. Migren ameliyatı olarak bilinen, başta ağrı hissini taşıyan sinirlere yapılan cerrahi müdahalelerin, bilimsel dayanağı olmayan tedavi yaklaşımları olduğunun altını çizen Polat, “Migrenin ameliyatı yoktur, hiçbir mantığı bulunmamaktadır.” diye konuştu.
Migrenin tıbbi açıdan; sülük, hacamat, homeopati, proloterapi, fitoterapi vb. uygulamalarının ispat edilmiş hiçbir etkisi olmadığını dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Sadece akupunktur, klasik migren tedavilerine cevap vermeyen ya da ilaç kullanamayan / kullanmak istemeyen kişilerde bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir” ifadelerine yer verdi.
Ağrı kesicileri sık ve uygun olmayan şekilde sürekli tüketmenin çok zararlı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Polat, “Aynı şekilde migreni tedavi etmeden ağrıya dayanmaya çalışmak da kişilerin yaşam kalitesini bozduğu gibi beyinlerinde de kalıcı kimyasal değişimlere yol açabilir, depresyon ve uyku bozukluğunu tetikleyebilir” dedi.
Migren Bir Engellilik midir? “Müzmin (kronik) migrenin” Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre acil müdahale listesindeki ilk 10 hastalık içerisinde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Burcu Polat, “Hastaların 4’te 1’inde yaşam kalitesinin yüzde 90’ı aşan oranlarda bozulduğu rapor edilmiştir. Hastaların yüzde 65’ten fazlası migren atakları nedeniyle iş yerlerinde sorun yaşadıklarını bildirmişlerdir. Bu tür hastalar için Amerika’da yılda 40 milyon dolar, Avrupa da ise 50 milyon dolar harcanmaktadır. İngiltere’de günde yaklaşık 100 bin kişi migren nedeni ile okula veya işe gidememektedir. Migren felçten sonra engellilik yapan en önemli ikinci hastalıktır” şeklinde açıklamasını tamamladı.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Apar topar ona haber verdi… Dükkanının kapısını açan esnaf şaşkın

Apar topar ona haber verdi… Dükkanının kapısını açan esnaf şaşkın