Türkgün Gündem RTÜK'ten haber bültenlerine ilişkin "şiddet ve tarafsızlık" uyarısı

RTÜK'ten haber bültenlerine ilişkin "şiddet ve tarafsızlık" uyarısı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, genel izleyici saatinde gençler ile çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyen, şiddeti yaygınlaştıran, özendiren, kanıksatan, suç ve suçluyu öven, tarafsızlık ilkesini hiçe sayan yayıncı kuruluşlara, kanunun verdiği yetki doğrultusunda gerekli yaptırımların en üst sınırdan uygulanacağını bildirdi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir  Şahin, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, RTÜK izleme uzmanları tarafından gerçekleştirilen incelemelerde, ana haber bültenlerinde çok sayıda şiddet içeriğine yer verildiğinin ve haber sunucularının tarafsızlıktan uzak, maksatlı yorumlar yaptığının tespit edildiğini belirtti.

Haber bültenlerinde şiddet içerikli görüntü ve seslerin dışında yayımlanan haberlerde de ülkede "olumlu olaylar" yaşanmadığı algısı yaratılıp vatandaşların karamsarlığa ve yalnızlığa düşürülmek istendiğinin görüldüğünü aktaran Şahin, "Yayıncı kuruluşlarımızın, haber içeriklerinde editoryal bağımsızlıkları bulunmaktadır. Ancak bu bağımsızlık kamu yararı, toplum huzuru ve toplumdaki güven ortamını zedelemeyecek şekilde çalışmayı gerektirmektedir." ifadesini kullandı.

"Ülkemizde enerji, savunma sanayisi, yerli ve milli teknoloji, sanat, kültür ve spor olmak üzere birçok alanda başarılı çalışmalar ortadayken, karamsarlık aşılayan 'yandık', 'bittik', 'mahvolduk' haberciliğinin kimseye bir faydası da yoktur." değerlendirmesinde bulunan Şahin, bir diğer önemli hususun, ana haber sunucularının olaylar karşısında kendi siyasal görüşlerini de içeren maksatlı yorum ve analizlerde bulunmaları olduğunu bildirdi.

Şahin, tarafsızlıktan uzak, bir siyasi partinin temsilcisi gibi yapılan yorumlar ve analizlerin gazetecilik etik ilkeleriyle bağdaşmadığını, gazetecilik mesleğine büyük zarar verdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"6112 sayılı Kanunumuz çok açıktır ve her yayıncı kuruluş bu kanunda belirtilen kurallara uymakla mükelleftir. Genel izleyici saatinde gençlerimizin, çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyen, şiddeti yaygınlaştıran, özendiren, kanıksatan, suç ve suçluyu öven, tarafsızlık ilkesini hiçe sayan yayıncı kuruluşlarımıza kanunun bize verdiği yetki doğrultusunda gerekli yaptırımlar en üst sınırdan uygulanacaktır."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Amedspor ve Türk bayrağı

Amedspor ve Türk bayrağı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

• 1972–1985: Melikahmet Turanspor
• 1985–1990: Melikahmetspor
• 1990–1993: Diyarbakır Belediyespor
• 1993–1999: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
• 1999–2010: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİspor
• 2010–2015: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
• 2015–günümüz: Amed Sportif Faaliyetler

Görüldüğü gibi, kulübün zaman içerisindeki isim değişimleri bir dönüşüm sürecine işaret etmektedir. Turanspor’dan Amedspor’a uzanan bu yolculuk, yalnızca bir isim değişikliği değil; aynı zamanda kimlik ve duruş bakımından da farklı bir çizgiyi yansıtmaktadır. Ancak gelinen noktada, maalesef provokasyon ve tahriklere dönüşen bir çark hâlini almıştır.

Amedspor, Diyarbakır’daki bir spor kulübü olarak yalnızca sportif faaliyetleriyle anılmak yerine, bu ismi aldığı günden itibaren kamuoyunda sürekli olarak bölücü tartışmaların odağı hâline gelmiştir. Maçlarında İstiklal Marşı’nın ıslıklanması, bölücü sembollerin dalgalandırılması ve terörizmle ilişkilendirilen simgelerle poz veren futbolcular gibi olaylar, kulübün bölücülükle anılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, hem kendi sahasında hem de deplasmanlarda oynadığı maçlarda sürekli gerginlikler yaşanmaktadır.

Nitekim Amedspor, MKE Ankaragücü maçı öncesinde de bir tahrik unsuruna başvurmuştur. Kulübün resmî sosyal medya hesabından paylaşılan “Maça Doğru” temalı görselde, Ankara Kalesi üzerinde dalgalanan Türk bayrağı, görselde Amedsporlu futbolcunun tam o noktaya yerleştirilmesiyle örtülmüş ve görünmez hâle getirilmiştir. Bu durum, kamuoyunda büyük tepkiye yol açmıştır. Özellikle millî konularda oldukça hassas olan Ankaragücü taraftarlarının karşılayacağı bir maç öncesinde böyle bir paylaşım yapılması, provokasyondan başka bir anlam taşımamaktadır.

Sosyal medyada oluşan yoğun tepkiler üzerine Amedspor, “Bayrağın futbolcumuzun arkasında kalmasının tamamen tasarımsal yerleşimden kaynaklandığı açıkça görülecektir” açıklamasını yapmak zorunda kalmıştır. Ancak “bayrağımız” demeye dahi çekinen Amedspor’un ne formasında ne de sosyal medya hesaplarında Türk bayrağına yer verilmektedir. Ayrıca, millî bayramlara ilişkin tek bir paylaşımda dahi bulunmamaktadır. Bu durum, Ankara Kalesi’ndeki Türk bayrağı görselinin kaldırılmasına dair yapılan savunmayı da geçersiz kılmaktadır. Zira bugüne kadar Türk bayrağına yönelik herhangi bir hassasiyet göstermemişlerdir.

“Terörsüz Türkiye” yolunda ciddi adımlar atılırken ve iç cepheyi Türk bayrağı altında güçlendirmeyi hedefleyen çağrılar yapılırken, bu tür tahrikler ve provokasyonlar yalnızca Türkiye düşmanlarının işine yaramaktadır.

Logosunda kalp içinde Türk bayrağı bulunan Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlı olarak sportif faaliyetlerini sürdüren Amedspor’un yalnızca geçmiş sicili değil; adının kullanılış biçimi dahi bölücülüğe hizmet edecek şekilde araçsallaştırılmaktadır.

DEM Partisi’nin Türkiye partisi olma yolunda bir siyasi güzergâha girdiği bir dönemde, Amedspor’un bağlılık gösterdiği terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan dahi, “Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır” açıklamasında bulunmuş; kendi kurduğu örgüte “Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısını yapmıştır.

Bu durumda Amedspor, toplumda gerginlik yaratacak provokasyonları kim adına ve ne amaçla yapmaktadır?

Madem Amedspor, Ankara Kalesi görselindeki Türk bayrağının kaldırılmasının bilinçli bir tercih olmadığını savunuyor, o hâlde bu iddiasını somut bir adımla güçlendirmelidir. Ankaragücü maçına elinde Türk bayrağıyla ya da formasında Türk bayrağı logosuyla çıkarak hem oluşan gerginliği sona erdirebilir hem de geçmişteki siciline sünger çekebilir.

Peki, Amedspor bunu yapabilir mi? Yoksa spor maskeli provokasyonlarına ve tahriklerine devam mı edecek?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *