Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de koronavirüsten hayatını kaybedenlerin sayısının 1769'a, vaka sayısının ise 78 bin 546'ya yükseldiğini açıkladı.
Bakan Koca, Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından Sağlık Bakanlığı'nın günlük koronavirüs vaka ve ölüm sayısına ilişkin verilerini paylaştı. Bakanlığın verilerine göre, Türkiye'de son 24 saatte 40 bin 270 test yapıldı ve 4 bin 353 yeni vaka tespit edildi. Son 24 saatte 126 kişi salgın nedeniyle hayatını kaybetti.
Açıklanan son rakamlarla birlikte Türkiye'de koronavirüsten hayatını kaybedenlerin sayısının 1769'a, vaka sayısı ise 78 bin 546'ya yükseldi.
1542 HASTA İYİLEŞTİ
Ayrıca, son 24 saatte koronavirüs tedavisi gören bin 542 hasta iyileşerek taburcu oldu. Böylece Türkiye'de koronavirüsten iyileşen hasta sayısı 8 bin 631'e yükseldi.
Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları şunlar:
"SOKAĞA ÇIKMAYANLAR GİZLİ KAHRAMANDIR"
"Bu mücadele yoluna girmişken tedbirleri çok daha sıkı tutun. Virüsü sokaktan alıp evinize taşımayın. Sokağa çıkmayın. İzolasyona uyun. Sokağa çıkmayanlar bu mücadelenin gizli kahramanıdır. Önceki basın toplantısında benden en çok duyduğunuz kelime filyasyondu. Hastalığın yayılımını kontrol altına almamızda en önemli etkendi.
"FİLYASYON ÇALIŞMASI YAPTIĞIMIZ KİŞİ SAYISI 322 BİN 734 KİŞİ"
Vakaların temas zincirlerinin tek tek bulunarak gözetim altına aldığımızdan bahsettim. Birinci basamak sağlık hizmetinin ne denli etkili olduğu bir kez daha görüldü. Salgın hastalıklarda ilk amaç hastalığın yayılmasının önünü kesmektir. Hekim olarak yayılmanın önünü kesmezseniz sadece tedavi ile sonuç alamazsınız. Filyasyon çalışmalarını ilk vakadan beri titizlikle yürüttüğümüz bir uyulama. Sizlere ilk vakamızdan hastalığın bulaştığı kişileri gösteren bir şema göstermiştim. İşte bu şema her vakamız için tek tek çalıştığımız filyasyon çalışmasının bir örneğidir. Bugüne kadar filyasyon çalışması 322 bin 734 kişi oldu.
"SAHADAKİ EKİPLERİMİZ HASTANELERİMİZİN YÜKÜNÜ AZALTIYORLAR"
Özellikle temaslılara ulaşma oranı, süreleri yakından izleniyor. Filyasyon başarımızı sayısal olarak ölçebiliyor, merkezden açık olan yerleri tespit edip karar verebiliyoruz. Sahada ilçe sağlık müdürlükleri, toplum sağlığı merkezi hekimleri, diş hekimlerimiz, diğer sağlık personelimiz enfekte vakalara ulaşıp tespitini kolaylaştırıp, denetim altında tutarak hastanemizin yükünü azaltıyorlar.
"KENDİ TEDAVİ ALGORİTMAMIZI OLUŞTURDUK"
Bunlara sahip olmamız bizim büyük şansımızdır. Vakalara erken müdahale, mücadele stratejimizin bir diğer önemli yönünü oluşturmaktadır. Kendi tedavi algoritmamızı oluşturarak vakalara erkenden ilaç oluşturduk. Tüm hastalarımıza ilacı ücretsiz ulaştırdık. Belirti ortaya çıkınca erkenden hastaneye yönlendirilen hastalarda başlanan tedavinin etkisini somut olarak gördük.
"65 YAŞ ÜSTÜ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDAN SONRA VAKA ORANI YÜZDE 18'E DÜŞTÜ"
Erken tedaviye başlayanlarda yoğun bakım oranı yüzde 4 oldu. Erken tedaviye başlamanın bir başka somut sonucu hastalığın zatüreye dönüşme hızındaki düşmedir. Bilim Kurulumuzun görüşleri doğrultasında tedavi algoritmasını değiştirip tedaviye erken başlamamız zatüree oranlarını düşürmüştür. Evde izolasyonun bazı somut sonuçlarını da sizinle paylaşmak isterim. 65 yaş üstü vatandaşlarımızın dışarı çıkışını kısıtladık. Gençlerimize de bu kısıtlamayı getirdik. Bu tedbirler netice vermektedir. İleri yaşta pozitif vaka sayımızda belirli azalma görüldü. Sokağa çıkma yasağından önce vakaların yüzde 35'i, 65 yaşından büyüktü, kısıtlamadan sonra bu oran yüzde 18'e düştü.
"ARTIŞ HIZINDA DÜŞÜŞ GÖRÜYORUZ"
Hastanelerimizde sağlık personelimiz aynı hız ve gayretle görevlerine devam etmektedir. Bir yandan filyasyonla yaygın tarama programları diğer yandan gittikçe artan test sayıları neticesinde vaka sayılarında artış devam etmektedir, ancak bu artış hızında düşüş görüyoruz. Önümüzdeki günlerde plato oluşturulması mümkün olacaktır.
BAKAN KOCA'NIN AÇIKLADIĞI KORONAVİRÜS 17 NİSAN VERİLERİ
Türkiye'de 17 Nisan'da açıklanana koronavirüs verilerine göre; son 24 saatte 126 kişi vefat etti ve hayatını kaybeden sayısı bin 769'a yükseldi. Yeni 4 bin 353 vakanın tespit edilmesiyle vaka sayısı 78 bin 546'ya çıktı.
"SİZE HİZMET VERECEK GÜCE SAHİBİZ, TEDAVİ İÇİN GEÇ KALMAYIN"
Bugün sonucu çıkan 40 bin 270 testle toplam test 558 bin 413 oldu. 4 bin 353 yeni vaka ile 78 bin 546'ya ulaştı. 1542 hastamız iyileşti. Toplamda 8 bin 631 iyileşen hastamız oldu. Yoğun bakım, entübe hasta sayımız azalıyor, iyileşen hasta sayımız hızla artıyor. Size hizmet verecek güce, şartlara sahibiz. Tedavi için geç kalmayın. Geç kalmanız akciğer iltihabına sebep olabilir. Biz bir İspanya, bir Amerika değiliz. Hastalığa erken müdahale etme imkanlarımız gücümüz var. Teşhis konan birisiyle temasınız olmuşsa hiç vakit kaybetmeyin. Bilgelik dolu bir öğüt vardır. Der ki: kaygı kargaşa yatışana kadar evinize çekilin, hayat durulana kadar evinizde kalın, sükunetinizi koruyun. Eviniz düşündüğünüzden daha büyüktür. Bilimin sizlerden istediği irfanın telkin ettiği şeydir. Evde kalmanın ödülü büyük olacaktır. Bu ödülü bu gün uyduğumuz tedbirlerle kazanacağız.
23 NİSAN'DA HAFTA İÇİ DE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI UYGULANACAK MI SORUSUNA CEVAP
Özellikle salgınla mücadelede temas, mesafe ve izolasyonun son derece önemli olduğunu hep söylüyoruz. Sokağa çıkma yasağının bu amaca hizmet ettiğini rahat söyleyebiliriz. Daha sonraki haftalarla ilgili bugünkü Bilim Kurulu'nda gündeme gelmedi. Bilim Kurulu'nun tavsiye kurulu olduğunu unutmayalım. Bilim Kurulu bir karar merci değil. Bu anlamda salgınla mücadelede tavsiye kararları alan bir kurul.
"ŞÜPHELİ OLAN VAKAYA DA KOVİD TEDAVİSİ UYGULUYORUZ"
Başından itibaren süreci Bilim Kurulumuzun öneri ve yaklaşımlarıyla sağlık boyutunu götürmeye çalıştık. Yani hem testleri kimlere yapılması gerektiğini, hangi hastanın şüpheli görüleceği, hangi hastanın Kovitli olduğunu, hangi hastanın nasıl tedavi edilmesi gerektiğini gün be gün bilmiş olalım. Dünyadan belki bu anlamda çok farklı olduğumuz, bütün Türkiye'de hekim arkadaşlarımızın, kamu, özel ve üniversite hastaneleri dahil olmak üzere herkesin bir hastaya ne zaman test yapılması, hangi tedaviye başlanması, ne zaman entübe edilmesi konuları detaylı bir şekilde standardize edildi. Şırnak'ta olan, Tekirdağ'da olan, Kars'ta olan hekim arkadaşımızın hastaya yaklaşımı Bilim Kurulu rehberliği eşliğinde standardize edildi. Burada özellikle şöyle bir algoritma var. Semptomu varsa biz bu hastaneyi şüpheli görüyoruz.İlla tomografi pozitif olunca test yapılır diye bir kural yok.Mutlaka test yapılıyor. PCR testi pozitif olan, hatta iki kez negatif olan şüpheli vaka olduğu, pozitif olan vakanın bildirilmesi gerektiğini açık söylüyorum. Şüpheli olan vakanın tanımı belli, doğrulanmış olan vakanın tanımı belli. Biz şüpheli olan vakaya da Kovid tedavisi uyguluyoruz. Bir mevsimsel gripten ayrılamama durumu sözkonusu ise antiviral ilacımıza başlıyoruz. Vatandaşı bu anlamda tedaviden mahrum etmiyoruz. Temaslı veya semptomu olan vatandaşımızın erken tedavi için mutlaka sağlık kuruluşlarımıza maskesine takarak bu tedaviyi erkenden alma çabası içinde olmalı diyoruz.
"DSÖ, BİZİM ÇALIŞMALARIMIZI TAKDİRLE ANIYOR"
Testi daha sonra pozitif çıkanlar varsa ilave ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün Türkiye ile ilgili hiçbir sorunu yok. Sorun olduğunu söyleyenler direktörün açıklamasına baksınlar. Bizim ölüm oranlarını, ölüm rakamlarımızı ne kadar şeffaf yaptığımızı belirten açıklamaları da oldu. Dünya Sağlık Örgütü PCR testinin yapılamadığı ülkeler için olabilecekbir kod, PCR testi yapan ülkelere ikinci bir kod veriyor. Bu anlamda hiçbir sorun yok. DSÖ bizim yaptığımız çalışmaları, bildirimleri takdirle anıyor. Biz hekimlerimize, sağlık ordumuza güvenelim. Ölüm sayılarımızdaki düşüş tedavideki farklı yaklaşımı, yoğun bakımdaki pratik uygulamız, sağlık çalışanlarımızın bu noktada farklı olduğuna inanalım. Bunu da dünyaya yayınlarla göstermek istiyoruz.
TÜRKİYE DÜNYADAN FARKLI HANGİ UYGULAMALARI GERÇEKLEŞTİRDİ?
Biz başından itibaren süreci Bilim Kurulu öneri ve yaklaşımlarıyla götürmeye çalıştık. Testlerin kimlere yapılması gerektiğinden tutun da hangi hastanın nasıl tedavi edilmesi gerektiğine kadar. Dinamik bir şekilde bu süreci ve yöntemleri sürekli güncelleyen dünyadan farkımızı da ortaya koyan bir yol izledik.
Başından itibaren süreci Bilim Kurulumuzun öneri ve yaklaşımlarıyla sağlık boyutunu götürmeye çalıştık. Yani hem testleri kimlere yapılması gerektiğini, hangi hastanın şüpheli görüleceği, hangi hastanın Kovid-19'lu olduğunu, hangi hastanın nasıl tedavi edilmesi gerektiğini gün be gün bilmiş olalım. Dünyadan belki bu anlamda çok farklı olduğumuz, bütün Türkiye'de hekim arkadaşlarımızın, kamu, özel ve üniversite hastaneleri dahil olmak üzere herkesin bir hastaya ne zaman test yapılması, hangi tedaviye başlanması, ne zaman entübe edilmesi konuları detaylı bir şekilde standardize edildi. Şırnak'ta olan, Tekirdağ'da olan, Kars'ta olan hekim arkadaşımızın hastaya yaklaşımı Bilim Kurulu rehberliği eşliğinde standardize edildi. Burada özellikle şöyle bir algoritma var. Semptomu varsa biz bu hastaneyi şüpheli görüyoruz. İlla tomografi pozitif olunca test yapılır diye bir kural yok. Mutlaka test yapılıyor. PCR testi pozitif olan, hatta iki kez negatif olan şüpheli vaka olduğu, pozitif olan vakanın bildirilmesi gerektiğini açık söylüyorum. Şüpheli olan vakanın tanımı belli, doğrulanmış olan vakanın tanımı belli. Biz şüpheli olan vakaya da Kovid tedavisi uyguluyoruz. Bir mevsimsel gripten ayrılamama durumu söz konusu ise antiviral ilacımıza başlıyoruz. Vatandaşı bu anlamda tedaviden mahrum etmiyoruz. Temaslı veya semptomu olan vatandaşımızın erken tedavi için mutlaka sağlık kuruluşlarımıza maskesine takarak bu tedaviyi erkenden alma çabası içinde olmalı diyoruz.
BAKAN, ERCÜMENT OVALI'NIN BULDUĞUNU SÖYLEDİĞİ İLAÇ HAKKINDA SORULAN SORUYA CEVAP VERDİ
Sözü edilen ilaç uluslararası bir ilaç firmasının patentli ilacı. Cümlelerimi özellikle seçerek kullanıyorum. Türkiye'de ruhsatlı bir ilaç. Kistik fibrozlu hastaları, yani akciğer sorunlu, akciğerde tıkaç olan hastalara uygulanan ve faydası görülen bir ilaç. Kovid-19'la ilgili bu ilacın faydalı olduğuna dair laboratuvar ve klinik çalışmalarının başladığını biliyoruz. Türkiye'de özellikle hem aşı hem de tedavi ile ilgili Kovid-19'a özel çalışmayı yapan üniversite ve kurumlara çağrıda bulunduk. Bununla ilgili merkeze de '23 Mart'ta aşı ve tedaviyle ilgili herhangi bir çalışmanız varsa bunu projelendirip bize başvurun' dedik. 'Çalışmanızı bize bildirin' dedik. Dünyada araştırmanın nasıl yapılacağı bellidir. Sosyal medya üzerinden insanların umudu ile oynanamaz. Bu topraklara aidiyet içinde olan, insanlığa faydalı çalışma yapan herkes bizim için kıymetlidir. Yayın, araştırma ve çalışmanın nasıl yapıldığı da çok iyi bilinir. Klinik araştırma için bu çağrımıza cevap verilebilirdi. İlaç ve aşı işi hem milli, hem stratejik bir iştir, sosyal medya üzerinden yapılmaz. Uluslararası firmanın ilacı umutlar tüketilerek ifade edilemez."