22 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
PARÇALI BULUTLU
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Gündem Osmanlı kullanıyordu! Gözler Karantina Adası'nda

Osmanlı kullanıyordu! Gözler Karantina Adası'nda

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sonrası gözler, Osmanlı döneminde kullanılan İzmir'in Urla ilçesindeki Karantina Adası'na çevrildi. Osmanlı Devleti, salgın hastalıklarla bu adada başa çıkıyordu.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Osmanlı kullanıyordu! Gözler Karantina Adası'nda

Dünyada etkisini sürdüren, binlerce kişinin ölümüne neden olan koronavirüs salgınından sonra gözler, Osmanlı döneminde kullanılan İzmir'in Urla ilçesindeki Karantina Adası'na çevrildi.

Dünyanın birçok ülkesine yayılan ve Türkiye'de de görülen koronavirüs sonrası, günlük hayatta en çok kullanılan kelimelerden birisi 'karantina' oldu. Dünya tarihi boyunca belli zaman aralığında çıkan salgınlar, milyonlarca insanın ölümüne sebep olurken, eski tarihlerde virüsün önüne tıbbi çarelerin yanı sıra karantina uygulamasıyla da geçildi.

Osmanlı döneminde salgın hastalıklarda kullanılmıştı
Osmanlı döneminde de tehdit haline gelen bulaşıcı hastalıklarla, İzmir'in Urla ilçesinde bulunan Karantina Adası ile başa çıkılmıştı. 1865 yılında yapılan Karantina Adasında, günümüzdekine benzer olarak ilmi açıdan ilk karantina uygulaması yapılmıştı

Nasıl kullanıyordu?
Karantina Adası'nın kullanımı hakkında bilgiler veren Urla Karantina Adası Müdürü Turgut Yılmaz, "İzmir'e gelen yolcuların gemileri birkaç gün açıkta demirliyor. Daha sonrasında yolcular ve mürettebat kişisel eşyalarıyla beraber kıyıya geliyorlar. Burada bulunan raylı sistemle yolcuların eşyaları binaya taşınıyor. Daha sonra da yolcular binaya giriyorlar. Yolcular içeri girdikleri zaman kadın ve erkek olarak ayrılıyorlar, eşyaları da ayrı bir yere götürülüyor. Yolcuların burada muayeneleri yapılıyor ve hastalığı olduğu tespit edilenler duşlara alınmıyor ve ada içerisindeki tecrit ünitelerine götürülüyorlar. Bu adanın tamam 323 dönüm ve tamamıyla karantina kampüsü. Duşların yaklaşık yarım saatlik bir süreci var. O zamandaki karantinayı yapan buharhanenin de süresi yarım saat. Yolcuların bütün eşyaları buharhanedeki yüksek basınç ve ısıyla dezenfekte ediliyor" dedi.

"Günümüz beklentilerini karşılayabilecek altyapı burada yok"
Yılmaz, korona virüsü gündeminden dolayı insanların aklına "Burası karantina süreci için tekrar kullanılabilir mi?" gibi sorular geldiğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burası henüz müze olmamasına rağmen her yıl 10 bine yakın ziyaretçi geliyor. Burası 150 yıllık bir bina ve bununla beraber adada 15 bina daha var. Bu binalar korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edildi. Dolayısıyla günümüzde bir karantina yeri olarak hizmet vermesi mümkün değil ve teknik olarak da imkanı yok. Gelecek kişilerin konaklayabileceği bir alan yok. Sadece bir eğitim merkezimiz var orasının da 50-60 yatak kapasitesi var. Günümüzün beklentileri karşılayabilecek alt yapı burada yok. Burası için Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğümüz 2018 yılında restorasyon sürecini başlattı. Proje aşamasını geçtiğimiz ekim ayında bitirdik. İhale aşaması da yapıldıktan sonra dünyada sayılı yerlerden biri olan Urla Karantina Adası'nın müze yapılması ile ilgili bakanlığımızın bir planı var."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Bayraktar: Milletin hizmetine sunacağız

Bayraktar: Milletin hizmetine sunacağız