Türkiye’nin son yıllarda dünya sahnesinde rakipleriyle boy gösterebildiği alanları saymak istesek hemen herkes listenin ilk sırasına yerli ve milli savunma sanayiini koyar…
Yine de son dönemlerde art arda açıklanan projeler farklı tepkileri de beraberinde getirdi. Özellikle de her biri başlı başına çok büyük projeler olan hava platformlarında geride bıraktığımız 30 günlük süreçte yaşananlar "Gerçekten de bu kadar hızlı yapılabilir mi?" sorusunu beraberinde getirdi.
Biz de bu soruyu milli savunma sanayiinin 1 numaralı koltuğunda oturan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’e sorduk. Prof. Dr. Demir, savaş uçağından tanka, insansız sistemlerden yerlileştirilmesi gereken kritik bir sensöre kadar tüm sürece hakim bir isim. Projelerle ilgili kurulan çok değerli ekosistemin en önemli mimarlarından biri. SSB Başkanı ile TUSAŞ’ın Ankara’daki tesislerinde, Milli Muharip Uçak’ın önünde bir araya geldik.
SAVUNMA SANAYİİNDE PROJELERİN ‘HIZI’ NORMAL Mİ?
Milli Muharip Uçak ve Hürjet’in pistle buluşması, ANKA-3’ün ilk kez kamuoyuna duyurulması ve onun da pistte boy göstermesi, geçtiğimiz günlerde yeni nesil Altay tankının teslim tarihinin açıklanması, elektronik sistemlerde imza atılan işler, insansız kara-deniz-hava araçlarında duyurulan gelişmeler ve alt sistemlere varılana kadar verilen yeni müjdeler…
Tüm bu projelerin art arda duyurulması özellikle sosyal medyada "Böylesine hızlı bir ilerleme ne kadar gerçekçi?" eleştirilerini beraberinde getiriyor. Biz de SSB Başkanı’na çok net bir şekilde bu durumu soruyoruz.
Prof. Dr. İsmail Demir, öncelikle temel bir noktanın altını çiziyor… Türk Savunma Sanayii’nde bugün gelinen noktaya bir günde ulaşılmadığına işaret ediyor. Bu süreci anlatırken de "Projelerimiz ete kemiğe büründü" ifadesini kullanıyor.
Savunma sanayiini yakından takip edenlerin de bildiği üzere, bizim bugünlerde duyduğumuz projelerin büyük çoğunluğu son 20 yıla ait. Aralarında ilk tohumu 80’lerde, 90’larda atılan ve henüz nihayete kavuşan projeler de var.
Prof. Dr. Demir bu noktada geçmişte sıklıkla verdiği ‘750’ rakamını vurguluyor. Hatırlanacağı üzere SSB koordinesinde 750’den fazla projenin yürütüldüğü kimi zaman kamuoyuyla paylaşılıyordu. “Bunların bir kısmı doğrudan temin, seri üretim ve benzer işler ama bir kısmı da çok önemli geliştirme projeleri. Sayıyı veriyorduk ama bu geliştirme projelerinin neler olduğunu şimdi görüyoruz” diyor.
“2023 İÇİN BELİRLENEN BİR TAKVİM VARDI”
Üst üste açıklanan hava projeleriyle ilgili de bir detay aktarıyor ve Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında 2023’ün zaten çok uzun zamandır planlanan bir takvim olduğunu anlatıyor.
SSB Başkanı, bu ürünleri bugün görmemizin söz konusu projelerin çok kısa sürede ortaya çıktığı algısına yol açmaması gerektiği uyarısında bulunuyor ve “Bunlar 1 günlük iş değil. Geçmişten gelen çalışmaların üst üste konmasıyla ortaya çıkan, görünürlük kazanan projeler. Bu ürünlerin görünürlük kazanması hemen bugün kullanılacak anlamına gelmiyor. Onların olgunlaşma süreci olacak. Bir çocuğun doğması gibi. Doğdular, emekleyecekler ve gürbüz yarışçılar olacaklar” ifadesini kullanıyor.
Dünyada böylesine gelişmiş hava platformlarını aynı anda eşzamanlı yürütebilecek ülke sayısı çok az. Türkiye’nin bu alanda ‘Şampiyonlar Ligi’ne girip girmediği’ sorusunu yöneltiyoruz Demir’e ve “Dünyada havacılık alanında bizim yaptığımız işlerin benzerini yapabilen kaç ülke var diye saydığımızda biz ilk 10 içerisinde konumlanıyoruz” yanıtını alıyoruz.
ÖZGÜR PROJESİ BLOK-40 VE BLOK-50’LERE DE UYGULANACAK
Yeni platformlar sıkça konuşuluyor. Ancak biz geçmişten bu yana merakla beklediğimiz başka bir projenin daha son durumu soruyoruz. Türk savaş uçaklarına uygulanacak Özgür projesinden bahsediyoruz.
SSB Başkanı İsmail Demir bu projeden bahsederken ‘özgürleştirilmiş uçaklarımız’ vurgusunu sıkça kullanıyor.
“Özgür projemiz bir yolculuk… İlk uygulamasını F-16 Blok 30’larda yaptık. Asıl işin zor kısmı oydu. İlk adımdı. Bu uzun bir süre aldı ama başarıyla sonuçlandı. Entegrasyon tamamlandı. Özgür projemizin artık son test aşamaları devam ediyor. Onlar da bittikten sonra ‘özgürleştirilmiş uçaklarımızı’ envantere vermeye başlayacağız” diyor.
Projeye başlandığında sadece Blok-30’lara bu sistem eklenecekti. Ancak Prof. Dr. Demir, F-16 Blok-40 ve Blok-50’leri de benzer şekilde özgürleştirmeye devam edeceklerinin altını çiziyor. Blok-40 ve Blok-50’nin daha zorlu uçaklar olması nedeniyle sürecin biraz uzun olabileceği bilgisini paylaşıyor ancak günün sonunda Türk Hava Kuvvetleri filosundaki savaş uçaklarının büyük çoğunluğunun hem özgürleşeceği hem de çeşitli modernizasyon işlemlerinden geçeceğini anlatıyor.
YERLİ VE MİLLİ FÜZELERDE MÜJDELERE HAZIR OLUN
Takvimi biraz geriye sardığımızda, özellikle de geride bıraktığımız yılın sonlarına doğru yerli/milli füzelerle ilgili çok kritik gelişmelere, çok değerli ilklere şahit olduk. Son dönemlerde süreç daha çok hava platformlarına kaydı ve müjdeler oradan geliyor.
SSB Başkanı İsmail Demir’e “Füzeler konusunda bir durulma mı var yoksa oradan da yeni gelişmeler bekleyelim mi?” sorusunu yöneltiyoruz.
Savunma sanayii ürünlerini olgunlaştıktan sonra kamuoyuna duyurduklarını söylüyor Prof. Dr. Demir. Son dönemlerde oradan yeni bir haber gelmemesinin ‘duraksama’ anlamına kesinlikle gelmeyeceğine, arka planda çok değerli çalışmalar yapıldığına dikkat çekiyor. “Durağan gördüğünüz bir alanda bilin ki çok yoğun çalışmalar vardır” diyor.
Çeşitli füzeler ve hava savunma sistemleri konusundaki gelişmeleri önümüzdeki günlerde göreceğimizin bilgisini paylaşan Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Bizi izlemeye devam edin ve bizden müjde beklemeye hazırlıklı olun” diyerek gelecek günlerde füze alanında paylaşılacak bir müjdenin de haberini veriyor.
Kaynak: TRT Haber