25 Kasım 2024
weather
2°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem Selefilik mezhebinin tarihçesi ve ilkeleri merak ediliyor

Selefilik mezhebinin tarihçesi ve ilkeleri merak ediliyor

“Selefilik nedir?” sorusu yakın zamanlarda en çok konuşulan sorular arasında geliyor. Cübbeli Ahmet Hoca’nın açıklamalarının ardından gündeme gelen Selefilik mezhebinin tarihçesini, ilkelerini ve selefiler hakkında merak edilenleri bir araya getirdik…

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Selefilik mezhebinin tarihçesi ve ilkeleri merak ediliyor

Ayet ve hadislerdeki ifadelerin zâhiri ile yetinip bunları aynen kabul eden Selefilik mezhebi, teşbih ve tecsîme düşmüyor (Allah'ı yaratıklara benzetmeye ve cisim gibi düşünmeye yeltenmeyen), bunları başka bir anlama çekme yoluna gitmiyor. İşte, dünya Müslümanları arasında yüzde 12’lik bir topluluğa denk gelen Selefilik mezhebinin tarihçesi ve ilkeleri...

SELEFİLİK NEDİR?

Sözlükte selef “önceki nesil”, selefiyye de “bu nesle mensup olanlar” anlamı taşır. İslâmî literatürde Selef ilk dönemlere mensup bilginler ve geçmiş İslâm büyükleri anlamında, Selefiyye terimi ise iman esaslarıyla ilgili konularda ilk dönem bilginlerini izleyerek âyet ve hadislerdeki ifadelerin zâhiri ile yetinip bunları aynen kabul eden, teşbih ve tecsîme düşmeyen (Allah'ı yaratıklara benzetmeye ve cisim gibi düşünmeye yeltenmeyen), bunları başka bir anlama çekme (te’vil) yoluna gitmeyen Ehl-i sünnet topluluğunu belirtmek için kullanılır.

Allah'ın zâtî, fiilî ve haberî sıfatlarının hepsini te’vilsiz, nasılsa öyle kabul ettiği için Selefiyye'ye "Sıfâtiyye" de denilmiştir.

TARİHÇESİ

İlk dönem (mütekaddimûn) Selefiyye anlayışının en belirgin özelliği akaid sahasında akla rol vermemek, âyet ve hadisle yetinmek, mânası apaçık olmayan, bu sebeple de başka mânalara gelme ihtimali bulunan âyet ve hadisleri yorumlamadan, bunları bilmeyi Allah'a havale etmektir. Selefiyye'nin müteşâbihler konusundaki görüşüne şunlar örnek gösterilebilir: "Allah'ın eli onların ellerinin üstündedir" (el-Feth 48/10) âyetini Selefiyye şöyle değerlendirir:

"Yüce Allah âyette elinin(yed) varlığını bildirmektedir. Allah'ın elinin olduğuna inanırız, fakat bu elden kastedilen mânayı Allah'a havale ederiz, bunu ancak Allah bilir, der, mahiyeti üzerinde düşünmeyiz. Başka bir mânaya yorumlamadığımız gibi, onu yaratıkların eline de benzetmez, Allah'ın kendine has bir sıfatı olarak kabul ederiz. Bu konuda soru sormaktan da kaçınırız".

İmam Mâlik'e (ö. 179/795) "Allah Teâlâ Kur'an'da rahmân arşa istivâ etti (Tâhâ 20/5) buyuruyor. Nasıl istivâ etti?" diye sorulmuş o da şu cevabı vermiştir: "İstivâ bilinen bir şeydir (âyetle sabittir). Nasıllığı akılla kavranamaz. Allah'ın arşa istivâ ettiğine inanmak farzdır. Mahiyeti hakkında soru sormak da bid‘attır".

Selefiyye, müteşâbih âyet ve hadisleri aklın ışığında yorumlayan kelâmcılarla filozofları da, keşf ve ilhamın ışığında yorumlayan sûfîleri de ağır biçimde eleştirmiş, onları bid‘atçı ve sapık olmakla suçlamıştır. Hicrî VIII. asırdan önce yaşamış olan Selef bilginleri akıl karşısında kesin tavır takınıp, nakli tek hâkim kabul ederken, sonraki Selef bilginleri akıl karşısındaki tutumlarını gözden geçirmişler, inanç konularında az da olsa akla yer vermişlerdir.

Selefiyye günümüze kadar az çok taraftar bulmuştur. Genellikle fıkıhta Hanbelî olanlar akaidde Selefî’dirler. Hadisle ilgilenen bilginler de çoğunlukla Selef inancını benimsemişlerdir. Günümüzde dünya müslümanlarının % 12'si Selefî’dirler. En yoğun oldukları ülkeler Suudi Arabistan, Küveyt ve Körfez ülkeleridir.

SELEFİLİK MEZHEBİNİN İLKELERİ

Selefiliğin yedi temel ilkesi bulunur. Bunlar takdis, tasdik, acz, sükut, imsak, kef ve marifet ehline teslim olmaktır.

·         Takdis: Allah'ın hiçbir kötü sıfatının olmadığı inancıdır.

·         Takdir: Tüm güzel sıfatların Allah'a ait olduğu inancıdır.

·         Acz: İnsanın, Kuran'ın kelamındaki sırlarının tümünü anlayamayacağını, buna gücünün yetmeyeceğini anlayıp aczini kabul etmesi gerektiği görüşüdür.

·         Sükut: Kuran'da anlamadığı, kafasına takılan yerleri konuşmaması, başkasına sorarak onun da kafasını karıştırmaması, hatta konusu açıldığında bu konuyu bilemeyiz diyerek kapatması gerektiği görüşü.

·         İmsak: Sükut ilkesine çok benzer. Anlaşılmayan bir konuyu insanın içinde tutması gerektiği görüşü.

·         Kef: Sükut ve imsakın çaresiz kalması durumunda devreye giren ilkedir. Kuran'da anlaşılmayan konularda susmayı ve içinde tutmayı beceremediği durumda "kalben ve zihnen başka şeylerle meşgul" olması gerektiğini savunur ki kişi başka şeyleri düşünerek "beladan kurtulabilsin".

·         Marifet ehline teslim olma: Selefilik anlayışının kurucuları ve alimlerinin söylediklerini yapmayı savunur.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
'Derneklerin silahlandığı iddiasına kayıtsız kalamayız'

'Derneklerin silahlandığı iddiasına kayıtsız kalamayız'