22 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem Söz konusu teknoloji ve internetse

Söz konusu teknoloji ve internetse

Bir zamanlar Türkiye’de, izlemek istediğimizden ziyade, önümüze sunulan programları seyretmek zorunda kalırdık.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Söz konusu teknoloji ve internetse

Bir zamanlar Türkiye’de, izlemek istediğimizden ziyade, önümüze sunulan programları seyretmek zorunda kalırdık. Haberler medya patronlarının çıkarları doğrultusunda kullanıldığı gibi, müzik kanallarında verilen ödüllere, yine patronların eşleri karar verebiliyordu. Medya patronları, sadece yazılı değil, görsel yönden de gücü ele alıyordu. Ünlü olmanın yolu bireysel yeteneklerden geçmiyor, siyasetin yönü iktidarların isteği doğrultusunda tayin ediliyordu. Öyle ki; Kral TV’nin Uzanlar’a ait olduğu yıllarda, Hakan Uzan’la evli olan Yeşil Salkım, yıllar sonra bir konuşmasında, Kral TV Müzik Ödülleri’nde eşine ricasıyla birkaç kişiye ödül verdirdiğini itiraf etmişti.

Türkiye’de 2000’li yıllar, teknolojinin ve internetin hız kazandığı bir dönemi de beraberinde getirdi. Mahallelerde birbiri ardına açılan internet kafeler, vatandaşın özgürlüğüne kavuşmasını sağladı. Binlerce kilometre uzaktaki yakınımızla çok küçük maliyetlerle görüntülü sohbet edebiliyor, yazışabiliyorduk. İletişimdeki pahalılık, internet geliştikçe sürdürülebilir fiyat düşüşünü de beraberinde getiriyordu.

1997’de 300 bin kişi internet kullanırken, 2006 yılında sadece Türkçe internet sitelerinin sayısı 100 milyonu aşmıştı. Türkiye interneti çok sevmişti. Yaşayanlar bilir, 1996’da 512 Kbp’s hızla internete girenler, bundan daha hızlısı olamaz diye durumu analiz ederken, bakır telefon kablolarını kullanan ADSL (Asimetrik Sayısal Abone Hattı), Türkiye’de, 2003 yılında maksimum 1 Mbps hızla hizmete girdi. ADSL ile birlikte sosyal medya kavramı da hayatımıza giriş yaptı. Facebook ve YouTube, 2004 ve 2005 yıllarında kurulduğu zamanlar, kimse sosyal medyanın gücünün, televizyon ve yazılı basının önündeki en büyük engel olacağını tahmin edemiyordu.

YOK BÖYLE BİR KAZANÇ

Türkiye’de nüfusumuzun yüzde 72’si internet kullanıcısı. Taşralardaki yaşlılarımızı saymazsak, bu oran yüzde 90’ların üzerine çıkacaktır. Aktif olarak sosyal medya kullananların sayısı, her sene yüzde 10’lara varan seviyelerle artmaya devam ediyor. Hal böyle olunca, vatandaşın değişen ihtiyaçları ve kullanım alışkanlıkları, yeni iş kapılarını da beraberinde getiriyor. Böyle giderse, kız isteme esnasında sorulan klasik sorumuz vardı ya, “Oğlumuz hangi meslekte çalışıyor?” Sanırız yakında mühendis, doktor, memur gibi göğüs kabartıcı sözlerin yerini, “3 milyon takipçili fenomenim”, ya da 1,4 milyon günlük izlenmeye sahip YouTube kanalım var” gibi cümleler alacak. Neden mi?

Şimdi sıkın durun.

YouTube, kanalın kazancını, kendi içerisinde kurduğu bir algoritmayla belirliyor. Bu 1000 gösterime 1,5 TL gibi bir ortalamaya denk geliyor. İzlenme sayıları, videonun süresi, kaç saniye izlendiği, izlenme sırasında ne kadar reklamın görüntülendiği ve tıklandığına göre rakam değişebiliyor. Fakat YouTuber’ların açıklamalarına göre, bu rakam ortalama 1 milyon gösterime 1000 TL gibi bir kazanca denk geliyor. Youtuber’ların kimi, sadece oynadığı bilgisayar oyunlarını kaydederek ya da arkadaşlarıyla olan sohbetlerini platforma yükleyerek çok küçük bütçelerle büyük paralar kazanırken, kimileri yatırım yaparak ve bilgi sunarak, sponsorlarıyla birlikte kazançlarını arttırıyor.

Şirketler de artık reklamlarının internet payını gözle görülür bir düzeyde arttırdı. Çocuk videolarında oyuncak, kadın videolarında deterjan reklamlarıyla, hitap ettikleri kişiye anında ulaşabiliyorlar. Sadece video içi reklamlar değil, kullanıcının bilgisayarındaki internet kullanımına ilişkin bilgileri kaydeden siteler, kullanıcının karşısına sadece ilgilendiği ürünlerin reklamını sunuyor.

Örneğin; çok fazla seyahat videosu izliyorsanız, karşınıza kuvvetle muhtemel seyahat acentelerinin reklamları çıkacaktır.

Artık, yüksek bütçeli yapımların yerini, hiç bir televizyon kariyeri olmayan kişilerin internette paylaştığı videolar almaya başladı. Siz, siz olun, teknolojinin gelişimiyle ilgili sakın ‘Bundan daha ilerisi olmaz’ demeyin... Denilenlerin hepsi oldu, olmaya da devam edecek.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Başakşehir evinde kayıp

Başakşehir evinde kayıp