Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan konuşmasında anayasa tartışmalarına değindi. Geylan, siyasi ya da ideolojik birbirinden çok farklı görünen tiplerin Anayasamızın ilk 3 maddesinde ithaf edilen temel değerlere alerji noktasında bir ittifak halinde olduğunu söyledi. “Aslında Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden rahatsız olan birileri manipülasyon yaparak, ‘Anayasamızın ilk 3 maddesinden rahatsız değiliz ama 4’üncü maddesini kaldıralım’ diyorlar. Bunu asla kabul etmiyoruz!. Herkes bilsin ki Anayasamızın ilk 4 maddesi kırmızı çizgimizdir, DOKUNDURTMAYIZ!” diye konuştu.
YOKLUĞUMUZU DÜŞÜNSENİZE… PİYASADA KİMLER KALIYOR?
Türk Eğitim Sen’in sadece sendika değil, aynı zamanda milli bir sivil toplum kuruluşu olduğuna dikkat çeken Geylan, “Türk Eğitim Sen’in önceliği Türkiye’dir. Bu nedenle kuruluş sloganımız da ‘Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız’ şeklindedir. Ekmek kavgamız; yani sendikacılığımız, özlük, sosyal ve mali haklarımızın mücadelesidir. Ama biz, ekmek kavgamızın da önüne ‘Türkiye sevdamızı’ koyduk.
Bizim için Türkiye;
- Anayasamızın ilk 3 maddesinde ifade edilen temel değerlerdir. Anayasamızın ilk dört maddesidir.
- Atatürk’tür.
- Cumhuriyet’tir, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletidir.
- İstiklal Marşı’dır, Türkçedir.
- Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğüdür, ay yıldızlı bayraktır, Başkent Ankara’dır.
- Anayasamızın 42. Maddesinde ifade edildiği şekliyle eğitim dilinin Türkçe olmasıdır.
- Anayasamızın 66. Maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” şeklinde anlamını bulan milli kimliktir.
Bu nedenle Türk Eğitim Sen ve Türkiye Kamu Sen hep var olsun. Yokluğumuzu düşünsenize… Piyasada kimler kalıyor?” diye konuştu.
OKULLARDA DEĞERLER EĞİTİMİNİ VERENLER KİM? DEVLETİN OKULLARINDA BAŞKA MAHFİLLER EĞİTİM VERİYOR!
Son yıllarda Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun ruhuna ve amacına aykırı birtakım gayret ve girişimlerin söz konusu olduğunu söyleyen Geylan, “Bu nedenle çalıştayımızı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na ithaf ettik” dedi.
Bu noktada değerler eğitimine vurgu yapan Geylan, “Değerler eğitimi tabi ki çok önemli. Çocuklarımızı çağın gereklerine göre donatılmış bireyler olarak yetiştireceğiz. Ama yeterli mi? Hayır. Aynı zamanda çocuklarımızı milli, manevi ve evrensel değerlere haiz insan olarak da yetişmesini sağlayacağız” dedi.
Öte yandan Geylan, değerler eğitimi konusunda bazı ikazlarda bulundu. Tabi ki çocuklarımızın daha iyi eğitilmesi adına her kişi ve kuruluşun gayretkeş olmasının güzel olduğunu, bunu da takdirle karşıladıklarını ve olumladıklarını bildiren Geylan, ama devletin okullarında başka mahfillerin eğitim vermesini, sürece dahil olmasını asla doğru bulmadıklarını ifade etti. Bazı protokollere dayalı olarak birtakım kuruluşların temsilcilerinin okullarımıza gelerek, çocuklarımıza değerler eğitimi verdiğini söyleyen Geylan, “Bu eğitimi verenler kim? Öğretmen değil. Pedagojik donanımını nedir, bilmiyoruz. Çocuklarımızın ihtiyacına mı yönelik oradalar yoksa birtakım saplantılı, arazlı ideolojik ajandalarının gereğini mi yerine getiriyorlar, bilmiyoruz. Dolayısıyla biz değerler eğitimi noktasında bu tür faaliyetleri doğru bulmuyoruz. Her üç bakanımıza da söyledik: Öğretmenlerimize güvenelim. Değerler eğitimini devlet kendi öğretmeni eliyle versin. Değerler eğitimi noktasında hizmet satın alır gibi birtakım kuruluşlarla işbirliği yaparak, bunları okullara sokmak, ‘MEB olarak bir milyonu aşkın öğretmenimle çocuklarımıza değerler eğitimi veremiyoruz, yetersiz kalıyoruz, bu nedenle hizmet satın alıyoruz’ demektir. Bu, öğretmene hakarettir” dedi.
