Ramazan Bayramı'nda, Türk kültürüyle özdeşleşen şerbetli tatlılarda sipariş yoğunluğu yaşanıyor. Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını dolayısıyla ev ziyaretleri yapılmasa dahi, vatandaşlar bu geleneği sürdürmek için şerbetli tatlılara talep gösteriyor.
Uzmanlar, bugünlerde tüketimi artan tatlılarda yapılan bazı hileler konusunda uyarılarda bulundu. Şerbetli tatlılarda fıstık yerine yeşile boyanmış bezelye, soya fasulyesi ve yer fıstığı kullanıldığını söyleyen TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetin Kurulu Başkanı Uğur Toprak, tereyağlı olduğu ileri sürülen bazı baklavalarda ise hayvansal gıdaların yer aldığına dikkat çekti. Toprak, "Piyasada Antep fıstığının, cevizin, şekerin ortalama kilogram fiyatı bellidir. Şerbetli tatlı satın alırken tüketici mutlaka matematiksel bir hesaplama yapmalı. Ürünün kendisi malzemelerin kilogram fiyatının altına düşüyorsa, taklit veya hile söz konusudur" dedi.
Tanıdık bildik firmalardan tatlı alışverişi yapılması gerektiğini söyleyen Toprak, "Sütlü tatlılarda düşük yağlı süt kullanımı ve gereğinden fazla nişasta kullanımı ile karşılaşabiliyoruz. Şerbetli tatlılarda ise fıstık yerine yeşile boyanmış ve kurutulmuş bezelye, soya fasulyesi, yer fıstığı kullanılıyor. Ceviz yerine de yer fıstığı ve gıda boyası kullanılıyor. Bitkisel yağ yerine hayvansal yağ ve margarin kullanılabiliyor. Bu tarz hileli ürünlerin satılması maddi olarak tüketicide aldanmışlık hissine sebebiyet vermektedir. Yapay tatlandırıcılar olması gereken miktardaysa, kullanılan ürünler gıda olduğu için besin zehirlenmesi gibi durumlarla karşılaşmıyoruz. Aynı zamanda ürünleri alırken nişasta bazlı şekere dikkat edilmesi gerekiyor. Mümkün olduğunca şeker pancarından üretilen şekerin kullanılması lazım. Nişasta bazlı şeker obezite, karaciğer yağlanması, diyabet ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. En belirgin özelliklerinden bir tanesi ise genizde yanma hissine sebep olmasıdır" diye konuştu.
"Mesleğimizi zedeliyorlar"
Vatandaşların bildikleri yerlerden tatlı alışverişi yapması gerektiğini söyleyen tatlı üreticisi Beşir Aksoy, "Tatlılarda hileli satışların olduğunu hepimiz biliyoruz. Gerçek fıstığın kilosu 200 TL ve üzeridir. Fıstıklı baklavanın kilosunun ise en az 90-120 TL civarında satılması gerekir. İkinci, üçüncü sınıf veya fıstığa benzer malzeme kullanılırsa rahatlıkla ucuza satılır. Bu durum ceviz için de geçerlidir. Cevizin kalitelisi vardır, ithali vardır, bekletilmişi vardır. Tatlılarda yağ da oldukça önemli. Tereyağının aromasını kullanıyorlar, eritilmiş kuyruk yağı veya katı yağı karıştırarak tereyağı gibi tüketiciyi aldatıyorlar. Bu kişiler mesleğimizi de zedeliyor" şeklinde konuştu.
"Renkleri daha cezbedici oluyor"
Tereyağlı baklavalarda aldatmaca olabileceğini söyleyen Aksoy, "Tereyağlı baklava satabilmek için baklavanın kilosunun en az 100 TL'ye satılması gerekiyor. Bakıldığı zaman İzmir'de 100 TL'ye baklava çok nadir yerlerde satılıyor bu durum da tereyağlı olanların birçoğunun sahte olduğunu gösteriyor. Baklavalarda kullanılan malzemelerde bazen gıda boyası öyle bir kullanılıyor ki, rengi çok daha cezbedici hale geliyor. Ancak fiyatına bakıldığı zaman ucuzluğu dolayısıyla hileli olduğu anlaşılıyor" diye konuştu.
Tatlı üreticisi ve ziraat yüksek mühendisi Hayri Tuna Yükselen ise, "Bazı üreticiler tatlılarda tereyağı kullandığını iddia etse de tüketicilerin dikkatli olması gerekiyor. Tereyağının esansı kullanıldığında da tereyağı tadı alınıyor. Tereyağını oluşturan propiyonik ve sülfürik asit olmak üzere iki farklı süt asidi vardır. Propiyonik asit daha çok yeşil yem yiyen hayvanların sütünden elde edilir. Sülfürik asit ise saman yiyen hayvanlardan elde edilir. Asıl olan tereyağı sarıdır, rakımları yüksek olan yerlerde yeşil yem yiyen hayvanlardan elde edilir. Biz de tatlılarımızda bu tereyağını kullanarak o tadı yakalıyoruz. Bazı ürünlerde fıstık ve ceviz hileleri yapıldığını bizler de duyuyoruz" dedi.