Geçtiğimiz Kasım ayında Bosna Hersek’e resmi ziyarette bulunan Kurtulmuş, Çavara ile TBMM Başkanlığı İstanbul Ofisi’nde baş başa görüşme gerçekleştirdi. Çavara’nın ziyareti nedeniyle memnuniyetini dile getiren Kurtulmuş, Türkiye ve Bosna Hersek’in ortak bir tarihi geçmişe sahip kardeş iki ülke olduğunu vurguladı.
Türkiye ve Bosna Hersek ilişkilerini daha ileri seviyelere taşıma gayretinde olduklarını belirten TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Türkiye Bosna Hersek ilişkileri çok iyi seviyede. Bizler de bu ilişkileri daha ileri seviyelere taşımak için parlamentolar arası işbirliğini kullanmalıyız. İki ülke arasında her alanda var olan ilişkileri daha ileri taşımalıyız. Bu noktada en önemli konu, güven ve istikrarın sağlanmasıdır. Türkiye olarak özellikle Balkanlarda güven ve istikrarın sağlanması bir numaralı siyasi perspektifimizdir. Bölgede nasıl oyunlar oynandığını biliyoruz, burada Balkan ülkelerine ve halklarına düşen işbirliği ve dayanışmayı arttırmaktır. Bölgede bunun dışında bir çıkış ya da gelecek yoktur. Dayton Anlaşması’nın Bosna Hersek Cumhuriyeti’nin yönetilmesini zor hale getirdiğinin farkındayız. Ama anlaşmanın zorluğuna rağmen bunu avantaja çevirmenin yolu, etnik farklılıkları körüklemek değil; tam tersine bu farklılıklar içerisinde kültürel bir bütünlüğü temin edebilmektir” ifadelerini kullandı.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bölgeyi ve Karadeniz’i istikrarsızlaştırdığına da dikkat çeken TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin başından beri iki tarafın da kabul edebileceği adil bir çözümü desteklediğini ifade etti.
İsrail’in saldırılarına da değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, yaşananları katliam olarak niteledi. Kurtulmuş, “Bölgemizdeki bir diğer önemli bölgesel sorun da küresel bir çatışmanın fitilini ateşleme riski olan; İsrail’in Filistin’e Gazze halkına gerçekleştirdiği acımasız, uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayan bu katliamdır. Bu saldırı insanlık tarihinin modern zamanlarda görmediği kadar ağır bir insanlık suçu içermektedir. Bunun adı saldırı, savaş değildir, soykırım boyutlarına varan açık bir katliamdır. Aynen ve özellikleriyle Srebrenitza’ya benzemektedir. Bu saldırılara tüm insanlığın karşı çıkması ve durdurması insanlık vazifesidir. İşlenen suç dosyası son derece kabarıktır. Sadece Netenyahu ve çetesi değil; buna sessiz kalan bütün uluslararası camia da bu suçun altında yıkılacaktır. İnsanlık modern dönemlerde böyle büyük bir suçla karşı karşıya kalmadı. Şimdiye kadar işlenmiş bütün savaş suçlarından çok daha yukarıda, bütün uluslararası hukuku hiçe sayan cürümler işlenmiştir. İsrail’i destekleyen ülkeler ve onların hükumetleri sessiz kalsa da çok şükür bütün dünyada insanlık vicdanı harekete geçmiştir. Milyonlarca insan sokaklara çıkarak İsrail’in işlediği bu sistematik insanlık suçlarını lanetlemektedir” diye konuştu.
Uluslararası Adalet Divanı’nda devam eden görüşmelere de değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Laheyde görülen mahkeme ve verilen ara karar bu anlamda Filistin davasında yeni bir başlangıcı işaret ediyor. Güney Afrika Cumhuriyetini ve yöneticilerini bir kez daha tebrik ediyorum. Bu mahkemenin bundan sonraki safhasında çok sayıda müdahil ülke devreye girecektir. Biz de TBMM olarak üç milletvekilimizi mahkemeyi takip etmeleri için görevlendirdik. Savaş suçları ile ilgili delilleri de mahkemeye sunmak için harekete geçiyoruz. Mahkemede Güney Afrika’nın sunduğu açık deliller İsrail Hükumetini telaşlandırmıştır. Brezilya Devlet Başkanı Lula’nın Netenyahu’yu Hitler’e benzetmesi iyice panikletmiştir. Mahkemedeki bu tavır uluslararası camiadaki uyanış, Netenyahu ve ekibini telaşlandırmıştır. O yüzden yeni bir tehdit ile esirlerin salıverilmemesi halinde Gazze’deki masum sivillerin sığındığı Refah’ı Ramazan ayında boşaltacaklarını, dünyanın gözü önünde çok daha büyük bir cinayete adım atacaklarını ilan ediyorlar. Dünyaya ve uluslararası camiaya düşen sorumluluk bu sonu olmayan yola girmesini engellemektir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin dış politikada insani bir politika izlediğini ifade eden, Bosna-Hersek Temsilciler Meclisi Başkanı Marinko Çavara ise TBMM Başkanı Kurtulmuş’a açıklamaları ve desteği nedeniyle teşekkür etti.
Çavara, İsrail’in saldırıları konusunda Türkiye ile ortak duyguları paylaştığını ifade ederek, “Burada en önemli konu ateşkesin sağlanmasıdır. İnsanların ölmesi durdurulmalı. Biz de 4 yıl bir savaştan geçtik. Böyle dış etkenler sürekli barıştan bahsederken ölümler bitmiyor. Size de teşekkür ediyorum; sizin kullandığınız “aramızdaki güven” konusu çok önemli. Sadece savaş zamanında değil normal dönemde de güvenin sürmesi önemli” şeklinde konuştu.