TBMM Başkanı Kurtulmuş, ilk yurt dışı programı kapsamında bulunduğu KKTC'de Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ile bir araya geldi.
Kurtulmuş, görüşmede yaptığı konuşmada, Türkiye'nin devlet geleneği haline gelen bir usulünün olduğunu, seçilen cumhurbaşkanı ve meclis başkanının ilk ziyaretini KKTC'ye yaptığını anımsattı. Kurtulmuş, "Biz de bugün böyle bir milli ödevi gerçekleştiriyor olmanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. Bu ziyaretimizle gördük ki Kıbrıs her seferinde daha ileriye gidiyor." ifadesini kullandı.
KKTC Cumhuriyet Meclisinin, Türkiye'nin destekleriyle bu yıl içerisinde yeni binasına kavuşacağı ümidini dile getiren Kurtulmuş, KKTC'nin gelişmesi ve kalkınmasına yönelik her projeye destek olduklarını kaydetti.
"HEP TÜRK TARAFI MAĞDUR EDİLDİ"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kıbrıs'ta verilen mücadelenin Osmanlı'nın adadan ayrılışıyla başladığını belirterek, şöyle devam etti:
"Ne yazık ki hep Kıbrıs Türk tarafı burada mağdur edilen, zulme uğrayan hatta soykırıma tabi tutulan bir halk olarak tarihe geçmiş oldu. Maalesef Kıbrıs Türk halkına 'Siz uzlaşın, masada olun' diye telkinde bulunanlar hep Kıbrıs halkına karşı yapılan bu soykırımlara karşı da sessiz kaldılar. Eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin buradaki garantörlük hakkı olmasaydı, 1973'teki Barış Harekatı gerçekleştirilmiş olmasaydı bugün zaten Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devletten bahsetmemiz mümkün olmayacaktı. Bu ayan beyan ortadadır.
Kıbrıs'ta çözüm de çok nettir. İki egemen toplumun var olduğu bir Kıbrıs adasını kabul etmek dünya siyaset çevrelerinin en akılcı kabul edişlerinden biri olacaktır. Türkiye bu tezi hep söylüyor. Bazı çevreler tanımamak için gayret sarf etse de Kıbrıs adasının gerçeği budur. Burada Kıbrıs halkı da Allah'ın izniyle kıyamete kadar egemen varlığını korumaya kararlıdır. Bu temelde; iki eşit toplumun insani bir şekilde diyalog içinde olmasının, ortak projeler geliştirmesinin, ortak bir zeminde yaşamanın ve ortak bir adayı paylaşmanın verdiği sorumlulukla birlikte hareket etmesinin her iki tarafın yararına olacağını düşünüyoruz. Bu asla bir tarafın diğerini yok ederek ayakta kalması şeklide algılanmamalıdır."
