10-13 Kasım, 13-15 Kasım, 15-17 Kasım tarihlerinde “1 TEMSİLCİ 1 SENDİKADIR” teması işlenen toplantılarda Genel Başkanı Türkeş Güney “Bugün kutsal hak arama aracı olan sendikacılığı kendi şahsi çıkarları için kullananlar, sendikacılığı eşantiyoncu anlayışla Mahmutpaşa çarşısına çevirenlerin hiçbirisi sendika hakkı kazanımı mücadelede yoktular. Emek; en yüce değerdir. Bizim de görevimiz emeğin hakkını adam gibi aramaktır. Bizler, hak arama teşkilatıyız, eşantiyon firması, züccaciye dükkânı değiliz.” dedi.
Genel Başkan Türkeş Güney, istatistiki verilerle Konfederasyonun Toplu Sözleşme Masasında yetkili olduğu dönemle, hâlihazırda yetkili olan sendikanın yetkili olduğu dönemleri mukayese etti. Bu kapsamda;
- “Türkiye Kamu-Sen’in yetki döneminde toplam artış enflasyon farkı + %64.49 zam almışken, malum sendika dönemindeki artış enflasyon farkı + sadece %4.89, 7 senelik memurun hak ve refah mücadelesinde memur maaşına katkımız ortalama %9.2+ enflasyon farkı, malum sendikanın olduğu dönemde ise bu oran ne yazık ki %0.35+ enflasyon farkı olarak kaldı.
- Yine yetkili olduğumuz dönemde ortalama memur maaşının karşılığı 62-62 gramlara kadar çıkmışken, 50 gram altın ile malum sendikaya yetki devri yapılmıştır. Yetkili ama etkisiz sendika ise memur maaşını 15-16 gramlara kadar düşürdüğü dönemler oldu, şu an itibariyle ise 27-28 gram altına tekabül ediyor.
- Diğer yandan ortalama memur maaşının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı ise; Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu dönemde %1.8 iken, malum sendikanın döneminde %0.7’lere düşmüş, 2024’e geldiğimizde bu oran yaklaşık %0.9’larda kaldı.
- Bir başka kıyaslama aracı olarak; ortalama memur maaşının ABD Doları karşılığı; Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu dönemde ortalama memur maaşını ile 2000 ABD doları alınırken, Yetkili ama etkisiz sendikanın yetki döneminde ortalama memur maaşı 1200 ABD Doları seviyesine inmiş, ortalama memur maaşı dolar bazında % 60 erimiştir.
- Merkezi yönetim bütçesi içerisinde personel harcamalarının yüzdelik bazında değerlendirmesinde, Türkiye Kamu-Sen’in bu bağlamda oranı %25’leri görmüş, yetkiyi malum sendikaya devrederken bu oran %21 iken, Türkiye Kamu-Sen’den sonra devralan malum sendikanın döneminde bu oran hali hazırda % 17-19’lar civarında kaldığını istatistikler ortaya koyuyor. "
Şeklinde verilerle memurların geldiği nokta ortaya konuldu.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Taşra Teşkilatına seslenen Güney; “Sendikal ayrım, baskı ve mobbingi kendilerine yol ve yöntem olarak seçen Gençlik ve Spor Bakanlığı Taşra Teşkilatlarına sesleniyorum. %83’ü bir sendikaya ait amir pozisyonundaki idarecilerden müteşekkil bir kurum olmaz, bunun yanında üye oldukları sendikanın tetikçiliğini yapmamaları gerekliliğinin altını tekrar tekrar çiziyorum.” dedi.
Yetkili sendikanın son toplu sözleşme masasında bıraktığı konulara değinen Güney,
- 1.dereceye gelen memurlarımıza 3600 ek gösterge verilmesi,
- Yardımcı hizmetli sınıfının kaldırılarak bu sınıftakilerin Genel İdari Hizmetler ve Teknik Hizmetler sınıfına geçirilmesi,
- Enflasyon farkının sıfır zam demek olduğunu, mutlaka refah payı verilmesi,
- 14,492 TL olan ilave ek ödemenin memur emekli maaşlarına yansıtılması,
- Enflasyon farkının aylık olarak ödenmesi,
- Başta kira yardımı olmak üzere ülkemizin geçinme şartlarını dikkate alan bir maaş düzenlemesi,
- Fazla mesai ücreti, harcırah tutarları ile aile, çocuk, yemek, giyecek ve diğer yardımların günün ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi,
- Taşra teşkilatına servis hizmeti ya da ulaşım imkânı sağlanması,
- Hizmet kolumuzdaki kurumlara; Adalet, Maliye, Gümrük ve Ticaret, Sosyal Güvenlik ve Savunma Hizmetleri, yönetici ve denetim başta olmak üzere yeni hizmet sınıfları ihdas edilmesi,
- SGK taşra teşkilatına uzman ve uzman yrd. kadrolarının ihdas edilmesi, 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiyelerin de yeniden ihdası,
- İş ve meslek danışmanı kadrolarına kurum içinden atama yapılması,
- Kariyer uzmanları arasında merkez taşra ayrımının kaldırılması,
- Adalet çalışanlarının 2802 sayılı yasaya göre değil, 4483 sayılı yasaya göre yargılanması,
- Adalet Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatına uzman kâtiplik kadrolarının ihdası,
- Meteoroloji çalışanlarına ödenen havacılık tazminatın artırılması ve düzenli ödenmesi,
- Cefakâr nüfus, valilik ve kaymakamlık çalışanları için İçişleri Uzmanlığı kadrolarının ihdası,
- Pasaport, ehliyet gibi hizmetlerden alınan harç ve değerli kâğıtlar bedelinden bu personele pay verilmesi,
- Devlet hayatımıza yeni giren 112 ve göç personelinin sorunlarının çözümü,
- Türkiye İstatistik Kurumu’nda ilave ek ödemeden mahrum olan parça başı personel diye adlandırılan arkadaşlarımızın mağduriyetinin giderilmesi, harcırah tutarlarının artırılması,
- Geçinme şartlarının ağır olduğu metropol illerde, maaşlarda farklılığa gidilmesi,
- Gümrük Muhafaza Memuru, Gümrük Muayene Memuru, Gümrük ve Ticaret Memurlarında uzmanlaşmaya gidilmesi,
- Ticaret Bakanlığı iç ve dış ticaret birimlerinde görev yapanların özlük haklarında iyileştirmeye gidilmesi ile Raportörlerin hak ettikleri statüye kavuşturulması,
- Askeri ve Emniyet iş yerlerinde görev yapan personele bu kurumlara özgü imkânların memurlara da verilmesi,
- 28.11 mağdurları ile ilgili hukuk mücadelemiz devam ediyor, hukuki destek verdiğimiz, üyelerimiz tarafından açılan ve lehe sonuçlanan davaların istinaf sonucunu bekliyoruz, istinafta da olumlu neticelenirse bu konuda Cumhurbaşkanlığından genel bir düzenleme yapılması dava açmayı beklemeden arkadaşlarımızın kadrolara atanması,”
Şeklinde memurun hak mücadelesinde olduğunu dile getirdi.
Ayrıca Güney “Ülkemizde 2 Kasım 2011 tarihinde 666 s. KHK ile yürürlüğe giren maaş sistemine göre; ülkemizin neresinde görev yaparsanız yapın, hangi kurumda görev yaparsanız yapın; emsal unvanlara aynı maaşı veriyoruz. Yani hayatın ve geçinmenin zor olduğu İstanbul gibi metropoller ile sahil bandındaki illerde görev yapan emsal unvandaki memurlar ile nispeten hayat şartlarının daha kolay olduğu Anadolu’nun il ve ilçelerindeki memurlarımıza aynı maaşı veriyoruz. Peki, hayat şartları eşit mi aynı mı? İnanın arkadaşlar İstanbul’daki memurlarımıza kurumları muvafakat versin en az yarısı Anadolu’ya gider, çünkü aldığı maaş kiraya yetmiyor. Diğer yandan 666 s. KHK ile getirdiğimiz maaş sistemi kurumlar arası iş yükünü de dikkate almıyor, adliye çalışanları ile iş yoğunluğu daha düşük olan kurumlarımız yok mu elbette var. Ayrıca mevcut maaş sistemi mahrumiyet bölgesi dediğimiz Doğu ve G. Doğu’yu da dikkate almıyor. O yüzden bütün bu şartları dikkate alan bir maaş sistemi istiyoruz, eşitlik adalet getirmiyor arkadaşlar biz maaş da adalet istiyoruz. Diğer yandan Temmuz 2023 ayında yürürlüğe giren ve memur emekli maaşlarına yansımayan ilave ek ödemenin mutlaka emekli maaşlarına yansıtılmasını istiyoruz. Aksi halde 65 yaşından önce hiçbir memur emekliliği düşünemeyecek, yaş ortalaması yüksek bir memur kitlesi, sokakta boş gezen gençlerimiz olacak.” Şeklinde konuştu.
Programlara Prof. Dr. Servet Özdemir’in ve Prof. Dr. Çağatay Kılınç’ın “Liderlik” üzerine yaptıkları sunumlar ile sonlandırıldı.
17-19 Kasım tarihleri arasında düzenlenen “Maziden Atiye Türk Büro-Sen” başlıklı eğitim ve istişare toplantısı, Türkiye’nin dört bir yanından gelen “25-35” yaş arası genç üyelerin katılımıyla gerçekleşti.
Toplantı ile ilgili “81 İl’imizden gelen Gençlerimizle “Maziden Atiye” Türk Büro Sen Temalı; Eğitim toplantımızı gerçekleştirdik. Gençlerimizin heyecanı ve coşkusu, gelecek adına bizleri umutlandırdı, mutlu etti.” Şeklinde konuşan Güney, “ Bir millete, geçmişini unutturmak, onu yok etmenin ilk şartıdır. İnsanları insan yapan, büyük bir düşüncenin ardından koşmalarıdır. Ülkemizin geleceğinin teminatı genç memurlarımızla; adım adım Toplu Sözleşme Masasına yürüyoruz. Yetkiye ulaştığımızda, etkili sendikacılık anlayışımızla; hem vatanımızı koruyacağız, hem de memurlarımızın hakkını savunacağız. Ne unutulur ne silinir bu toprakların hatırası, Türklük bir bayrak gibi dalgalanır her zaman, “Maziden atiye”, bir halkın yükselişi, gelecek nesillere miras, özgürlüğün sevincidir.” diye konuyu özetledi