Türkgün Gündem Ünlü köpek eğitmenine "Bacanak" şoku! Emlakçının oyununa geldi

Ünlü köpek eğitmenine "Bacanak" şoku! Emlakçının oyununa geldi

Ümraniye'de ev sahibi olmak isteyen ünlü köpek eğitmeni Dede Alptekin, emlakçı tarafından 200 bin TL dolandırıldı. Alptekin, emlakçının ‘ev sahibinin bacanağına borcu var' demesiyle 200 bin TL'yi elden emlakçıya verdi.

KAYNAK: İHA

Olay, geçtiğimiz ay Ümraniye'de meydana geldi. İddiaya göre, internetteki satılık ev ilanına müşteri olan ünlü köpek eğitmeni Dede Alptekin, emlakçı E.Y. ile iletişime geçti. Alptekin, ev sahibinin il dışında olmasından dolayı yetkilerin kendinde olduğunu belirten emlakçı E.Y. ile 2 milyon 950 bin TL'ye anlaştı. Alptekin ev sahibi ile iletişim kurmaya çalışsa da emlakçı tarafından engel olundu. Döviz olan parasını bozduran ünlü eğitmen Alptekin 2 milyon 750 bin TL'sini bankaya 200 bin TL'sini ise emlakçının yönlendirmesi üzerine ev sahibinin borcundan dolayı bacanağına verdi. Eve taşınan Alptekin günler sonra komşusunun aracılığıyla ev sahibi ile iletişim kurdu. Ev sahibinden evin fiyatının 2 milyon 750 bin TL olduğunu, bacanağa borç yalanıyla 200 bin TL dolandırıldığını öğrendi. Emlakçı ile iletişim kurmaya çalışan Alptekin çeşitli bahaneler ile emlak ofisi tarafından geçiştirilirken daha sonra telefonları engellendi. 200 bin TL olan hakkını arayan ünlü köpek eğitmeni Alptekin yetkililerden yardım bekliyor.

“Beni mülk sahibiyle görüştürmedi”

Emlakçı tarafından dolandırıldığını iddia eden Dede Alptekin, “İnternet sitesi üzerinden gördüğüm ilanla emlakçıya ulaştım. Evi inceledim, beğendim. Emlakçı 3 milyon liraya evin satışını gerçekleştirebileceğini söyledi. Diğer yandan evin sahibi şehir dışında yaşıyordu. Emlakçıya çok ısrar etmeme rağmen beni mülk sahibiyle görüştürmedi. Evi de beğendiğimiz için kaçırmak istemedik, durumu kabul ettik. Elimizdeki dövizleri bozduk ve emlakçı ile birlikte tapuya gittik. 2 milyon 750 bin lirayı mülk sahibinin banka hesabına yatırdım. Emlakçı komisyonu haricinde kalan 200 bin lirayı ise emlakçı, mülk sahibinin bacanağına borcu olduğunu söyleyerek elden teslim aldı ve kendisinin teslim edeceğini söyledi. Ben hem 200 bin lirayı elden teslim ettim emlakçıya hem de komisyon ücretine ayrıca ödedim. İlerleyen zamanlarda mülk sahibi ile tanışma fırsatım olunca vermiş olduğum paranın bacanağına gitmediğini ve ortada böyle bir borç olmadığını öğrendim. Emlakçıya tekrar ulaşarak beni mağdur ettiğini söyledim emlak ofisine gittim fakat kendisine hiçbir şekilde ulaşamadım. Vermiş olduğum komisyon haricinde 200 bin lira gibi bir kaybım var. Bu duruma bir çözüm getirilmesini istiyorum, konuyla ilgili görüşecek bir yetkili karşıma çıkmıyor.” diye konuştu.

“Belki de parayı kendisi yemiştir”

Hakkındaki iddialara ilişkin cevap veren emlakçı E.Y. ise suçlamayı kabul etmeyerek, "Biz sadece hizmet bedelimizi aldık. Kendisinden 20 bin lira aldık. 90 bin lira da, ayrıca yüzde 4 artı KDV hizmet bedeli alma hakkımız var. Toplamda 110 bin lira gibi bir rakam aldık. Hem kendisinin hem de satıcının komisyonunu ondan temin ettik" diye konuştu. Muhabirin, ‘satıcının komisyon tutarı da mı alıcıya yansıtıldı?' sorusu üzerine ise, önce ‘hayır yansıtılmadı' dedi, ardından ‘evet alıcıya yansıtıldı' diye karşılık verdi. Emlakçı N.Y., bacanak iddialarına ise, "Böyle bir şey olmadı. Biz kendisinden sadece 110 bin lira aldık. Belki kendisi parayı bir yerde kaybetmiştir ya da düşürmüştür. Belki de parayı yemiştir onu da bilemiyorum. Ayrıca siz bunları bana ne hakla soruyorsunuz?" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Türk edebiyatının üstadı, dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Türk edebiyatının üstadı, dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek

Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Necip Fazıl Kısakürek, "üstat" unvanıyla tanınmakta ve Baki'den sonra kendisine verilen "Sultanu'ş Şuara" unvanıyla dikkat çekmektedir. Şair, yazar ve düşünür olarak Türk düşünce dünyasında önemli bir etki yaratan Kısakürek, eserleriyle zihinlerde silinmez izler bırakmıştır.

KAYNAK: TRT Haber

Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904'te dünyaya geldi. Babası hukukçu Abdülbaki Fazıl Bey, annesi Girit muhaciri bir ailenin kızı olan Mediha Hanım’dır.

Dedesi ve büyükannesinin etkisiyle okuma aşkı gelişti

Çocukluğunu ise dönemin hakimlerinden büyükbabası Mehmet Hilmi Bey'in konağında geçirdi.

Okumayı 5-6 yaşlarındayken dedesinden öğrendi. Büyükannesi Zafer Hanım'ın da etkisiyle okuma aşkıyla tanıştı.

Mahalle Mektebinde başladığı öğrenimine, Fransız Papaz, Amerikan Koleji ve Rehber-i İttihad okullarında devam etti. İlkokulu ise Heybeliada Numune Mektebinde tamamladı.

1916 yılında Yahya Kemal ve Hamdullah Suphi Tanrıöver'in de öğretmenlik yaptığı Mekteb-i Fünun-u Bahriye-i Şahane'ye (Deniz Harp Okulu) girdi.

Edebiyata merak duydu

Öğrencilik yıllarında şiirle ilgilenmeye başlayan Kısakürek, "Nihal" adında haftalık bir dergi çıkarmaya başladı.

Kısakürek, şair Nazım Hikmet Ran ile aynı okulda eğitim gördü. Lord Byron, Oscar Wilde, Shakespeare gibi önemli batılı yazarların eserlerini orijinal dilinde okudu.

1921’de, Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Faruk Nafiz, Ahmed Kudsi gibi edebiyatçılarla tanıştığı Darülfünun Edebiyat Medresesi Felsefe Bölümüne girdi.

Kısakürek’in ilk şiirleri, Ziya Gökalp'in kurduğu, Yakup Kadri ve arkadaşlarının çıkardığı Yeni Mecmua dergisinde yayımlandı.

1924’te Maarif Vekaletinin açtığı sınavı kazandı, Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 20 yaşında Paris'e gitme imkanı buldu.


"Kaldırımlar" şiirini yayımladı

İstanbul'a döndüğü 1925'te, ilk şiir kitabı "Örümcek Ağı"nı, 1928'de ise "Kaldırımlar"ı yayımladı. Kaldırımlar şiiri, okurların hayranlığını kazandı.

Abdülhakim Arvasi ile 1934'te tanışan usta edebiyatçı, bu tarihi kendisi için bir milat kabul etti. Bu tarihten sonra da eserlerinde tasavvufi düşüncenin izleri görülmeye başlandı.

"Benim efendim

Ben sana bendim

Bir üfledin de

Yıkıldı bendim."


Tohum ve Bir Adam Yaratmak sahneyle buluştu

1935'te yazdığı "Tohum" ile "Bir Adam Yaratmak" eserleri, Muhsin Ertuğrul tarafından İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneyle buluşturuldu.

İslamcılık ve Türklük vurgusunun ön planda olduğu Tohum, sanat çevrelerinden büyük ilgi gördü. Bir Adam Yaratmak ise 1937 yılında sahnelendi.

Usta edebiyatçının 1936'da Celal Bayar’ın temin ettiği ilanlar yardımıyla çıkardığı ve 16 sayı sürdürdüğü "Ağaç" Mecmuası, dönemin önde gelen entelektüellerini çatısı altında topladı.

"Büyük Doğu Dergisi" okuyucuyla buluştu

Kısakürek, 1938'de yeni bir milli marş yazılması için Ulus gazetesinin açtığı yarışmada kendisine yapılan teklifi kabul etti, yarışmadan vazgeçilmesi şartını öne sürdü.

İsteği kabul gören Kısakürek, "Büyük Doğu Marşı" şiirini yazdı. Şiire verdiği "Büyük Doğu" adı, daha sonra çıkaracağı derginin de adı oldu.

1934'te yaşadığı buhranlı dönemini anlattığı "Çile" şiiri ise 1939 yılında okuyucuyla buluştu.

Şair, 1941’de Fatma Neslihan Baban ile evlendi. Mehmed, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep isimli çocukları dünyaya geldi.


Büyük Doğu dergisinin ilk sayısı ise 17 Eylül 1943’te yayımlandı. Dergi, İslami değerleri öne çıkarmasıyla dikkat çekti.

Başlangıçta dönemin ünlü isimlerinin yazılarına yer verilen dergide, Necip Fazıl'ın takma isimlerle de yazıları yayımlandı. O takma isimler ise şöyleydi:

“Adıdeğmez, İstanbul Çocuğu, BÜYÜK DOĞU, Fa, Tenkitçi, N.F.K., Ne-Mu, Ahmet Abdülbaki, Abdinin Kölesi, Bankacı, Be-De, Dilci, İstanbullu, Muhbir.”

Dergi kapatıldı, Necip Fazıl tutuklandı

Bakanlar Kurulu kararıyla 1944'te kapatılan dergi, 1945'te yeniden yayımlanmaya başlarken, 1 yıl sonra yine kapatıldı.

Dergi, 1947'de yeniden okuyucuyla buluştu fakat kısa süre sonra mahkeme kararıyla kapatıldı ve Necip Fazıl Kısakürek tutuklandı.

Derginin sahibi görünen eşi Neslihan Hanım ile "Padişahlık propagandası yapmak-Türklüğe ve Türk milletine hakaret" etmekten yargılanan şair, bir ay 3 gün tutuklu kaldı.


Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurdu

Kısakürek, 1949'da başkanı olduğu Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurdu. Eşi ile 1950'de hapse giren şair, aynı yıl yapılan genel seçimlerden sonra, seçimi kazanan Demokrat Parti'nin çıkardığı Af Kanunu ile serbest bırakıldı.

Daha sonra, Büyük Doğu'yu yeniden çıkarmaya başladı. Dergide Adnan Menderes'e açık mektuplar yayımlayarak, partiyi İslam ekseninde geliştirmesini önerdi.


Derginin çıkarılmadığı zamanlarda, Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Her Gün ve Tercüman gazetelerinde günlük fıkra ve yazıları yayımlandı.

Oğlu Mehmed'e, 1973'te Büyük Doğu Yayınevi'ni kurduran Kısakürek, "Esselam" isimli manzum eserinden başlayarak daha önce çeşitli yayınevleri tarafından basılmış eserlerinin düzenli yayınına başladı.

“Sultanu'ş Şuara" unvanını aldı

Milli Türk Talebe Birliği tarafından 1975'te mücadelesinin 40. yılı dolayısıyla jübile düzenlenen Kısakürek, 1976'dan 1980'e kadar 13 sayı "Rapor", 1978'de de "Son Devre Büyük Doğu" dergisini çıkardı.

Türk Edebiyatı Vakfı tarafından, 1980'de Sultanu'ş Şuara (Şairler Sultanı) unvanını alarak şair Baki'den sonra, Sultanu'ş Şuara unvanına sahip ikinci şair olarak tarihe geçti.


1981'de Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı alan Kısakürek'e, 1982 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Üstün Hizmet Ödülü takdim edildi.

Geride birçok eser bıraktı

Necip Fazıl Kısakürek, "üstat" olarak anıldı. Künye, Sabır Taşı, Namık Kemal, Çerçeve, Para, Vatan Şairi Namık Kemal, İdeolocya Örgüsü, Son Devrin Din Mazlumları, Halkadan Pırıltılar, Çöle İnen Nur, Maskenizi Yırtıyorum, Ulu Hakan II. Abdülhamid Han, Kanlı Sarık, Sonsuzluk Kervanı, At'a Senfoni, Sahte Kahramanlar, Her Cephesiyle Komünizm, Babıali, Ahşap Konak ve Reis Bey'in de aralarında bulunduğu çok sayıda esere imza attı.

Usta edebiyatçının "Bir Adam Yaratmak" eseri, 1977'de Yücel Çakmaklı tarafından televizyona, "Reis Bey" adlı eseri ise Mesut Uçakan tarafından sinemaya uyarlandı.

Oyun, 2002'de de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konuldu. Kısakürek'in Reis Bey oyunu, 2012'de Devlet Tiyatroları, 2017'de ise Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendi.

Erenköy'deki evinde 25 Mayıs 1983'te vefat eden Kısakürek'in cenazesi, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *