CIA’YA TESLİM OLDULAR!
RAND COPERATİON’IN ‘DEMOKRATİK MUHALEFET’ TALİMATI, CHP, İP, SP VE HDP TARAFINDAN, ‘DEMOKRASİ İTTİFAKI’ MASKESİYLE YERİNE GETİRİLDİ.
HEDEFLERİ İKTİDAR
CIA’nın yan kuruluşu olarak bilinen Rand Coperation’ın hazırladığı ve Türkiye’de uzun tartışmalara yol açan raporda, ‘ABD ile güvenilir bir stratejik ortaklık’ için Türkiye’de ‘Demokratik Muhalefet’ ile işbirliği yapılması teklif edildi. Bu muhalefeti yapanların 2023 yılında iktidara gelebileceği ABD, NATO ve Avrupa Birliği lişkilerinde daha uzlaşmacı olabileceği rapora yansımıştı.
TALİMATA UYDULAR
ABD’li kuruluşun ‘Demokratik Muhalefet’ olarak işaret ettiği blok, Cumhur İttifakı’nın karşısındaki partiler oluşturuyor. ‘Millet İttifakı’ adıyla bir araya gelen CHP, İP, SP ve HDP bloku, kendisini ‘Demokrasi İttifakı’ olarak tanımlıyordu. Davutoğlu ve Babacan’ın partilerinin de bu ittifaka eklemlenmesiyle birlikte ittifakın adı, CIA’nın talimatlarına uygun olarak ‘Demokratik Muhalefet’ olarak güncellendi.
ORTAK ADAYLARI GÜL
CIA’nın ‘Demokratik Muhalefet’ bloku, söylemlerini de birleştirdi. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ile ortak noktalarının yüzde 99 olduğunu açıkladı. Zillet partileri, dış politikanın ABD ve batı merkezli politikaya dönüşmesi, çözüm sürecinin canlandırılması ve parlamenter sisteme dönüş gibi konularda hem fikir. ‘Demokratik Muhalefet’ bloğunun cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül üzerinde birleşmesi bekleniyor.
CHP İstanbul Milletvekili Prof. İbrahim Kaboğlu’nun hazırladığı yeni anayasa taslağında da “Demokratik Muhalefet” adı kullanılmış, taslak metinde Türk ibareleri çıkarılmıştı. CHP’nin kitapçık olarak ifade ettiği anayasa taslağının önsözünü ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yazdı. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidilen süreçte Cumhur İttifakı Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı göstermiş buna karşılık ise Millet İttifakı da tek adayla seçimlere girmenin yollarını aramaya başlamıştı. Erdoğan’ın karşısına Abdullah Gül’ü aday göstermeyi düşünen CHP-HDP-İP-SP ortak adayda anlaşmaya varamamışlar ve ayrı ayrı adaylarla seçime girmek zorunda kalmışlardı.
İP, HDP’NİN DESTEĞİNDEN RAHATSIZ MI?
31 Mart yerel seçimlerinin ardından ismi gündemde tutulmaya çalışılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki soruları muallakta bırakmış ve danışmanı üzerinden sinyaller vermeye başlamıştı. İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan “Dün dünde kaldı cancağzım. Artık Mekanın yeni sahibi var” diyerek tepki göstermişti. Mekanın sahibinin kim olduğu ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun finansal görüşmeler yapmak için gittiği İngiltere’nin başkentinde ortaya çıktı. İmamoğlu’nun Londra’da Belediye başkanı Sadiq Khan ile yaptığı görüşme esnasında arkasında bulunan Abdullah Gül fotoğrafı Demokratik Muhalefetin nasıl şekilleneceğini ve hangi aday etrafında birleşeceklerine yönelik ipuçlarını vermişti. ABD’li araştırma kuruluşlarının raporlarında yer alan ifadelerde ise Türkiye’nin tekrardan çözüm sürecine dönmesi gerektiği yönündeki ifadeler ise Demokratik Muhalefet olgusunun tesadüflerle açıklanamayacağını ortaya koydu. 24 Haziran seçimlerinden sonra kaynamaya başlayan İP, istifalarla sarsıldı. 5 milletvekilinin yanı sıra birçok kurucular kurulu üyesi ve örgüt yöneticileri istifa etti. Bir çok Büyükşehir Belediye Başkanı CHPHDP- İP ortaklığıyla seçilmiş ve İP seçim sürecinde HDP’nin desteğine sessiz kalmıştı.
İP’in de aralarında yer aldığı Millet İttifakının örtülü ortağı olan HDP’den seçim sürecinde rahatsız olamayan İP yöneticileri seçim sürecini atlattıktan sonra CHP’nin HDP ile olan yakınlaşmasından rahatsız oldukları gerekçesiyle tepki göstermeye başladılar. “Demokratik Muhalefet” adı altında İP’in nasıl bir karar vereceği ise tartışma konusu haline geldi. İP yöneticilerinin HDP’nin bu ittifaka dışarıdan destek vermesi halinde Genel ve yerel Seçimlerde gösterdiği tavrı devam ettirmesi bekleniyor. HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ın ittifak ortaklarına yönelik yaptığı “Bir seferliğine İstanbul seçimlerini kazanmak için kabul ettik, bundan sonra yapılacak olan ittifaklar, açık ve şeffaf olmalı ve birlikte görüntü verilmeli. CHP’nin çekingenliğinden çıkması gerek” ifadelerini kullanarak örtülü ittifaktan çıkıp şeffaf bir ittifak yapılmasını gerektiğini söyledi. Sözde Demokrasi İttifakı adı altında CHP ve İP ile seçim işbirliği yapan HDP bundan sonra yapılması gereken ittifakı ise “Karşılarında ezilen halkların ittifakı var. Cizre ile Gezi’nin ittifakı var” diyerek özetledi.
HDP’li Pervin Buldan’ın yeni ittifak tanımının arkasında ise daha belirgin birleştirici bir unsur yatıyor. CHP’nin gezi olaylarını sahiplenmesi ve Hendek olaylarında CHP’li milletvekillerinin PKK’nın haklarını savunan bir dil kullanması üzerinden ittifak yapılabileceğini ifade eden HDP, Meral Akşener ile de ortak bir noktada buluştu. Gezi Olaylarına desteğiyle bilinen Meral Akşener oğlunun da gezi de yer aldığını ifade etmişti.
“Demokratik Muhalefet” kendine yeni bir kamuflaj ile birlikteliği güçlendirme yoluna gitti. Bu söylemin arka planında ise ittifakı genişletecek yeni partilerin “kürt sorunu” ve gezi olaylarıyla ilgili olumlu tavırlarının olduğu dikkatlerden kaçmadı.
DAVUTOĞLU KILIÇDAROĞLU’NUN YÖRÜNGESİNE GİRDİ
Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisini kurmasıyla birlikte CHP-HDPİP ittifakıyla söylemlerinin üst üste gelmesi aralarında ittifak olabilecek bir zemin oluşturma çabasını gözler önüne serdi. Davutoğlu da parlamenter sisteme dönüş çağrısı, dış politikadaki eleştirileri ve HDP’ye Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu üzerinden yaktığı yeşil ışıkla göstermiş oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile sık sık aynı platformlarda bir araya gelmesi “Demokratik Muhalefet” bloğunda yer alacağını gösteren önemli argümanlar arasında yer aldı.
ABDULLAH GÜL’ÜN GEZİ MESAJI DİKKAT ÇEKTİ
Abdullah Gül’ün aktif siyasete girmeden siyaset üstü bir görüntü verme çabası Demokratik Muhalefet bloğunun ortak adayı olma çabası olarak yorumladın. Ali Babacan’a verdiği desteğin arakasında ise Demokratik Muhalefet bloğuna Ali Babacan üzerinden siyasi yön vermesi olarak değerlendirildi. Gül’ün bir gazeteye verdiği röportajında Muhalafet ile aynı söylemde buluşan söylemleri ise dikkat çekti. S-400 meselesinde yanlış yapıldığı, Türkiye’nin hard-power’ını fazla kullandığı, parlamenter sisteme dönülmesi gerektiği, HDP’ye yönelik tecridin olduğu, kürt sorununun uluslararası bir meseleye dönüştüğü ve gezi olayları ile gurur duyduğunu ifade etmesi ortak noktalarının çok yönlü olduğuna dair verilen önemli mesajlar arasında yer aldı.