Türkgün Güzellik Güneş Kremlerinin Faktörleri Ne Anlama Geliyor? SPF Nedir, Kaç Olmalı?

Güneş Kremlerinin Faktörleri Ne Anlama Geliyor? SPF Nedir, Kaç Olmalı?

Yaz aylarının vazgeçilmezi olan güneş kremleri, cilt sağlığı için büyük önem taşıyor. Ancak üzerlerinde yazan SPF (Güneş Koruma Faktörü) ne anlama geliyor? SPF 30 mu yoksa 50 mi daha etkili? Güneş kremi seçerken nelere dikkat edilmeli? İşte SPF değerlerinin anlamı ve doğru kullanım rehberi...

MUHABİR: Eylül Şahin

Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte güneşten korunmanın önemi bir kez daha gündeme geldi. Güneşin zararlı UV ışınlarına karşı cildimizi koruyan güneş kremleri, doğru seçilmediğinde etkisiz kalabilir. Bu noktada en çok merak edilen konulardan biri de güneş kremlerindeki “SPF faktörlerinin” ne anlama geldiğidir. Peki, SPF nedir? 30 faktör mü daha etkili, yoksa 50 mi? İşte güneş kremleriyle ilgili merak edilen tüm detaylar…

SPF Nedir?

SPF, İngilizce’de “Sun Protection Factor” yani “Güneş Koruma Faktörü” anlamına gelir. Bu değer, güneş kreminin UVB ışınlarına karşı ne kadar süre koruma sağladığını gösterir. UVB ışınları ciltte yanıklara ve uzun vadede cilt kanseri riskine neden olabilir. SPF değeri yükseldikçe, cilt güneşe karşı daha uzun süre korunmuş olur.

SPF Değerleri Ne Anlama Gelir?

SPF 15: Cildi yaklaşık %93 oranında UVB ışınlarından korur.

SPF 30: Yaklaşık %97 koruma sağlar.

SPF 50: Koruma oranı %98 seviyesindedir.

SPF 100: %99’un biraz üzerinde koruma sunar, ancak bu oranlarda artış sınırlı fayda sağlar.

Kısaca özetlemek gerekirse, SPF değeri arttıkça koruma süresi uzar ancak SPF 50'nin üzerindeki ürünler çok daha fazla koruma sağlamaz, sadece biraz daha uzun süreli etki gösterir.

Güneş Kremi Hangi SPF Olmalı?

Cilt tipi, güneşe maruz kalma süresi ve bulunduğunuz coğrafi konum gibi faktörler, doğru SPF seçiminde önemlidir.

Açık tenli, hassas ciltler için: SPF 50 ve üzeri

Normal ciltler için: SPF 30 – 50 arası

Günlük şehir yaşamı için: SPF 15 – 30 yeterli olabilir

Deniz, havuz ya da karlı ortamlar için: En az SPF 50 önerilir

SPF Sadece UVB’yi Mi Engeller?

Evet, SPF değeri yalnızca UVB ışınlarına karşı korumayı ölçer. Ancak cildi yaşlandıran ve lekelere neden olan UVA ışınlarına karşı da koruma sağlayan ürünler tercih edilmelidir. Bunun için “broad spectrum” yani geniş spektrumlu koruma sunan güneş kremleri kullanılmalıdır.

Güneş Kremi Ne Zaman ve Nasıl Uygulanmalı?

Güneşe çıkmadan en az 20-30 dakika önce uygulanmalıdır.

Terleme, denize girme veya havluyla silinme sonrası yenilenmelidir.

Günde birkaç kez tekrarlanması, etkin koruma için önemlidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Şu dünyanın dengesine ve adaletine bakar mısınız?

ABD Başkanı Trump, Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes çağrısında bulunuyor. Bu çağrıya yanaşmadığı için Rusya Devlet Başkanı Putin’e şu sözlerle sesleniyor:

“Ben olmasaydım, Rusya’nın başına çok kötü şeyler gelecekti. Ateşle oynuyor.”

Yüzeyden bakıldığında Trump, sanki dünya barışı için çabalıyormuş gibi görünüyor, değil mi?

Oysa tam da bu açıklamaların yapıldığı sırada, haber ajansları şu bilgiyi geçiyordu: ABD, 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’nde başlayan saldırılardan bu yana İsrail’e 90 bin tondan fazla silah ve askeri mühimmat gönderdi.

İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar büyük sivil kayıplara yol açarken; ABD, hem sağladığı askeri destekle hem de siyasi tutumuyla bu vahşetin başlıca sorumlularından biri haline geldi.

Seçim öncesinde “Gazze’de barışı ben sağladım” söylemleriyle sahneye çıkan Trump, göreve gelir gelmez İsrail’e verdiği açık destekle, Gazzelilerin başka ülkelere gönderilmesini savunarak ve hatta Gazze Şeridi’nin ABD tarafından devralınabileceğini öne sürerek bu vahşetin ve soykırımın daha da artmasına zemin hazırladı.

Dünya kamuoyunda tepkiler yükselmeye başlayınca da “Gazze’ye bakıyoruz, ediyoruz, görüşüyoruz” gibi muğlak ifadelerle zaman kazanmaya çalıştı. Ancak bu sırada İsrail’in Gazze’deki vahşetleri aralıksız sürdü.

Şimdi de Trump, “Gazze konusunda Hamas’la da aynı şekilde. Bunu durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz. İsrail’le de konuşuyoruz ve tüm bunları mümkün olduğunca çabuk durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz” diyerek aynı oyalama stratejisini sürdürüyor. Görünen o ki, İsrail Gazze’de neredeyse canlı bırakmayana kadar bu “cambaza bak” oyunu devam edecek.

Gazze’de bugün, çağımızın en büyük vahşetlerinden biri yaşanıyor. Sivil yerleşimlerin kasten hedef alındığı, çocukların ve kadınların bilerek öldürüldüğü bu ortamda, uluslararası toplumun sessizliği kadar, bu vahşete doğrudan ya da dolaylı destek veren ülkelerin tutumu da insanlık vicdanında derin yaralar açıyor. İsrail’in Siyonist tüm sapkınları “Bebeklere kadar öldürelim” diyor ve dediklerini yapıyorlar. Dünya kör, sağır olmuş izliyor.

Bu çağda böyle bir vahşet ne görüldü, ne duyuldu.

Ancak ABD ve İsrail, el ele vererek dünyanın en büyük vahşetini adeta canlı yayında insanlığa izletiyor.

Bu zulmü durdurmaya çalışanları ya da durdurma potansiyeli olanları tehdit ederek sindirmeye çalışıyorlar.

Kendi çapında İsrail’e füze atan Yemen’i de zaman zaman bombalayarak “terbiye” ediyorlar.

Gazze’de:
Bebekler ölüyor…
Çocuklar ölüyor…
Gençler ölüyor…
Kadınlar ölüyor…
Yaşlılar ölüyor…
Hayvanlar ölüyor…
Ağaçlar ölüyor…

Velhasıl, bu vahşet ortamında nefes alan her canlı sistematik olarak yok ediliyor.

Gazze’de bu vahşeti onaylayan bir ABD’nin, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta ateşkes istemesinin sebebi ne olabilir?
İnsanlık ya da dünya barışı adına olmadığı açık.

Olsa olsa, Ukrayna’yla yapılan maden anlaşmaları sekteye uğramasın diye Rusya’nın olası bir işgalini “ateşkes” adı altında frenlemek istiyor olabilirler.

Trump’un insan hayatına ne kadar değer verdiğini Gazze’deki vahşete onay verirken tüm dünya gördü.

On binlerce çocuk ve masum ölürken, vicdanında zerre kadar insanlık emaresi göstermeyen biri, şimdi kalkıp “barış” çağrısı yapıyorsa bu olsa olsa timsah gözyaşıdır.

Bir mücahit tarafından kafasının koparılmasını sabırsızlıkla beklediğimiz yaratık Netanyahu, hem öldürüyor hem de aç bıraktığı Gazzelilerle alçakça dalga geçiyor: 'Gazze’de kıtlık yok, çünkü binlerce sivili tutukladık, onları çıplak halde görüntüledik ve üzerlerinde açlık izine rastlamadık; hatta spor bile yapmıyorlar.' 

Ne diyelim yaratık Netanyahu; İnşallah bir gün masumlarla dalga geçen o iğrenç dilini eline verirler!

Bu çağda, Gazze’de hayatta kalan insanlar açlıktan ölüyorsa,

Yere batsın sizin süper gücünüz!

Yere batsın küresel nutuklarınız!

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *