Azerbaycan Türkçesinde bir deyim var; “Mazandaran’da sanki çakal yokmuş gibi biri de gemiyle geldi.” Mazandaran İran’ın eyaletlerinden biridir. Bu defa gelen çakal uçakla geldi, İrevan’dan geldi. Mazandaran’a değil, Tahran’a indi. Ve Hocalı’da soykırıma uğrayan masumların kanıyla aynı renkte olan halılarla karşılandı!

Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Hocalı soykırımının yirmi yedinci yıldönümünde Tahran’da şaşalı bir törenle karşılandı. Üstelik bu ziyaret bizzat İran Cumhurbaşkanı Ruhani tarafından bir davetle gerçekleşti. Paşinyan ilk Başbakan seçildiğinde de Ruhani zaman kaybetmeden 21 Eylül’ün Ermenistan ‘bağımsızlık’ günü olması hasebiyle iki tebrik mesajını yollamış ve söz konusu tebrik mesajında, İran ve Ermenistan arasında ortak kültürel ve tarihi bağlar göz önünde bulundurularak, ikili ilişkilerin tüm alanlarda geliştirilmesi ümit ettiğini belirtmişti. Şüphesiz bilinçli organize edilmiş olan bu gösterinin tarihi de bilinçli olarak Hocalı soykırımının yıldönümüne denk getirilmiştir. Durum anlayana önemli mesajlar içermektedir. Bu görüşme hem İran devletinin bu soykırımı önemsemediğini göstermekte hem de Paşinyan’ın iç siyasette elini güçlendirmektedir. Nihayetinde bu görüşmenin belli bir program kapsamında yapılmasından ziyade Hocalı soykırımının gündeme getirilmesini boykota yönelik olduğu aşikardır.  Hatta Paşinyan biraz daha ileriye giderek Hameneyi ile görüştüğü  zaman çektirdiği fotoğrafı sosyal medya   hesaplarında paylaşarak  Karabağ Ermenistan’ındır başlığını attı.

Ruhani'nin daveti üzerine İran'ı ziyaret eden Paşinyan’ı Tahran Mehrabad Havalimanı'nda karşılayan heyet arasında İran Enerji Bakanı Rıza Erdekaniyan’ın bulunması da dikkat çekicidir. Heyetler arası görüşmeler sonrası iki ülke arasında ekonomik iş birliğini öngören iki mutabakat zaptı da imzalandı. Açıklamasında, Erivan ile olan doğalgaz ve elektrik alanındaki ekonomik ilişkilere değinen Ruhani, Ermenistan'da kurulacak elektrik santraline ilişkin müzakerelerin de masaya yatırıldığını ve bu ülkeye daha fazla doğal gaz ihraç etmeye hazır olduklarını dile getirdi.

Ayrıca ikili görüşmenin iç ve dış medyada yer alması ve vurgulanması aslında sistematik bir düzenin işlediğini göstermektedir.  Radyo Farda, BBC Farsça ve Nasim Haber bültenlerinde bu haberin yer alması Azerbaycan halkı üzerinde kurulu propagandayı göstermekte, soykırımın uluslararası boyutta boykot edilmesine aracılık etmektedir. Haber bültenlerinde ikili ilişkilerin ticari ve ekonomik boyutu üzerinde durulmaktadır. Halbuki ikili ilişkilerin derinliği ve genişliği 1990’lardan itibaren hep stratejik zeminde oturtulmuştur. Bu açıdan bakıldığında İran devletinin ermeni vatandaşlarına sağladığı ayrıcalıkların gizli bir şekilde devam etmesi bu stratejik ortaklığın derinliğini göstermektedir. Özellikle Tahran, İsfahan gibi şehirlerde ermeni vatandaşlarının yerleştirilmesi sonucunda ticari ağlarının genişlemesini sağlamaktadır. Günümüzde gıda, giyim sektöründe tanınmış markaların ermeni kökenlilerin elinde olması bunu göstermektedir.

Hocalı soykırımı ve İran’ın konuyla ilgili vurdumduymazlığından bahsederken değinmeden edemeyeceğimiz bir konu daha vardır: Hocalı’ya saldırı dönemin İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Vilayeti’nin bölgede olduğu dönemde gerçekleşmişti. 25 Şubat’ta Bakü’de Azerbaycanlı yetkililerle görüşen Vilayeti, 27 Şubat’ta Dağlık Karabağ’a oradan ise Ermenistan’a geçecekti. Anlaşmaya göre 27 Şubat- 1 Mart arasında üç günlük ateşkes ilan olunmalıydı. Fakat 25 Şubat’ta ermenilerin Hocalı’ya saldırısı ateşkesin soykırıma dönüşmesine neden olmuştu.

Ermenistan-İran arasında bu tür görüşmelerin sürekli yaşanmasının yanısıra ve yakın ilişkiler haricinde İran’ın böyle hassas bir konu hakkında böylesine aymazca, utanmazca politikalar yürütmesi ve hamlelerde bulunması Azerbaycan Devleti’nin haklı olarak İran’dan uzak durmasına yol açmaktadır. Ayrıca İran nüfusunun büyük bir kısmını Azerbaycan Türklerinin oluşturmasına rağmen devletin bu tür eylemlerle soydaşlarımıza karşı tavrı bu toplumda rahatsızlığa neden olmaktadır.

Menfaatler üzerine kurulmuş ve tüm insani hassasiyetleri hiçe sayan sözde İslam Cumhuriyeti olan İran’a  ermeniler tarafından işgal edilmiş Karabağ topraklarındaki ahıra çevrilmiş camileri hatırlatmak isterim. Ve bir hatırlatma da kâbusunuz olan bölgedeki 35 milyondan fazla Azerbaycan Türkü’nü yapmakla şunu dikkatine sunmak isterim.  İran Tebriz’in bir yumruğu ile dağılacaktır. İran viran olduğunda onları paşinyanları bile kurtaramaz.