Önce Aykut Kocaman denedi, oynattı bir türlü beğenmedi. ‘İstediklerini yapmıyor’ diye kenara attı.

Sonra Cocu geldi, oynattı, onun da aklına yatmadı.

O da şikayet etti, kulübeye mahkum etti.

Kimseye derdini anlatamadı. Ta ki, Koeman’a kadar…

Adam geldi, ‘Sen serbestsin, lidersin’ dedi…

Bu takımın vazgeçilmezi olduğunu her seferinde vurguladı.

Top artık Valbuena’daydı.

Gereğini yaptı, goller, asistler peş peşe geldi.

Koeman da kazandı, Fenerbahçe de...

Tabi Valbuena da…

Kim durduracak bu Valbuena’yı bilinmez…

Koeman, sadece Valbuena’yı kazandırmadı takıma…

Yeni bombası Isla oldu hocanın… Aldı şu yoklukta, Isla’yı ön liberoya oturttu. Yeniden yarattı, ona da güven aşıladı. Dün baktık, bulunması gereken her yerde vardı Isla. Tüm topları olumlu kullandı, zamanında kesicilik görevini yerine getirdi, her topu olumlu kullandı. Sanki 40 yıllık ön libero gibiydi İsla.

Sadece o da değil… Frey’e ne demeli…

Gol kovaladı, rakibe pres yaptı, kendi sahasına kadar gelerek rakip atağını kesti. Bir santrafordan daha ne beklenir ki?

Israr eden Koeman, Frey’i de takıma kazandırdı.

Koeman’ın Fenerbahçe’sinde defans uyumluydu. Orta saha arı gibiydi… Valbuena, Ayew ve Frey çok çabaladı, çok koştu.

Sırıtan tek futbolcu vardı… Slimani…

O’na da 83 dakika nasıl dayandı Koeman bilemedik. Belki onu da kazanmak istiyor ama şu görüntüde cevap yok gibi.

Fenerbahçe’de Şener’in sakatlanması oyun planını bozdu. Hollandalı hoca yeni arayışlar içinde İsmail’i ön liberoya alıp, Isla’yı sağ kanada çekti ama tutmayınca, hemen sakatlıktan yeni dönen Mehmet Topal’ı sahaya sürdü. İşte bu arayışlar belki Sarı-Lacivertli takımı ikinci yarıda etkisiz gösterdi ama yine de sahadan 3 puanla ayrılmasını bildiler.

6 maç sonra gelen galibiyetle güldüler…

Artık milli maç arası var.

Bu da hem Koeman için, hem de futbolcular için iyi bir fırsat..

Ama gerçek Fenerbahçe’yi, Trabzonspor maçında görüp değerlendireceğiz sanırım.