Mersin, bu seçimin stratejik şehirlerinden… Ya beka, ya bela… “İşsizlik, ulaşım ve güvenlik” önemli problemler… Bir de Mersin İdman Yurdu! Haber Türk’te, Mersin’in üç adayı peş peşe konuştu… Herkes yapacaklarını anlattı sırayla…

“Hasımları hısım yapma” inancıyla Toroslar’da üç dönem belediye başkanı seçilen Hamit Tuna göz doldurdu ekranda… Sakin, kendinden emin, gülümseyen yüz hatlarıyla güven veren… Kozmopolit şehirde “mütedeyyin HDP’liler” den bile oy alabilen bir adam… “Adaletli olmayan, payidar olamaz” felsefesine inanmış çünkü… Kocamaz’ın istifasına ithafen, “Teşkilatlarımızı sürükleyecek bir hareket olmadı” açıklaması yapıyor. Dimdik duran teşkilatlarına ve tabanına güveni tam… Akan mesajlara göre, Mersin de Tuna’yı bağrına basmış… Şehrin her yerinde tek başına, korumasız gezen bir başkan Hamit Bey… “Karalama kampanyası”na yüz vermeyişi de dürüstlüğünden ve milletine inancından… Sadece vicdanının sesini dinleyen her ülkücü gibi “İşinin hakkını veren her personelle çalışmaya devam edeceğim” sözü veriyor… Gerçekçi, bilime, akla dayalı projeleri var…

Reklamdan sonra çıkan İP’çi Kocamaz ise… Asık suratla ve sinirli çıktı ekrana… “Mersin’de çağlayarak akan Tuna”nın ardından sahne alınca morali bozulmuş zahir… Daha merhaba demeden, “MHP’den istifa etmedim, ettirildim!” demez mi? Bu ne yaman bir yalandır? Bisikletle gelip giderken… 25 sene ülkücü hareket onu sırtında taşımış… MHP Genel Merkezi “Artık çekil, yeni bir adayla devam edeceğiz” demiş, teşkilatı dinlemeyip “istifa” etmiş… Siyasi ihtirasının kölesi oluvermiş bir adam… Bırakaydın da senden sonra gelecek MHP’liye destek olaydın… Günlerce sus, istifa etme, İP’çilerle anlaşınca istifanı açıkla!

Program boyunca “neden otobüs değiştirdiğini” açıklamak için didinip durdu… Nasıl bir ülkücülük, nasıl bir milliyetçilikse ve muhaliflerine nasıl bir izlenim vermişse…

Bulunmaz Hint kumaşı gibi Y-CHP, İP, AKP adaylık teklif etmiş… İP’e geçişini “Projelerim vardı, onları tamamlamak için ‘otobüs’ değiştirdim” lafının sığdırılacak yeri yok… “Otobüs” dediği de bindiği “İP otobüsü”“MHP’yi ve Bahçeli’yi sırtından hançerleyenlerin otobüsü”ne binmek nasıl bir siyasi ahlak acaba? “MHP’den ve ocaklardan gönül bağımız var” sözü üstüne… “Gelişimizde ülkücülerin oyu varsa, ben borcumu ödedim” sözü insafsız ve vefasızca… “Kocamaz, kazanamayacağı hiçbir seçime aday olmaz” lafı, nefsine nasıl köle olduğunun emaresi… “Ben çıkardım, ben kazandım” böbürlenmesi de Kocamaz’ın ülkücü olamadığının delilidir… “Teşkilatlar” onun için önemli değilmiş; “kerameti kendinde” biliyor…

Programda daha sonra “günah çıkarmakla” uğraştı Kocamaz… Belediyede yapılan FETÖ tutuklamaları… Birilerinin onu takip edip dinlediğini… Genel Sekreter’in bile tutuklandığını… Ama Erkan Karaaslan denilen “imam”ı anlatmıyor…

“Keramet kendinde” ya… Başbuğ’dan sonra Devlet Bey’e husumetine rağmen onun hoşgörüsünden hiç bahsetmiyor… 5 dönem aday gösterilişini çoktaaan unutmuş!

“2014’te Hamit Tuna’nın nasıl beyefendi bir ülkücülük” gösterdiğini unutmuş… FETÖ operasyonunda soluğu Genel Merkez’de nasıl aldığını unutmuş… İP’in ucu Topuklu’nun “Mersin’i istiyorum” şamatasından belliydi…

Susup da “bindiği otobüsle” toslayacağı yere kadar gidebilmek için… Hâlâ bu yaşında “İstifa ettirildim” yalanına sarılıp egosunu tatmin ediyor!