Teröristbaşı Apo'yu dost yapandan sanatçı olmaz!
Geçtiğimiz günlerde Ahmet Kaya’nın 19. ölüm yıldönümü idi. Ahmet Kaya Türkiye’nin popüler sanatçıları içinde teröristbaşı Abdullah Öcalan’a “Vallahi Apo’yu, vallahi dostu özledim” diye şarkı yazan ve bunu Apo’nun posteri altında onbinlerce PKK mensubuna verdiği konserde okuyan tek sanatçıdır. PKK’lı olarak bilinen Ferhat Tunç’un, Şivan Perver’in bile teröristbaşı Apo’ya özel bestelediği ve konserde söylediği böyle bir şarkısı yoktur.
O yüzden Ahmet Kaya kendi halinde bir sanatçı değildi, sanatçı sicilini böyle bir iğrenç bir şarkıyla kirletmişti.
Bizim Ahmet Kaya’ya sahip çıkanlarla mücadelemiz bu yüzdendir. Evet, Ahmet Kaya toplumun her kesiminden dinleyici kitlesi olan biriydi. Sağcısı, solcusu Ahmet Kaya’nın eserleri içinde kendi duygularını tatmin ettiği şarkılar dinlemiştir. Bu toplum içindeki sosyolojik bir gerçektir.
Ama bu kendisinin PKK’lı kimliğini, teröristbaşı Öcalan’a özel şarkı yapma ve PKK’lılara konserler verme sicilini ortadan kaldırmamaktadır.
Yaklaşık iki ay önce Ahmet Kaya’nın mezarına giden Ekrem İmamoğlu’na da “Teröristbaşı Öcalan’a “Vallahi Apo’yu, vallahi dostu özledim” diye özel şarkı yapıp, bunu PKK konserinde söyleyen Ahmet Kaya’ya siz sahip çıkınca PKK’lı kimliği yok mu oluyor?
Bu konuda bir sen eksik kalmıştın Ekrem İmamoğlu!
Kim ne yaparsa yapsın aklanmaz o !
Manzara bu !” şeklinde Ahmet Kaya’nın Apo posteri önündeki bir fotoğrafıyla birlikte sosyal medya hesabımdan paylaşım yapmıştım.
Biz yıllardır “şarkıları iyi yahut kötüdür” şeklinde bir eleştiri yapmıyoruz ki, biz onun teröristbaşına ve PKK’lı teröristlere özel, moral şarkıları yapmasına karşı çıkıyoruz. Bu yönünü gizleyerek Ahmet Kaya hayranlığını abartan, bu durumu normal bir durum gibi karşılayıp, meşrulaştırmaya çalışanlara karşı uyarılarda bulunuyoruz.
Ahmet Kaya meselesi sağdan-soldan birçok partinin zafiyeti durumundadır. Bu konuda bir tek MHP’nin sicili temizdir. Çünkü MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde Ahmet Kaya’ya verilen ödülü “Cumhuriyet’in 90. Yılını idrak ettiğimiz şu günlerde, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün müzik dalında; bölücülükten, terör örgütü yandaşlığından sicil almış ve sabıka yemiş bir PKK’lıya vefatının üzerinden 13 yıl sonra tevdi edilmesi Türk milletine saygısızlığın ve nankörlüğün aldığı boyutu göstermesi bakımından ibretliktir. Cumhura baş olmayı, bölücü örgüt taraftarlığının aklanması ve ödüllendirilmesi olarak görenlerin bu yanlış ve izahı olmayan kararından dönmesini beklemek en tabii ve ahlaki hakkımızdır.
Devletin tepe noktasında bulunanların, Cumhuriyet’i yıkma emelinde olanlarla aynı kareye girmeleri, bu mihrakları taltif ve mükâfatlandırmaları her şeyden önce kendi isimlerini lekeleyecek, saygınlıklarına da gölge düşürecektir. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin bölücülük yarışında değil, hizmet ve eser üretme mücadelesiyle isimlerinden bahsettirmeleri en halisane dileğimizdir.” şeklinde eleştirmesi hafızalarımızda ve arşivlerde yerini almıştı.
1999 yılından bu yana Ahmet Kaya ile ilgili özellikle bölücü söylemlerinden dolayı yazı yazan birisiyim. İlk yazımı Ahmet Kaya’nın “Yeni aldığım arabamı Türkiye'de, şerefsizlerin memleketinde bıraktım. “ sözüne karşılık Kutlu Sesleniş dergisinde “Asıl Şerefsiz Sensin” bağlığıyla yazmıştım. Daha sonra Ortadoğu Gazetesi’nde defalarca Ahmet Kaya’yı eleştiren yazılar yazdım. Hatta Ülkü Ocakları Genel Sekreteri olduğum dönem Ortadoğu Gazetesinde yine Ahmet Kaya’yı eleştiren bir yazmıştım. Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya ile de bu konuda bir anım vardır. Gülten Kaya o yazım sonrasında “Hukuki sonuçlarına katlanacağınız bu yazınız…” diye içinde bir ifade olan uzun bir mail göndermişti. Ben de o uzun maile çok seviyeli, ölçülü bir cevap yazmıştım. Gülten hanım da o cevap sonrası “Bizim çayımızda emek kokar. İstanbul’a geldiğinizde çay içmeye ve bu konuda yüz yüze sohbete beklerim” diyerek adres ve telefon numaralarını vermişti.
Bu konuda mücadelem hiç bitmedi ve bitecek gibi de görünmüyor.
Mesela 23 Haziran seçimlerinden hemen önce başlayan Ahmet Kaya tartışmaları içinde 21 Haziran 2019 tarihinde de “Ahmet Kaya'nın mezarını getirmekten bahseden Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan.. Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İbrahim Kalın, Ömer Çelik, Orhan Miroğlu, Egemen Bağış, Umut Oran, Kenan İmirzalioğlu, CHP Yurtdışı Birlikleri Gençlik Kolları, Meral Akşener'in Ahmet Kaya'nın doğum gününü kutlayan ve şarkı sözlerini paylaşan parti kurucuları!
Ahmet Kaya PKK'lılara verdiği konserde "Vallahi Apo'yu özledim, vallahi dostu özledim" diyen haindir. Bu ihanet konserleri ve şarkıları nasıl unutulacak? Tartışılan sesi değil, zihninin kirli olması... Yeni hain sanatçılara nefes aldırmamak için, yapılan hainlikleri de unutmamak lazımdır. Sanatı, sanatçılığı milleti ve toplumu bölmeyenleri yüceltelim. Bölenleri ezelim !” şeklinde sosyal medya hesabımdan bir paylaşım yapmıştım.
4 Ekim 2019 tarihinde de “Ahmet Kaya bu ülkenin ortak değeridir” diye yazı yazan Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’a da “Vallahi dostu özledim. Vallahi Apo’yu özledim” diyen PKK’lı Ahmet Kaya’nın eşi yahut bir yakını Ahmet Kaya’nın terör örgütünün elinde esir ve silah zoruyla o şarkıyı söylediği ispat etsin de düşünelim! Var mı böyle birşey ?” tepkisini göstermiştim.
Gerçekten de şarkıları araştırıldığında en çok “Çocuk, Kardeş, Anne, Baba, Türkü, Yürek, Dost, Aşk, Acı, Yar, Sevda, Sevgi, Özlem, Hasret” kelimelerini kullanmış birisi Kürt kökenli olduğunu iddia ettiği halde "HEP'e destek vermeyen Kürdün tavuğuna kadar öldürün" ve "Otoritemizi kabul etmeyenlerin evdeki faresine kadar başını ezin, göçertin. O topraklarda tarafsız kimse olmaz, ya bizdendir ya da düşman" diyen sapık, katil, ruh hastası ve onbinlerce kişinin ölümünden sorumlu olan bir teröristbaşı için nasıl “Vallahi dostu özledim. Vallahi Apo’yu özledim” diye onun posteri altında kendinden geçerek şarkı söyler ki?
Hadi çıksın Ahmet Kaya hayranı birisi bu sorumuza cevap versin.
Hadi daha can alıcı bir hatırlatma yaparak, bu sorumuzu tekrarlayalım.
1984 yılında ilk çıkardığı albümde Mehmet Akif Ersoy’un Cenk Marşı (Uğurlar Ola) şiirini ve Nazım Hikmet’in Kurtuluş Savaşı Destanı isimli şiirini besteleyip okuyan Ahmet Kaya nasıl onbinlerce masum insanı öldüren, binlerce askerimizi, polisimizi şehit ettiren, Türk milletini bölmeye çalışan bir teröristbaşı için “Vallahi Apo’yu, vallahi dostu özledim” noktasında son nefesini verir ki?
İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy’a ait “Uğurlar Ola” şiirini besteleyen Ahmet Kaya ne söylüyordu ? :
“Ey sürüden arkaya kalmış yiğit
Arkadaşın gitti haydi sen de git
Bak ne diyor ceddi şehidin işit
Haydi git evladım uğurlar ola
Haydi git evladım açıktır yolun
Zalimlere karşı bükülmez kolun
Bayrağı çek ön safa geçmiş bulun
UĞRUN AÇIK OLSUN UĞURLAR OLA.
Eşele bir yerleri örten karı
Ot değil onlar dedenin saçları
Dinle şehit sesleridir rüzgârı
Haydi git evladım uğurlar ola”
Nazım Hikmet’e ait “Kurtuluş Savaşı Destanı” şiirini besteleyen Ahmet Kaya ne söylüyordu? :
“Kollumu salladım toplar oynadı
Kollumu salladım toplar oynadı
Karataş içinden çete kaynadı
Karataş içinden çete kaynadı
Yaşasın Urfalılar teslim olmadı
Yaşasın Urfalılar teslim olmadı
De yürü, yürü, yürü, kumandalarım yürü
Kumandanlar gidiyor, dönmüyor geri
De yürü, yürü, yürü, kahramanlarım yürü
Kahramanlar gidiyor, dönmüyor geri”
Antep’in kurtuluş yıllarını anlatan “Karayılan” isimli eseri okuyan Ahmet Kaya ne diyordu? :
“Kara yılan der ki harbe oturak
Kara yılan der ki harbe oturak
Kilis yollarından kelle getirek, kelle getirek
Ner'de düşman varsa or'da bitirek
Vurun Antepliler namus günüdür
Ner'de düşman varsa or'da bitirek
Vurun Antepliler namus günüdür
Vurun Antepliler namus günüdür”
Sanatına bu eserlerle başlamış Ahmet Kaya’yı terör örgütü PKK’nın, teröristbaşı Apo’nun yoluna kim getirdiyse onun sanatçılığının katili de onlardır.
Sanatçılığa ilk adım attığında Türk milletinin vatanı için şehit olanlara, milli destan mücadelesi verenlere şarkılar söyleyen Ahmet Kaya, sonradan nasıl sözde Kürdistan haritaları, Apo’nun posterleri altında, binlerce PKK’lıya konser verir hale gelmiştir? Ortada Türk milletine bir ihanet vardır. Ahmet Kaya bu ihanetini gönüllü mü, yoksa silah zoruyla mı yapmıştır?
Bizim de merak ettiğimiz budur.
Ortada “Vallahi Apo’yu, vallahi dostu özledim” ihaneti dururken Ahmet Kaya’ya sahip çıkmak bu ihanete ortaklıktır. Türk milleti, Ahmet Kaya’nın bu ihanetinin farkındadır. O yüzden Ahmet Kaya’nın bu ölüm yıldönümünde, anma mesajı yayınlayan siyasetçi çok olmamıştır.
Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kültür sayfasında “Ahmet Kaya’yı sevgi ve özlemle anıyoruz…” paylaşımı yapmış ve çok büyük tepki almıştır.
Keşke Ahmet Kaya ilk çıktığı gibi yoluna devam edip, Türk milletinin milli ve manevi değerlerine bağlı olarak eserler üretseydi. İşte o zaman ortak değer olurdu. Yoksa onbinlerce kişinin katili, iğrenç bir teröristbaşı için “Vallahi Apo’yu, vallahi dostu özledim” şarkısı eşliğinde PKK’lılara konser veren birinin sanatçılık değeri kalmamıştır.