Vatan'ın ebedi koynunda rahat uyuyun yiğitler!
Acılarla, ihanetlerle, yalnızlıkla, yağlı urganlarla savaşmaya alışkın olsak da…
Bengü Türk’teki programda gelen mesaj beni ta yüreğimden vurmuş, ağlatmıştı…
Tekirdağ-Çorlu’dan bir yiğit Mehmetçik’in günler önce sosyal medyada paylaştığı mesaj…
Kör olmuş ruhlara zıpkın gibi, kurşun gibi bir mesaj…
“Biz 7 yaşında yağmurun altında, soğuktan titreyerek ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ derken şaka yapmıyorduk!”
Daha kanı toprağa düşmeden meleklerin cennetle muştuladığı bir Türk evlâdı bu…
İdlib’in kahpece tuzağında şehadete eren yiğitlerden biri!
*
“Rusya’nın, ABD’nin, İran’ın, Fransa’nın orada ne işi var” demeyen işbirlikçi gafillere kapak gibi bir mesaj işte…
Ateşin düştüğü yeri yaktığının da farkında değil bu zillet çukurundakiler…
Sadece “şehit istismarı”ndan “Tayyip Bey’in devrilmesi”ne evrilen bir kahpelik!
Sıvasız, penceresine naylon kapatılmış evlerden çıkıp vatan savunmasına giden Anadolu çocukları da umurlarında değil…
Utanmadan HDPKK ile işbirliği ortalığa saçılınca “milliyetçiliğe”, şehit tabutlarının altında “riyakârlığa” soyunan alçaklık…
Ve onlara inat…
Antalya-Finike’den bir şehit Mehmetçik’in cenazesinde de rol kapma yarışındaki ihanete inat, kenetlenmiş Ülkü Ocakları ve MHP teşkilatları, davanın direncini ortaya koymaya azimliydi… Koydular!
*
Adı Turgut Burkay Korkmaz…
Ülkü Ocakları’nın manevî ikliminde yoğrulmuş bir yörük çocuğu…
“Türk milleti, vatan, bayrak” diyen, MHP İlçe yönetiminde karınca olup çalışan baba Salih Korkmaz’ın yiğit oğlu…
Kendi yağıyla kavrulma derdinde, 4 çocuklu bir çiftçi aile…
Turgut, bitirememişti liseyi… Bekârdı… Yüreğinde bir sevdiği vardı, yakınlarda nişan hesabı yapıyorlardı…
Vatanî görevini Kırklareli’nde yapmış, orduya katılmaya karar vermişti…
Hem vatana, hem baba ocağına destek olmak için Uzman Onbaşı oldu…
2 senedir Hatay 51. Komando Tugay Komutanlığı emrindeydi...
Ak yazmalı anacığı iki hafta önce izne geldiğinde, şehit haberini televizyonda izlerken, Turgut’un “Anne, ben de böyle geleceğim, sakın ağlama” dediğini söylemesi yürekleri burkuyordu…
Kahpe rejimin saldırısında şehit edildi Turgut…
Antalya Havalimanı’nda Ayyıldız’a sarılı tabutunu karşıladılar… Tabutunu düğüne gider gibi yüzlerce araçlık konvoy götürdü memleketi Finike’ye… Turunçova’ya…
Yer gök Ay-yıldızlı bayraklarımızla donatılmıştı, sel oldu aktı Antalya… Caddeler, sokaklar selâma durdu Mehmetçik’e… Yılgınlık yoktu kimsede, vakur ve inançlıydılar…
Sevgili Osman Öztunç’un söylediği de tam buydu:
“Ne ana, ne sıla, ne yâr hayali/ bir gör Mehmetteki kükremiş hali..”
*
Ve gözyaşının sel olup aktığı an…
Turunçova’daki evinin önüne Ayyıldız’lı al bayrağa sarılı tabutunu MHP Antalya İl Başkanı Hilmi Durgun ile Ülkü Ocakları Antalya İl Başkanı Dr. Ünsal Yılmaz Yeşildal gururla taşırken “Şehitler ölmez” nidaları yeri göğü inletiyordu…
İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Tekin Aktemur, “İyi bir evlat yetiştirmişsin, Allah razı olsun” diyebildi Şehidin babasına…
Hele hele şehit Turgut Burkay Korkmaz’ın 7 yaşındaki kardeşi Muhammet’in ağabeyinin tabutunu okşarken döktüğü gözyaşının bedeli neyle ödenebilir?
Evlatlarına haramsız lokmalarla, alınteri kavgasındaki Ülkücü baba Salih’in, yüreğine kor yumağı yuvalanmış Fatma ananın evlat acısını hangi dünya nimeti, hangi kirli siyasi hesap ödeyebilir?
*
Vatanın namusu, Devlet Ata’nın liderliğindeki Ülkücü Hareket’in kadrolarına emanettir…
Ne pahasına olursa olsun…
Kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyebilen…
Sıvasız evlerin, şükürle kurulmuş sofraların çocukları…
Vatanın kavruk, karayağız, cesur, inançlı asil evlatları bu topraklarda daima var olacaktır…
“Ölümü ölümle korkutan” yiğit!
“Adı güzel Peygambere komşu olan” Mehmetçik!
İçimize zulalanmış bütün yılanları, ihaneti meslek edinmiş İblisleri bu ecdât yadigârı topraklardan mutlaka temizleyeceğiz…
Tabutunuza omuz veren Türk milliyetçileri şahit olsun, yerler gökler şahit olsun, ak yazmalı elleri nasırlı anaların âhı şahit olsun!
Başaracağız, başaramazsak gök girsin, kızıl çıksın!
Antalya’nın koynunda rahat uyu Turgut’um!