Türksat 5A, 5B, 6A ile uzay 2.0’da büyük adımlar
En son yazımızın üstüne uzay alanındaki güçlü eylemlerden birisi olarak Türksat 5A uydusu dün hizmete girdi. Ocak ayında fırlatılan, mayıs ayında da yörüngeye oturan uydumuz dün faal hâle geldi.
Bu uydunun hemen ardından, şu an testleri devam eden 5B uydusu da bu yıl uzaya gönderilecek. Bunun yanında da 6A uydumuzun üretim çalışmaları devam ediyor. 6A, önümüzdeki yıl uzaya gönderilecek. Sadece 5A ile beraber Türkiye’nin sahip olduğu Ka-bant veri işleme kapasitesinin 15 kat artması bekleniyor. Bunların tamamı, Türkiye’nin uzay kapasitesinin artması demek. Son durumda, Türkiye’nin 4›ü (Türksat 3A, Türksat 4A, Türksat 4B, Türksat 5A) haberleşme, 3’ü (Göktürk-1, Göktürk-2 ve RASAT) gözlem olmak üzere aktif 7 uydusu bulunmuş oluyor. Bunun yanında çeşitli mikro uydu projeleri de var.
Yerli olarak geliştirilmekte olan İMECE gözlem uydusu ve Türksat 6A haberleşme uydusu bu alandaki yerli üretim kabiliyeti geliştirilmesi açısında oldukça önemli. 600 milyon TL’ye mal olacağı belirtilen 6A, TUSAŞ (TAI) tarafından tasarlanıyor. Türkiye, Türksat 6A ile beraber de dünyada haberleşme uydusu üretebilecek 10 ülkeden birisi olmuş oluyor. 6A ile beraber Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Asya’daki haberleşme ihtiyaçlarına servis veriliyor olacak. İMECE’nin de 6A gibi 2022’de fırlatılması bekleniyor. Türksat 6A’nın üretimi için TUSAŞ’ta kurulan Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi (USET) ülkemizin tam kapsamlı ilk uzay teknoloji merkezi olarak bir uydunun üretim sonrasındaki sistem entegrasyonları ile fırlatılmasından yörüngeye alınmasına kadar olan süreçlerin benzetimlerinin yapıldığı testlere kadar uzanan görevleri yerine getiriyor.
TUSAŞ’ın bu tesisleri Türksat 6A deneyimi ile beraber, tüm dünyanın uydu talepleri için de üretim yapabilir bir tesis alternatifi hâline gelmiş olacak. Üretim yanında fırlatmalar için de bir mikro uydu fırlatma tesis kuruluyor olacak. Bu her ne kadar ana uydular için kullanılmayacak olsa da birçok bilimsel ve gözlem amaçlı uydu için kullanılabilecek bir tesis.
Bundan önce ağırlıklı olarak sivil amaçlarla kullanılan uzay, bundan sonraki dönemde ülkelerin askeri kuvvetlerinin de kuvvetini etkileyen bir etki alanına ulaşıyor. Uzay 2.0 olarak da tanımlanan bu çalışmalar, yeni 50 yılın ivmelenme alanı olarak öne çıkacak. Uzay çalışmalarının maliyetinden hareketle, uzay çalışmalarının ittifaklar dâhilinde gerçekleştirilmesi de ana ilerleme yöntemi olarak benimseniyor. Bu yöntem ile tasarım, üretim, fırlatma, devreye alma, operasyon, savunma, çöpe atma olarak özetlenebilecek bir uydunun hayat döngüsünün de ittifaklar dâhilinde ele alınması öngörülmektedir.
2021-2030 Milli Uzay Programı’mız [1] çerçevesindeki; uydu siparişleri, yerli uydu projeleri, ay programı, bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi (GPS benzeri), uzay limanı, Türk astronot, uzay havasının gözlemi, uzay nesnelerinin yerden takibi (gözlemevleri, rasathaneler, teleskoplar), uzay sanayi ekosistemi, uzay teknolojileri geliştirme bölgesi ile uzay farkındalığı oluşturma ve insan kaynağı yetiştirme ana başlıkları ile Türkiye’nin uzay konusunda hızlı bir 10 yıl geçirmesini bekliyorum.
Bir kesimin, çok özetle “saman ithal ediyoruz, uydu neyimize” cahilliğinden ve kendini aşağı görmesinden uzakta, bu hedefleri sıkı sıkıya destekleyerek ve takip ederek ilerleyeceğimiz bir 10 yıl olacak.
Türkiye’nin üretim kapasitesine erişmesi, ülkemizin dâhil olduğu güncel ittifaklar yanında, yeni oluşabilecek ittifaklar (örneğin Türk kültür havzaları) kapsamında da Türkiye’nin pozisyonunu daha güçlü şekilde öne çıkarmaktadır.
[1] Milli Uzay Programı https://cdn.tua.gov.tr/60227c3d5f551.pdf