Çaresizler laf güçlüler iş üretir
Portekiz yenilgisi sonrası ortalık karıştı. Tozu dumana katanlar ise olayın bizzat sorumluları. İki gündür bakıyoruz, Arda Güler hariç kameralar önünde konuşan konuşana. Montella, Hamit Altıntop, Hakan Çalhanoğlu ve 8 ayrı futbolcudan sürekli bir “Atarlı-giderli” izahat hali. Yaşananlara gözlemliyorum adeta "Üst akıl işi kriz yönetimi" var.
Sanki “Gemi batacak aman ihale bana kalmasın” durumu hâkim Milli Takım’da. Adeta 3. Dünya savaşı ilan edilmiş durumda. Milli Takım kampında transfer açıklaması yapan, ‘Siz neler yaşanıyor, bilmiyorsunuz ?’ diyerek konuyu iyice derine çeken Hakan Çalhanoğlu, eski Milli futbolcuları, Allah’a havale edecek psikolojide. Değerli Kaptan, performanslar, taktikler, tercihler üzerine eleştiri olur, olmaması anormal olur. BBC’de, Gary Lineker, her gün kan doğruyor, Milli Takımına ‘Berbat’ diyor, Southgate'e ‘Korkak’ diye isyan ediyor.
Oysa kurumlar da, kurumları temsil edenler de, özellikle provokatif işlere karşı tepki verip çok gerekirse izahat getirir ama sorumluluk gereği çatışmaz, işine ve önüne bakar. En önemlisi çaresizler laf, güçlüler çözüm üretir. Bir diğer aklımızın ermediği şey de, Montella kovuldu kovulacak. Yahu biz sırf bu Montella’yı korumak için TFF seçimlerini turnuva sonrasına bırakmadık mı?
“Damdan düşenin halini en iyi düşen anlar” misali ona ve oyunculara ilk sahip çıkanlar kim? Fatih Terim, Burak Yılmaz, Arda Turan!
Avrupa Şampiyonası’na 6. kez katılıyoruz. 1996’dan beri yaşananlar hafızamızda. 2008 dahil tamamında aynı kaoslar oldu. Sorumluluk alması gerekenler tarafından hep bir mağduriyet, hep bir düşman üretildi. Montella’nın bilinçaltı bile bu kültüre uymuş! Diyor ki, “Skorlar kötü olunca ilk düşman hoca”.
Ne düşmanı!
Gidişat belli, yarın Çekya’yı geçersek “İçimizdeki İrlandalıları yendik” ruh haline bürünür, son 16’da Fransa’ya elenirsek de, birilerini suçlu ilan ederek evimize döneriz. Ama bu “Dost musun, düşman mısın” bakışıyla nereye kadar? Milli Takım için, sorumlular için, yönetenler için söz konusu Ay-Yıldız ise gerisi teferruat olmalıdır.
TEK ÖRNEK MONTELLA
EURO 2024’te Almanya ve Hollanda gibi biz de klasik santrfor yerine sahte 9 tercih ettik. Nagelsman ve Koeman, oyun oynanırken plan değiştirip Füllkrug ve Weghorst’la maçlar kurtardı. 24 takımdan, 3 forvetini hiç kullanmayan tek ülkeyiz. Montella, 180 dakikada Cenk, Semih ve Bertuğ’a oyunun hiçbir anında süre vermedi. Bu normal ve sürdürülebilir durum değil. Ayrıca yeni bir turnuvaya hazırlanırken kaleci ve savunma hattımızda 1. kriter topu kullanma becerisi olmalı. Futbolda “Sıkışırsan vur gitsin” devri kapanalı çok oldu. Portekiz maçı somut örnektir. Ferdi dışında savunma ve kalecimiz top kullanamadığı için dağıldık. Altyapılardan itibaren ilk ders olarak baskı altında top kaptırmama becerisi konmalı.