Kanlı Noel’den Kıbrıs Barış Harekâtı’na
Aralık 1963…
EOKA’nın Türk kanlarıyla kutladığı Kanlı Noel’in karanlık başlangıcı…
Lefkoşa’nın Tahtakale semtinde Zeki Halil ve Cemaliye Emirali’nin arabalarına açılan ateş, adanın dört bir yanına yayılacak yangının ilk kıvılcımlarındandı.
Rum çetelerinin vahşeti sadece bu iki canla sınırlı kalmadı. Lefkoşa’nın Ayvasıl köyünde, 23 Aralık 1963’te esir alınan 21 Kıbrıs Türkü elleri bağlandıktan sonra topluca katledildi.
Kumsal bölgesi İrfan Bey Sokak’taki 2 numaralı evin banyosunda, Binbaşı Nihat İlhan’ın karısıyla üç küçük evladının kurşunlanmış bedenleri yatıyordu.
Vahşetin kara lekesi olarak tarihe kazınan bu fotoğrafa içi yanmadan bakabilene ne Türk ne de insan denebilirdi.
1964 yılına gelindiğinde, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün adaya gelmesi Rumların Türklere yönelik saldırılarını durdurmaya yetmedi. Türk Hava Kuvvetleri’nin uyarı uçuşları sayesinde Rum azgınlığı kısmen durulacaktı ama Yüzbaşı Cengiz Topel’in işkenceyle öldürülmesi içimize derin bir yara açacaktı.
Rumların, Türkleri adadan silme hırsı yıllar geçtikçe daha da vahşileşti. Nikos Sampson’un darbesiyle birlikte Kıbrıs Türkleri daha da zorlu bir mücadelenin içine sürüklendi. Plan, Türk askeri Kıbrıs’a gelene kadar canlı Türk bırakmamaktı…
Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’te başlattığı Kıbrıs Barış Harekâtı işte bu karanlık tabloya bir umut ışığı yaktı.
Türk ordusu Kıbrıs Türk halkının varlığını ve güvenliğini teminat altına alırken Rumların ENOSİS hayallerini buruşturup fırlattı.
Harekâtın ardından ortaya çıkan toplu mezarlar, yaşanan acıların derinliğini bir kez daha gözler önüne serdi. 14-15 Ağustos 1974’te Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde yaşanan katliamlar, Rumların, Türkleri adadan silme çabasının ne denli acımasız ve insanlık dışı olduğunu gösterdi. 16 günlük bebekten 95 yaşındaki yaşlıya kadar 126 masum Türk’ün hunharca katledilmesi, Kıbrıs Türk halkının yaşadığı trajedinin en acı örneklerinden biri olarak tarihe geçti.
50 yılın ardından, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın izleri hala tazeliğini koruyor. Her yıl 20 Temmuz’da yapılan anma törenleri, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin ve direnişinin sembolü olarak yeniden hatırlanıyor. Müzeler, şehitlikler, anıtlar bu mücadelenin kaydedildiği vesikalarıyla ziyaretçilerini bekliyor.
Kıbrıs Türk halkı bu topraklarda yaşanan acıları ve mücadeleyi hiçbir zaman unutmamalı, Türklüğün, Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kıymetini yeni nesillerine bıkmadan usanmadan anlatmalıdır. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünde, tüm şehitlerimizi, gazilerimizi, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın Kurucularını ve mücahitlerini, Rauf Denktaş’ı, Fazıl Küçük’ü, onların dava ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyor, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası düzeyde tanındığı yarınlar diliyorum.