Maximin ve Dzeko farkı
Sonunda doğruyu buldu, Mourinho. Krunic sevdasından vazgeçti, Szymanski’yi ortaya, Tadic’i 10 numaraya, İrfan Can’ı da sağa atınca, daha renkli, daha baskılı, taraftarı coşturan bir takım ortaya çıktı. Hele Maximin, öyle rakip eksiltti, öyle hızlı oynadı ki, rakiplerinin başını döndürdü. Üstelik bir de Dzeko’ya sezonun ilk golünün asistini yaptı. Daha ilk maçta, taraftarın gönlünde taht kurdu, Maximin. Dzeko demişken, kimse “yaşından-başından” söz etmesin. Ustalık kokan bir vuruş yaptı, sahada basmadık yer bırakmadı, 37’lik delikanlı. Sarı Lacivertli ekibin ilk yarıdaki tek eksiği, Ferdi ve Osayi’nin o çok alıştığımız ofansif katkılarının gerisinde kalmalarıydı.
İkinci yarıda Adana Demirspor, daha açık futbolu tercih ederken, bulduğu 2-3 pozisyonu değerlendiremedi. Fenerbahçe savaştı, mücadele etti, kendisini rahatlatacak ikinci golü bir türlü bulamadı. Bu arada Adana Demirspor teknik heyetini tebrik etmek lazım. 15 yaşında bir kaleciye sezonun ilk maçında Fenerbahçe deplasmanında görev vermek cesaret ister. Helal olsun.
Daha ilk maçta bir de uyarı yapalım. Sayın Mourinho, her pozisyona itiraz etmek, hakem kararlarına tepki göstermek, rakip takıma sataşmak, takımını yalnız bırakmaktan başka bir sonuç getirmez. Hocanın bu konuda biraz daha dikkatli olması, hakem ve rakiple oynamaması kendisi için daha iyi olur.