Önümüzdeki 10, 20 ve 50 yıl için kaç tane ziraat mühendisine ihtiyaç var?
Bir toplumun devamının sağlanması, sahip olduğu nitelikli genç nüfusa bağlıdır. Nitelikli gençlik, toplumun kalkınma ve gelişme potansiyelinin en önemli unsurlarından biridir. İnsani erdemlerle donatılmış, her yönden iyi yetişmiş, ruhen ve bedenen dinamik bir gençliğe sahip olmak bir toplumun bekası için kaçınılmazdır.
Kalite, akreditasyon, uluslararası tanınırlık ve yükseköğretim kalite kurulu gibi kriterler güzel şeyler ama mühendislikte getirilen nokta bu kadar fazla sayıda fakülte ve bölüm programlarının açılması ne kadar doğru? “Önümüzdeki 10 yıl, 20 yıl ve 50 yıl için kaç tane ziraat mühendisine ihtiyaç var?” Bu projeksiyonlar oldukça önemli! 204 üniversitede 46 tane ziraat fakültesi mevcut. Konya’da 3 tane ziraat fakültesi var. Bir şehirde 3 tane ziraat fakültesi açılmasının gerçek mantığını; eğitim-öğretim, Ar-Ge ve istihdama yönelik olarak lütfen birileri anlatsın! İnanılmaz sayıda fakülte ve bölüm…
Bu benzeri konuların önemine dikkat çeken mesajları için Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Hasan Hüseyin ATAR Bey’e sözü bırakıyorum.
Hocam, Fakültenizde teorik eğitimin yanında özellikle uygulama esaslı eğitime ağırlık veriyorsunuz. Ankara’da Ayaş, Haymana ve Kalecik. Eskişehir’de Çifteler ve Bursa’da Gemlik olmak üzere uygulama çiftçiliklerine sahipsiniz. Sizi bu yöne iten sebep nedir?
Ziraat Fakültesi olarak teorik bilginin yanı sıra uygulama esaslı eğitimin önemini kavrayarak, Ziraat Mühendisi olacak öğrencilerimize pratik deneyim kazandırmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda Haymana, Ayaş Kalecik (Ankara), Çifteler (Eskişehir) ve Gemlik (Bursa) Araştırma ve Uygulama Çiftliklerimiz bulunmaktadır. Eğitim devam ederken iki dönem eğitimi boyunca (yani güz ve bahar) her gün günü birlik bir bölüm öğrencilerimizi Ankara civarındaki çiftliklerimize mesleki uygulama yapmak üzere götürüyoruz. Ayrıca yaz aylarında staj programı kapsamında toplamda 30 iş günü olacak şekilde toplamda 300-400 öğrencimize yemek, yatak dahil, her şey üniversitemiz/fakültemizden olmak üzere yatılı olarak staj yaptırıyoruz.
Bu gerekçeler, Ziraat Fakültesi olarak uygulama çiftliklerimize önem vermemizin temel nedenleridir. Bu çiftliklerde edindikleri deneyimler, öğrencilerimizin gelecekte tarım sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler üretme yetkinliklerini artıracaktır.
Ülkemiz tarımın sorunlarını Ziraat Fakültelerinin çözeceğine inanıyor musunuz?
Ziraat Fakültelerinin, Türkiye tarımının sorunlarını çözme sürecinde önemli bir rol oynayabileceğine yürekten inanıyorum ve bu nedenle karşınızdayım. Ancak, tek başına Ziraat Fakülteleri bu sorunları tamamen ortadan kaldırmaya yetmez. Ziraat Fakülteleri, tarımın bilimsel, teknik ve yenilikçi yönlerini ele alarak çözüm önerileri geliştirebilir, ancak bu önerilerin sahada uygulanması, uygulamaya aktarılması için bakanlıklar, ilgili kamu kurumları, özel sektör, yerel yönetimler ve çiftçilerle birlikte çalışmak gereklidir. Tam bu noktada biz Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak, Türkiye’nin ilk Ziraat Fakültesi, diğer Ziraat Fakültelerinin kurucusu olana Ana Fakülte olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilincinde; sektörün ihtiyacı olan her konuda özellikle tarımda verimlilik, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği gibi konularda araştırmalar yaparak yeni ve etkin çözümler geliştirmekteyiz. Türkiye’nin tarımsal üretimini, verimliliğini artırmak için ileri teknolojilerin kullanımı, doğru bitki türlerinin seçilmesi ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi gibi alanlarda yeni fikirler, yenilikçi projeler geliştirilmek için üzerimize düşen rolü yerine getirmek için çabalıyoruz.
Bilgili ve donanımlı profesyonel tarımcılar, yetkin Ziraat Mühendisleri yetiştirme, tarımda dijitalleşme ve teknolojik gelişmelere uyum gibi konularda, tarım politikalarının oluşturulmasında bilimsel veri ve analizler de yaparak Ziraat Fakültelerinin tarımın sorunlarını çözme konusunda önemli bir potansiyele sahip olduğunu, ancak bu potansiyelin tam olarak etkili olabilmesi için diğer paydaşların da bu sürece aktif katılımının sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Ya da günümüze kadar 25binden fazla Ziraat Mühendisi yetiştiren Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin sesine kulak verilmesi gerekmektedir.
Bu kadar çoğunlukta Ziraat Fakültesine ihtiyaç var mı? Nerdeyse her Üniversiteye bir Ziraat Fakültesi kurmak doğru bir yaklaşım mıdır?
Her üniversitede ya da her şehirde bir Ziraat Fakültesi olması fikri, tarımın gelişmesi için uygun bir yol olarak görünmemektedir. Türkiye’de tarım sektöründe yetişmiş iş gücüne duyulan ihtiyaç büyük olsa da her şehirde bir Ziraat Fakültesi bulunması hem kaliteyi hem de mezunların iş bulma imkanlarını olumsuz etkilemektedir. Nitelikli bir tarım eğitimi verebilmek için yalnızca fakülte sayısını artırmak yerine, mevcut fakültelerin kapasitelerini, altyapılarını ve öğretim kalitesini güçlendirmeye odaklanmak daha doğru bir strateji olabilir.
Mevcut Ziraat Fakültelerinin niteliklerini artırmak, tarımda ihtiyaç duyulan alanlarda uzmanlaşmalarını sağlamak ve mezun sayısını sektörün gerçekçi ihtiyaçlarına göre planlamak daha doğru bir yaklaşım olarak söylenebilir.
Hocam daha güçlü bir sistem mi, yoksa Türkiye’nin acımasız gerçeği olan binlerce işsiz mezuna boş bir ümit kapısı mı? Sizce “Ziraat mühendislerinin işsizlik sorunu nasıl çözülür?” Bir baba, bir akademisyen ve bir dekan olarak nasıl bir politika düşünürdünüz?
Ziraat mühendislerinin işsizlik sorununu çözmek için hem güçlü bir eğitim sistemi hem de mezunlara gerçekçi, sürdürülebilir kariyer imkanları sunan kapsamlı bir politika gereklidir. Bir baba, akademisyen ve Ziraat Fakültesi dekanı olarak, gençlerin gelecekten umutlu olmalarını sağlarken onları işsizlik riskine karşı koruyacak bir sistemin inşa edilmesi gerektiğine inanıyorum. Önceki soruda da söylemiştim her şehirde bir Ziraat Fakültesi bulunması hem kaliteyi hem de mezunların iş bulma imkanlarını olumsuz etkilemektedir.
Ziraat mühendisliğinin geniş bir alan spektrumu var, her öğrenciye her konuyu öğretmek yerine, halen mevcut Ziraat Fakültesi eğitim sisteminde olduğu gibi öğrencilerin belirli konularda uzmanlaşmalarını sağlamanın daha etkili olacağını düşünüyorum. Bitki koruma, tarla bitkileri, zootekni veya tarım makinaları ve teknolojileri gibi spesifik alanlarda uzmanlık yani belli konularda derinlemesine bilgili hale getirebilmenin yolu yüksek lisans ve doktora eğitimi olarak görülmektedir.
Özel sektörle yapılacak iş birliklerini, öğrencilerin mezun olmadan önce sektörle tanışmalarını ve pratik beceriler kazanmalarını biz zaten yapmaktayız. Ancak Tarım Makinaları ve Teknolojileri Mühendisliği Bölümü, dekanlık olarak bizim de desteklerimizle geçen sene İşyerinde Mesleki Eğitim Programı ile tüm bölüm öğrencileri 8 dönem olan eğitimin bir dönemini özel sektör firmalarında yapıyorlar. Dolayısı ile firmalar çalışacağı Ziraat Mühendisi adayları ile bir dönem, dört ay çalışmakta ve başarılı ya da uygun gördükleri mezunları bünyelerinde işe almaktadır. Bu uygulamanın diğer bölümlerde de başlaması için çalışmalarımız devam etmektedir. Yine bu kapsamda 2024 yılı içinde Ziraat Fakültesi olarak AgriFest gerçekleştirdik. Kamu ve özel sektörün yoğun ilgi ve katılımı ile mayıs ayında gerçekleşen festivalde öğrencilerimizi sektördeki son gelişmelerle bir araya getirdik. Özellikle tarımda dijitalleşme, dijital tarım teknikleri ve akıllı tarım uygulamaları, veri analitiği ve otomasyon gibi konuların da sergilendiği AgriFest’in mesleğimize, mezunlarımıza önemli katkıları olduğunu düşünüyorum.
İşsizlik, mezunlarımızın iş bulamaması, mezun sayısının azaltılması sadece eğitimin, Ziraat Fakültelerinin bir meselesi değil, aynı zamanda özel sektör, kamu ve devletin de ortak sorumluluğudur. Gençlerimize boş bir umut kapısı açmamak, onlara gerçekçi bir gelecek sunmak, eğitim kurumlarının öncelikli görevi olmalıdır.
Ziraat Fakülteleri multi disipliner ve multi kurumsal bir yapı olarak çalışmalı mı? Örneğin, Fakültenizde bitki beslemeci ile bir sulamacı birlikte aktif olarak çalışıyorlar mı? Farklı multidisipliner yapılar birlikte projeler yapıyorlar mı?
Evet, Ziraat Fakültelerinin multidisipliner ve multi kurumsal bir yapıda çalışması, tarımsal sorunlara daha bütüncül ve etkili çözümler üretebilmek için büyük önem taşır. Tarım, toprak biliminden bitki korumaya, sulamadan zootekniye kadar geniş bir bilgi ve uzmanlık alanını kapsar. Bu nedenle, her bir alanın birbirini tamamladığı bir yapıda çalışmak, çalışmaları, projeleri daha verimli ve etkili hale getirir.
Fakültemizde de ve hatta Üniversitemizde de bu multidisipliner yapının geliştirilmesine büyük önem veriyoruz. Örneğin, bitki besleme ile sulama uzmanları ve hatta bitki korumacılar, bitki verimliliğini artırmaya yönelik projelerde aktif bir şekilde birlikte çalışırlar. Çünkü bitki besleme, sulama ve bitki koruma birbirinden bağımsız ele alınabilecek konular değildir; uygun bir sulama yönetimi olmadan bitki besleme verimliliği düşebilir, aynı şekilde doğru bitki besinleri ve uygun mücadele sağlanmadığında sulama etkinliği, bitki verimliliği azalabilir. Bu tür disiplinler arası iş birlikleri, öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin araştırma ve uygulama projelerinde daha kapsamlı bir bakış açısı kazanmalarını sağlamaktadır.
Ayrıca diğer fakültelerle iş birlikleri, bu tür multidisipliner iş birlikleri, sadece farklı disiplinleri bir araya getirmekle kalmayıp, aynı zamanda tarımın karşılaştığı karmaşık sorunlara daha kapsamlı çözümler sunmaktadır. Fakülte olarak, bu tür projeleri teşvik ederek tarımsal problemlere yenilikçi ve kalıcı çözümler üretebilmek adına multidisipliner yapıda çalışmaya büyük önem veriyoruz.
Tarım Bakanlığının Yeni Tarımsal Üretim Planlaması hakkında düşünceleriniz nedir? Bu planlama da Ziraat Fakülteleri ile paydaş ne gibi çalışmalar yapılabilir?
Ankara Üniversitesi devletin fikir mutfağı mottosunu benimsemiştir. Biz de bu kapsamda Ziraat Fakültesi olarak Tarım ve Orman Bakanlığımızla çok yakın temas ve çalışma içindeyiz. Özellikle Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile oldukça yoğun çalışmalarımız devam etmektedir.
Tarım Bakanlığı'nın yeni tarımsal üretim planlaması, tarım sektörünün sürdürülebilirliği, verimliliği ve ülkenin tarımsal ihtiyaçlarının karşılanması açısından stratejik bir adımdır. Türkiye’nin değişen iklim koşulları, su kaynaklarının azalması ve gıda güvenliği gibi kritik konular, daha kapsamlı bir üretim planlamasını zorunlu kılmaktadır. Bu yeni planlama sürecinde Ziraat Fakültelerinin Bakanlıkla iş birliği yapması, bilimsel temelli kararların alınmasında önemli katkılar sunabilir. Bu tür iş birlikleriyle, Ziraat Fakülteleri olarak Bakanlıkla birlikte hem Türkiye’nin tarımsal üretim kapasitesini artırabilir hem de sürdürülebilir, çevreye duyarlı tarımsal uygulamaları yaygınlaştırabiliriz. Bu yeni tarımsal üretim planlaması, bilimsel temelli, bölgesel ve ihtiyaç odaklı çözümlerle uygulamaya geçirildiğinde, ülke tarımının daha verimli ve dayanıklı hale gelmesi mümkün olacaktır. Yeni tarımsal üretim planlamasının etkinliğini artırmak için Ziraat Fakülteleri ve Bakanlık iş birliğiyle çalışmalar yapılabilir. Özellikle tarımsal ürünlerin verimliliğini artırmak veya ürün çeşitliliğini genişletmek gibi alanlarda Ar-Ge çalışmaları yaparak sonuçları sektöre entegre edebiliriz. Ayrıca Ziraat Fakülteleri, genç çiftçiler ve tarım girişimcileri için eğitim programları ve mentorluk projeleri düzenleyerek -ki zaman zaman yapıyoruz- sektöre yenilikçi yaklaşımlar getirebilir. Bu konuda Bakanlıkla yapılacak iş birliği sayesinde, genç nüfusun tarımda daha fazla yer alması sağlanabilir.
Hocam, 2024 yılı akademik takvimine başladınız. Öğrenci kontenjanlarının azaltılmasına rağmen Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi doluluk oranıyla Türkiye’nin en çok tercih edilen Ziraat fakültelerinden biri oldu. Ziraat Fakültesine 2024 akademik yılda 450 öğrenci toplamda 2871 öğrenciniz var. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi artık “kabına sığmıyor” diyebilir miyiz?
Evet, “kabına sığmıyor” ifadesi, mekân olarak değil ama, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi için oldukça uygun bir tanımlama olur. Tercih edilme oranındaki yükseklik ve artan öğrenci sayısı, fakültemizin kapasitesinin sınırlarını zorladığının göstergesidir. Bu durum, fakültenin mevcut kaynaklarının verimli kullanılması, altyapının genişletilmesi ve eğitim kalitesinin sürdürülebilmesi açısından yeni stratejik planlamalar yapılmasını gerektiriyor. Tam bu noktada biz de gerekeni yapmak için elimizden gelen gayreti, çabayı esirgemeyip her şeyi öğrencilerimiz için planlayıp, yapıyoruz.
Tüm bunların sonucunu, yıllarca Ana Fakülte olarak yer almış fakültemizin tarım sektöründe öne çıkan akademik başarıları ve mezunlarımızın sektördeki nitelikli konumlarıyla açıklayabiliriz.
Hocam devlet üniversiteleri karşısında vakıf üniversiteleri gerçeği var. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak bu rekabetçi ortamda derece yapmış başarılı öğrencileri fakültenize çekmek için çalışmalarınız nedir?
Rekabetin giderek arttığı günümüzde, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak başarılı öğrencileri çekmek için elbette bazı stratejik adımlar atıyoruz. Öğrenciler için cazip bir akademik ve sosyal ortam sunmak, onları fakültemize çekmede kritik öneme sahip. Ülkemizin en eski ama en köklü Ziraat Fakültesi olarak yukarıda da değindiğim gibi öğrencilerimize sunduğumuz uygulama, araştırma olanakları, konaklama ve diğer imkanlar önemli ayrıcalıklar oluşturmaktadır. Öyle ki yaklaşık 500 dekarlık Fakülte kampüsü iki şehirler arası yol ve yollarla bölünmüş durumda iken, ulaşım olanakları dolmuş, otobüslerin yanı sıra kampüs Ankara Metrosunun iki durağı arasında yer almaktadır.
Ankara Üniversitesi’nin sunduğu geniş yelpazede çift anadal ve yan dal imkanlarıyla öğrencilerimize disiplinler arası çalışma imkânı sağlıyoruz. Örneğin, ziraat eğitimi alırken aynı zamanda ekonomi, biyoteknoloji veya tıp ve bilgisayar mühendisliği gibi alanlarda yan dal yapma fırsatı, fakültemizi başarılı öğrenciler için cazip hale getiriyor. Erasmus kapsamında üniversitemiz içinde de en fazla öğrenciyi yurtdışı eğitim ya da staja gönderen fakülteyiz. Bu tür olanaklar ve çalışmalarla, başarılı öğrencilerimizi fakültemize bekliyor, onların gelecekte tarım sektöründe fark yaratacak ilgi ve donanımlara sahip olmalarını sağlıyoruz.
Bu röportaj için Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. Hasan Hüseyin ATAR Bey’e teşekkür ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.