Ülkü Ocakları Dergisi’nin 250. Sayısı

YAYINLAMA:
Ülkü Ocakları Dergisi’nin 250. Sayısı

2000-2005 tarihleri arasında Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım “Ülkü Ocakları Dergisi’nin” 250.özel sayısı geçtiğimiz günlerde okuyucusuyla buluştu. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım 250. Özel sayısı için şahsımdan da yazı isteyerek bizi de onurlandırmıştır.

Ülkü Ocakları dergisinin 250. Özel sayısının kapağında Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin fotoğrafıyla birlikte, onun “Ülkü Ocakları Dergisi, hem yazanın hem okuyanın öğrenci olduğu bir okuldur” sözü yazılı… Bu okulun öğrencisi olmak bizim için gerçekten büyük bir şeref ve gururdur. Ne mutlu ki, bu okulda yetiştik, bu okulun fikir havasını teneffüs ettik. O yüzden her daim “Yaşasın Ülkü Ocakları” diyoruz. Ömrümüzün sonuna kadar da bunu demeye devam edeceğiz. 250.özel sayısında da “Yaşasın Ülkü Ocakları” başlığında yazı yazarak bu inancımızı bir kez daha ifade ettik.

Ülkü Ocakları Dergisi’nin her sayısında olduğu gibi, bu sayında da milli ve manevi içeriğiyle ışık saçan, vizyon yüklü yazılar bulunmaktadır. Bu yazılar içinde “Yaşasın Ülkü Ocakları” başlıklı yazımın bulunması mutluluğu ile yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

YAŞASIN ÜLKÜ OCAKLARI

Bir davaya adanan ömrün sembolü ve Türk milletinin yolbaşçısı olan Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli yıllar önce “Ayaklarınız yerden kesilmemek şartıyla parmaklarınızın ucuyla yıldızlara ulaşabilmelisiniz. İmanlı, ahlaklı, ülkü sahibi gençler olmalısınız. 21.yüzyılda lider Türkiye'nin mimarları olacaksınız. Ülkü Ocakları yaşatılmalı çünkü Ülkü Ocakları hepimizin yetiştiği kutsal bir Ocak’tır.” diye haykırarak her Ülkücü gence taşıdığı sorumluluğun manevi büyüklüğünü hatırlatmıştı. 

“Hepimizin yetiştiği” yuva olan Ülkü Ocakları’nın yayın organında yıllar sonra yazı kaleme almak şahsım adına duygusal bir atmosfer oluşturdu. Bir zamanlar bu kutsal ocağımızda öncelikle okul başkanlığı ile ortaöğretim genel başkanlığı daha sonra ise Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Sekreterliği ile Ülkü Ocakları dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapmış bir Ülkücü olmanın mazisine, onuruna ve gururuna sahibim. Bugün yazı kaleme alma onurunu yaşadığım Ülkü Ocakları dergisini yayımlama aşamasındaki hazırlanış heyecanını çok iyi bilirim. O günlerde bu heyecanı iliklerimizde yaşıyorduk. Ülkü Ocakları dergisinin kapak resmini ve konularını belirlemenin, dergi yazarlarından konulara göre yazıları istemenin, matbaada derginin basılma sürecini takip etmenin her boyutu başlı başına bir heyecan dalgasıydı. O günler hayatım boyunca asla unutmayacağım günlerdi. Şimdi aynı duyguları ve heyecanı Ülkü Ocakları dergisini çıkaran Ülkücü kardeşlerim ile değerli yöneticileri yaşıyor.

Elbette bizim Ülkü Ocakları dergisini çıkardığımız günlerle, günümüzün iletişim araçları çok farklı… 

Ülkü Ocakları dergisi, iletişim araçlarının gelişmesiyle şimdilerde İngilizce, Rusça, Arapça ve Farsça gibi dört farklı dilde de yayınlanarak, geniş coğrafyalarda muhataplık yaratan ve fikirlerini yaygınlaştıran bir noktaya gelmiştir. Ülkü Ocakları dergisinin İngilizce, Rusça, Arapça ve Farsça dillerde yayınlanmasını ve sınırları aşma projesini “Dünyanın birçok yerinde milli kimlikleri unutturulmak istenen soydaşlarımız için öze dönüş çağrısı olacaktır” şeklinde yorumlayan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, bu kıymetli dergiye çağın dijital şartlarında çok büyük seviye atlatmıştır.

Mevcut Ülkü Ocakları yönetimi Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım’ın başkanlığında çağın şartlarını kullanarak bilim, ilim, doğa, kültür, edebiyat, spor, tarım noktasında çok kaliteli ve başarılı çalışmalar ortaya koymaktadır. Ülkü Ocaklarının geldiği nokta, hepimizin yaşadığı onuru ve gururu taçlandırmaktadır. 

Türk milletinin geleceğini koruma ve yaşatma mücadelesinde Ülkü Ocakları’nın yetiştirdiği vatan sevdalısı ve kendini her alanda yetiştirmiş Türk gençlerine bugünkünden daha büyük ihtiyaç elbette gelecekte de olacaktır. Çağın şartları günden güne teknolojik üretimlerle değişmektedir. Yirmi yıl önceki Türkiye ve dünyanın şartlarıyla, bugünün Türkiye ve dünyanın şartları arasında çok büyük farklar vardır. Teknolojik gelişmeler öyle bir noktaya geldi ki, bu alanda artık adeta günlük, saatlik değişimlere şahit oluyoruz. Türkiye’de işte bu teknolojik çağa uyum sağlayarak bu alanda icat eden ve üreten olmalıdır. Milliyetçi ve Ülkücü gençler işte bu alan içinde geniş bir potansiyeli kaplayarak varlıklarını temellendirmelidir. Önümüze milli ülkü olarak konulan “Türkiye Yüzyılı ve Türk Dünyası 2040 vizyonu” Türk gençliğinin beyniyle, yüreğiyle omuzlayacağı bir süreç olacaktır.

Sanatta, edebiyatta, kültürde, savunma sanayide, teknolojide, bilimde, ekonomide, sporda, tarımda velhasıl her alanda “Türkiye Yüzyılı’nın ve Türk Dünyası 2040 Vizyonu’nun” içini üretkenlikle dolduracak, Türk gençliğine kılavuz olacak yapı Ülkücü Hareket’in dinamizmidir.

Görüldüğü gibi dünyada emperyalizmin kanlı çarkları sürekli dönüyor. İsrail’in kanlı vahşetleri, Batı’nın gazıyla Rusya ile savaşa tutuşan Ukrayna’nın durumu, vekâlet sistemiyle terör hizmeti sunan terör örgütleri bölgemizde ve dünyamızda bu sistem çarkının sürekli devam ettiğini göstermektedir. İnsanların bir bütüne yani toplum haline dönüştüğü günden itibaren bu dünyada savaşlar, işgaller, zulümler hiç eksilmedi. Bundan sonra da bu dünyanın insanlığa huzur ve güven vermeyeceği aşikardır.

Türkiye de her daim hedefte bir ülke olduğu için her alanda kalkınmayı başarmak, milli güvenlik önlemlerini almak milliyetçi-ülkücü fikir sistemiyle mümkündür. Yıllar önce “Lider Türkiye'nin mimarları olacaksınız.” şeklinde Ülkücü gençliğe çizilen kutlu yol bugün bölgemizdeki gelişmeler ışığında önemini daha derinden hissettirmektedir.

“Haklının” değil “güçlünün” düzeninin hâkim kılındığı bu dünyada “Haklının, mazlumun, mağdurun” omzuna dokunan el olmak ve onlara motivasyon sağlamak için “Lider Ülke Türkiye” bu zalim dünyanın en temel ihtiyacıdır.

30 yıl sonra Ermeni işgalinden kurtarılan Karabağ için Azerbaycan’a verdiğimiz omuz, milli savunma teknolojisinde büyük oranda bağımsız noktaya gelerek yaptığımız terörle mücadele operasyonları, “Türk Devletleri Teşkilatı” çatısı altında Türk dünyasına yaptığımız liderlik eğer ki bu çizgisinde ilerler ve güçlenirse emin olun yarınlarımız daha güvenli olacak, geleceğe büyük umutlarla bakacağız.

“Türkiye Yüzyılı ve Türk Dünyası 2040 vizyonu” Türk milletinin her ferdine içselleştirilmiş bir şekilde hedef olarak öğretilmelidir. Bunun için Ülkü Ocakları’nın misyonuna Türk dünyasında büyük ihtiyaç vardır.

Kurulduğu günden bu yana Ülkü Ocakları’nın bu misyonunu işlevsiz kılmak için üzerinde her türlü kara propagandayı yaptılar ve hala da devam ediyorlar.

Ülkü Ocakları’nı iftiralarla yıldırılmaya çalışılıyorlar. 

Ülkü Ocakları’nı yalanlarla itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. 

Ülkü Ocakları’nı suçlamalarla meşgul etmeye çalışıyorlar.

Ne yıldırabildiler ne itibarından bir parça koparabildiler ne de meşgul edebildiler…

Ülkü Ocakları yaşıyor. Ülkü Ocakları ülkülerini yaşatıyor. 

Ülkü Ocakları, tüm bu kara propagandalara rağmen bir milletin yükselmesi adına daha da büyüyerek var oluyor.

Var olsun Türk Milleti, yaşasın Ülkü Ocakları!

 

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 4 ay önce
Yüreğine saglık
BEĞENME
0
CEVAPLA
Ömer Sonkaya 4 ay önce
Yaşasın Ülkü Ocakları
BEĞENME
0
CEVAPLA