Dün “Gidin” diyenler, şimdi “Gitmeyin” diyor!
“Baba ile oğlu uyuyorlarmış. Yan odadan gelen tıkırtılar üzerine, baba, oğluna, ‘git bak bakalım’ demiş...
Oğlu gitmiş. Ses seda çıkmayınca baba seslenmiş;
-Oğlum ne oldu?
-Baba bir hırsız tuttum.
-Tut kolundan getir.
-Gelmiyor.
-Bırak gitsin.
-Gitmiyor.
-Sen gel oğlum.
-Gelemiyorum.
-Niye gelemiyorsun?
-Ben onu bırakıyorum o beni bırakmıyor.”
Türkiye’deki muhalefetin her konuda tutarsız eylem ve söylemlerini görünce aklıma direkt bu hikâye geliyor. Geçtiğimiz günlerde yine hatırlatmıştım. Türkiye’deki bu muhalefetin bir dediği diğerini tutmuyor. Her konuda böyleler.
Eğer vicdansız iseniz “Böyle muhalefet düşman başına”, yok eğer biraz vicdan sahibiyseniz “Allah böyle muhalefeti düşman başına vermesin” dersiniz.
Biliyorsunuz Türkiye’deki muhalefetin yıllardır istismar ettiği konuların başında Suriyeli sığınmacılar geliyor. Mesela Ümit Özdağ isimli sözde siyasetçi bu sığınmacılar konusunu ekmek kapısı haline getirmiş, yaptığı istismar ve tahriklerle kendisine oy potansiyeli yaratmış birisidir. Hatta Suriyeli sığınmacıları mancınıkla atma animasyonları bile paylaşmıştı. Şimdi ise siyasi ekmek kapısı zarara uğrayacak diye Suriye’deki gelişmelere en çok çamur atan isim yine odur.
Geçenlerde sığınmacılar konusunu en çok istismar eden CHP’nin başındaki gelip-geçici genel başkan Özgür Özel, Suriye’de normalleşme başlayınca ne demeye başladı biliyor musunuz?
Aynen şunu dedi: Ama şu gerçeği de görmek lazım. Suriye şu anda dönülebilecek durumda olsa, o zaman ‘hadi’ diyelim. Suriye'nin dönülebilecek duruma gelmesi için orada bir askeri istikrarın önce sağlanması lazım. Ardından da bir siyasi istikrarın sağlanması ve insanların ilk önce ailelerden, belki birer erkek gidecek, bakacak, ‘Evim duruyor mu’ diye. Küçücük çocuğu alıp nasıl gitsin insanlar? Bunlara bakması lazım ve ona göre gitmesi lazım. Yoksa öbür türlüsü boş laf. ‘Hadi çabuk gidin.’ Gitmez kimse, gitmiyor da zaten.
*
O halde muhalefet olarak bir an önce gitmeleri için ortalığı niye bu kadar yıkıyordunuz Özgür Özel?
Dün “Niye göndermiyorsunuz?”, “Otobüslere doldurup doldurup gönderin” diyenler bugün “Suriye dönülecek durumda değil” diyor. Dün sığınmacıların gitmesi için bu kadar umutlu atmosfer yoktu. Şimdi o atmosfer oluştu ya, bu sefer gidecek olan sığınmacılara “Suriye düzelmedi, gitmeyin” korkusu veriyorlar.
Muhalefet yıllarca “Ey AKP, niçin Beşar Esad’la görüşmüyorsun? Görüş, ilişkileri normalleştir, sığınmacıları gönder” çağrısı yaptı. AK Parti hükümeti, Beşar Esad’a “normalleşme” çağrısını yapınca, bu sefer aynı CHP Beşar Esad’a mektup göndererek “Erdoğan’ın günleri sayılı. Herhangi bir görüşme seçimin geleceğini etkileyebilir. Bizim iktidarımızda Suriye yönetiminin tazminat dâhil bütün talepleri karşılanacak. İdlib dâhil Suriye topraklarındaki tüm askerleri çekme sözü veriyoruz” demişti.
Türk devleti, terör örgütlerine karşı operasyonlar yaparak güvenli bölgeler oluşturma ve oralara sığınmacıları gönderme gayreti gösteriyor. Bu muhalefet ona da karşı çıkıyor. CHP’nin, İyi Parti’nin, Ümit Özdağ’ın ve diğerlerinin bu manada geçmişteki ve şimdiki açıklamalarına bakın bu çelişkilerini çok net göreceksiniz.
Kim ne derse desin Suriye’de geleceğe daha güvenle bakma atmosferi oluştu. Halep’teki insanların mutluluğunu görüyorsunuz değil mi? Sivil vatandaşlar eline kazmayı, küreği, boyayı aldı Halep’i güzelleştirmek için seferberlik başlattılar. Yolları düzeltiyorlar, binaları boyuyorlar, yaya geçitlerini düzenliyorlar, ağaçlar dikiyorlar, çevre temizliği yapıyorlar… Bu işte yaşama umudu, vatana kavuşma göstergesi, yeniden ayağa kalkma mücadelesidir. Türkiye işte bu manzarayı desteklerken, bizdeki muhalefet ise sürekli Suriye politikamıza leke bulaştırmaya çalışıyor. Muhalefetin bir tane bile tutarlı Suriye politikası yok.
Dün Beşar Esad adım atmadığı, terör örgütleri birçok bölgeyi işgal ettiği halde “Sığınmacılar niye gitmiyor?” diye yaygara yapanlar; şimdi yeni ve geçici yönetim herkesi kucaklarken, terör örgütü PKK’nın işgallerini temizlerken, bugün “Suriye gidilecek durumda değil” diyebiliyor. Suriye’deki Türkmenler, Araplar, Kürtler velhasıl herkesin üzerinde büyük bir ferahlama varken, insanlar evine, barkına kavuşmanın huzuruna ererken, CHP gibi baş belası bir muhalefetin “Suriye güvenli değil, gitmeyin” demesini neye yorumlamak gerekiyor? Siyasi karaktersizlik, ahlaksızlık dersek abartmış olmayız değil mi?
Bu zihniyet Türkiye’yi yönetmeye talip işte… Allah bunlardan Türkiye’yi ve bölgemizi korusun… Bakın şunlara ülke menfaatleri adına siyasetten anlayacak zerre akıl var mı?