03 Ocak 2025
weather
7°
Twitter
Facebook
Instagram

Tarım Bakanlığına Z raporu

YAYINLAMA:
Tarım Bakanlığına Z raporu

Ülkemizde tarım politikasını yönlendiren ve istenilen hedeflere varabilmek için gerekli önlemleri alarak, bunların uygulanmasında karar verici olarak Tarım ve Orman Bakanlığı bilinir. Dolayısıyla tarımla ilgili bütün olumlu, olumsuz durumlara karşı tek muhatap Tarım Bakanlığı görülür ve yapılan bütün eleştirileri göğüslemeye çalışır.

Aslında ülkemizde tarım politikasını yönlendiren kuruluşlar arasında; T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Yüksek Planlama Kurulu, Para Kredi ve Koordinasyon Kurulu, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, Bölgesel Gelişme Yüksek Kurulu ve Bölgesel Gelişme Komitesi vb. organlar da yer almaktadır. Bu organların yanında ayrıca; büyükşehir belediyelerinin tarım daire başkanlıkları, tarımsal kooperatifler, mesleki örgütler, sivil toplum örgütleri, tarımsal eğitim kurumlarının etki ve katkılarını da sayabiliriz.

Tarım politikasını resmi olarak yürüten merkezi kurumun ve taşra teşkilatının durumunu, 2024 yılında yapamadıklarımızı, gelecekle ilgili düşünceleri, 2025 yılı temennilerini, karar alma süreçlerini ve gelişimini anlamak düşüncesiyle beklentilere ilişkin deneyimlerimi, naçizane gözlemlerimi maddeler hâlinde şöyle sıralayabilirim:

  1. Tarım Bakanlığı yapı ve alışkanlıkları gereği sadece arzı yönetmektedir. Oysa Bakanlığın talebi, ticareti de yönetmesi ve yönlendirmesi gerekmektedir. Bu noktada özellikle tarıma dayalı ve tarıma bağlı sektörlere yönelik denetim ve yönlendirme yetkilerini, Ticaret Bakanlığından ya devralması veya ortak komisyonlar marifetiyle birlikte yönetmesi tartışılabilir. Özellikle dış ticaretin yönetilmesi noktasında ABD müthiş bir örnek sunuyor. ABD Tarım Bakanlığı USDA’ya bağlı FAS(Dış Tarım Servisi) uygulamaları mutlaka incelenmelidir. Bu noktada Bakanlık, AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünün yeniden yapılanması ve tarımsal dış ticaret konusunda daha aktif olması beklenmektedir. 
  2. Bakanlık arzı arttırma noktasında, tüm kurgusunu verimliliğin arttırılması üzerine yapmaktadır. Bu noktada tarımsal üretim süreçlerinin iyileştirilmesi, ıslah ve biyoteknoloji çalışmaları, teknoloji kullanımının arttırılması, altyapı hizmetlerinin tamamlanması, sulu tarımın yaygınlaştırılması, göç ya da farklı nedenlerle terk edilen arazilerin tekrar üretime kazandırılması, kooperatifleşme vb. konular üzerinde çalışmaktadır. Ancak tüm kaynakların sınırlı olduğu göz önüne alındığında farklı şeyleri konuşmamız gerekmektedir.

Örneğin yapay zekâ teknolojisinin ve yine uygun alanlarda hassas tarım tekniğinin uygulanması düşünülmelidir. Türkiye ortalaması olarak, bugünkü teknoloji ile buğdaydan dekar-dönüm başına 5 ton ürün alma şansımız bulunmamaktadır. Buğday çeşitlerinde, genetik kapasite yükselmiştir. Bazı çeşitlerle buğdayda 800-1100 kg/da verim almak olanağı vardır. Bu yüzden arazi toplulaştırma, sulama ve teknoloji adaptasyonu, yeni çeşitlerle gıda krizini aşacak alternatifleri konuşmamız gerekmektedir. Bu tür konuların konuşulduğu- konuşulacağı, “tarımsal bilim komisyonu” nun acilen kurulması gerekmektedir.

  1. ABD’nin tüm dünyadaki elçiliklerinde 100 den fazla ülkede tarım masası bulunmaktadır. Toplam tarıma hizmet eden kadro yaklaşık 1500 kişiyi bulmaktadır. Bu personelin tek önceliği, Amerikan tarım ürünlerinin dünyaya pazarlanmasıdır. Türkiye’nin şu an 9 tane tarım müşaviri bulunmakta olup, 3 tanesi boştur. Yani 6 tene tarım müşaviri vardır bunların tamamı müşavirlik değil daimi temsilcilik yapmaktadırlar. Tarım ataşeliği, yıllardır ihmal edilen bir konudur. Zaman kaybetmeksizin çalışmalara başlanılmalıdır.
  2. Dünya son 5 yıldır yoğun bir şekilde alternatif protein kaynakları üzerine kafa yormakta ve projeler geliştirmektedir. FAO ve OECD raporları incelendiğinde, laboratuvar eti olarak bilinen yapay et ticaretinin gelecek 20 yılda artacağı, Batı ülkelerinde canlı hayvan üretiminin ve ticaretinin duracağı konuşulurken bu konu ne yazık ki, ne TAGEM’de ne de Bakanlığın farklı birimlerinde gündeme gelmemiştir. Oysaki bu konu üzerinde durulması gereken, kafa yorulması gereken önemli bir konudur.
  3. Bakanlığın gençlere yönelik özellikle; ziraat fakültesi ve veteriner hekimi gençlerine öncelik vererek bir politika geliştirmesi gerekmektedir. Mezunların tamamının bakanlık personeli olmayı hayaline alternatif alan geliştirilmelidir. Özellikle kırsal kalkınma programlarında genç ziraat mühendislerine yönelik arazi temini-milli emlak arazilerinden ecrimisil karşılığında arazi tahsis edilmesi ve finansal destek programlarının oluşturulması gerekmektedir. Hem tarımsal üretime katkı maksatlı, hem de gençlerin bakanlık bünyesinde kazanımı için bir alternatif olarak: Üniversiteden yeni mezun ziraat mühendislerine TİGEM çiftlik arazilerinin veya TAGEM Enstitü arazilerinin belli bir oranının altyapı kurulum şartı ile kiraya verilmesinin önü açılmalıdır. Bu sayede bilginin tarımla buluşması da sağlanmış olacaktır. Yeni mezun ziraat mühendislerinden sınavla seçilecek bir kontenjanı TİGEM çiftliklerine alınarak, iki yıllık meslek iç eğitim sonrası böyle bir uygulama pilot proje olarak uygulanabilir.
  4. Yükseköğretim kurumları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmek üzere 1416 sayılı kanun gereğince verilen burs ile (YLSY Programı) lisansüstü öğrenim görmek amacıyla yurt dışına öğrenci gönderilmektedir. Bu kapsamda TAGEM yurtdışı eğitim için Milli Eğitim Bakanlığı(MEB) ile görüşerek gerekirse protokol yaparak; ziraat fakültesi öğrencilerinden fakülteyi dereceyle bitiren ilk 3 kişi arasından seçim yapmayı düşünmelidir. Başarılı öğrenciler arasından seçim yapmak Bakanlık, TAGEM ve MEB açısından kolay olacak ve bakanlığın başarılı personel çıtası kesinlikle yükselecektir.
  5. Bakanlık birimlerinden biri olan TAGEM’de özellikle çocuklara ve gençlere tarımsal AR-GE ve inovasyon alanında farkındalık oluşturacak (sosyal medya dışında) uygulamalar ve projeler hayata geçirilmelidir. Bu konuda pek çok örneğin bulunduğu akıllardan çıkartılmamalı. En başta Amerika’da meşhur bilim enstitüsü olan MIT’nin uygulamaları incelenebilir. Yine tarımsal girişimcilik ve tarımsal akademik girişimcilik için üniversitelerin teknoparklarına benzer yapıların oluşturulması ve araştırmacıların uygulama odaklı çalışmasının önü açılmalıdır. Oluşturulacak girişimcilik platformları ile iş fikirlerinin maddi olarak desteklenmesine yönelik TÜBİTAK benzeri uygulamaların hayata geçirilmesi gerekmektedir (Beyin fırtınasına konu olabilecek bir öneri: TÜBİTAK tarafından tarım sektörüne aktarılan fonlar ve yetkiler, TAGEM’ e devredilsin).
  6. Enstitüler tarafında yürütülen çalışmalar, müşteri (çiftçi-üretici) odaklı olmayıp üniversiteye geçişi önceleyen akademik yükselme amacı ile yapılıyor oluşu, çalışmaların raflarda kalmasına sebep olmaktadır. Bu noktada TAGEM tarafından paydaşlarla birlikte hazırlanan 5 yıllık strateji planları ve yıllık çalışma programları araştırmacılara da yön verecek çalışmaların bakanlık uygulamalarına daha çok katkı vereceği kanısındayım.
  7. TAGEM tarafından yürütülen çalışmaların etki değerlendirme ve etki analizlerinin yapılabilmesi adına iyi izleme ve değerlendirme altyapısının oluşturulması gerekmektedir. Bu noktada müstakil bir “İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı” nın kurulması gerekmektedir.
  8. Bakanlığın uygulama birimleri olan BÜGEM, HAYGEM, DSİ Tarım reformu gibi kurumların kararlarının, TAGEM Bilim Komisyonlarında görüşülmesi ve onay alınması sağlanmalıdır. Bu komisyonların bürokratlardan değil, konu uzmanı TAGEM akademisyenlerinden oluşması sağlanmalıdır.
  9. Bakanlık ve özellikle taşra kurumlarında mesleki yeterlilik sınavları yapılmalı, sınavda uzmanlığına göre yeterli not alamayan personel, eğitime tabi tutulmalı veya daha başarılı olabileceği bir alana yönlendirilmelidir.
  10. Taşra kurumlarında ve özellikle bakanlıkta her kademe yönetici için yazılı sınav, psikolojik testler belirli periyotlarla tekrarlanmalıdır. Sınavda başarısız olanlar bir alt kademede görevlendirilmelidir.
  11. TAGEM’de yürütülen araştırma projeleri incelendiğinde, disiplinler arası çalışma örneklerine çok fazla rastlanmadığı genellemesini yapmak, çok yanlış olmasa gerek. Hem konu bazında hem de farklı disiplinlerden uzmanların bir araya gelip çözüm ürettiği çalışma örnekleri maalesef çok az. En basitinden çiftçi uygulamalarında çok fazla karşılaştığımız, fertigasyon( sulamayla gübreleme) uygulamaları ile ilgili kaç çalışma yapıldı? Üretici bir çiftçi tarlasında sulama, gübreleme, zirai mücadele, toprak işleme gibi üretim süreçlerinde girdi kullanımı ve yöntem seçiminde kendi optimizasyonunu yapar ve üretime öyle başlar. Bu noktada TAGEM’in disiplinler arası çalışmaya dayanan bir çalışması var mı? Ya da oranı nedir? TAGEM’in yaklaşımı nedir? Sadece tarım tarafında faaliyet gösteren disiplinler ile değil, tarım dışı disiplinler ile de ortak çalışmalar yapılması gerekmiyor mu? Teknoloji transferi noktasında elektronik, bilgisayar, kimya, malzeme mühendisliği gibi disiplinler ile de ortak akademik çalışmaların örnekleri var mı? Bugün artık tek bir disiplin ile çiftçinin sorunlarını çözme şansımız kalmamıştır. Bunlar düşünülmesi çözümler üretilmesi gereken konulardır.
  12. Bakanlık ve özellikle taşra kurumlarında teknik personelin çalışma hayatına başladığı il yâda ilçelerde, emekli olana kadar çalışması kaldırılmalıdır. İlçelerdeki çalışma şartlarına ve zorluk durumlarına göre çalışma süreleri belirlenip, tarımsal bölgeler arasında rotasyon getirilmelidir.

Son söz: Tarım açısından 2024 yılının 2023 yılından daha iyi geçtiğini söylemek pek mümkün değil! Ancak yine de Kovid-19 pandemisinin devam ettiği başladığı 2022 yılına görece, daha iyi bir yıldı diyebilirim. Peki, 2025 nasıl bir yıl olacak? Takvim yılı dönmüş olmasına rağmen aslında “2024’den de pek çok riski 2025’ye şimdiden taşıdık bile”

Sağlıkla ve mutlulukla… 

Hoş geldin yeni yıl, bu yıl biraz sakin gel, rüzgârın savurmasın bizleri, zira yaprak gibi olduk!...

Z raporu, yazar kasa makinelerinde gün boyunca yapılan ticari işlemlerin tümünün o günün sonunda (yazımda yılsonunda), hesap kapatma için alınan rapor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *