CHP medyasının kara propaganda azmi ve seferberliği


Bir gün ihtiyarın biri yolda bir avcı görür. Avcının omzunda tüfeği, elinde ucu çatallı demir bir alet, bir ağ ve torbada tezek vardır. Hani şu yakıt olarak kullanılan hayvan pisliği. Yanında bir de köpeği. İhtiyar, avcıyı böyle teçhizatlı görünce meraklanır ve sorar:
“Oğlum, tüfeği anladık, onunla avı vurursun. Peki, bu köpek ne işe yarıyor?”
Avcı cevap verir: “Av uzak bir yere düşerse, mesela uçuruma, köpek gider onu bulup getirir.”
İhtiyar bu kez demir çubuğu işaret eder: “Peki, bu ne için?”
Avcı anlatır: “Av mağara gibi dar bir yere girerse, bu demiri sokar, kancasıyla çeker çıkarırız.”
İhtiyar, torbadaki tezeği gösterip sorar: “Oğlum, bu tezek ne işe yarıyor?”
Avcı sakin sakin açıklar: “Bazen av girdiği yerden çıkmaz. Tezeği yakar, dumanını mağaraya salarız; tütsü gibi, av öyle çıkar.”
İhtiyar hâlâ meraklı: “Tamam, onu da anladık. Peki, bu ağ ne için?”
Avcı, “Av dışarı çıkınca üzerine atarsın, kımıldayamaz,” der.
İhtiyar bunları duyunca şöyle der: “E oğul, Allah kimseyi senin eline düşürmesin!”
CHP ve onun kuyruğuna takılmış propaganda merkezlerinin ürettiği kirli algıları her gördüğümde, aklıma şu Erzurum fıkrası gelir. Kendilerine alan açmak ve haklı çıkmak için öyle propaganda yöntemlerine başvuruyorlar ki, inanın aklınız şaşar kalır. Olanı “olmadı” olmayanı “oldu” diye gösterme konusunda en ufak bir utanma belirtisi göstermiyorlar. Bir konuyu kendi çıkarlarına göre çarpıtmak için yalan, iftira ve manipülasyonu pervasızca malzeme yapmaktan çekinmiyorlar. Bir meselenin posası çıkana dek üzerinde tepiniyorlar. Gerçeğin ne olduğu onları ilgilendirmez; yeter ki halkın duygu ve düşünceleri sonuna kadar istismar edilsin. İşte bu yüzden, onların propaganda şeytanlığını görünce, “Allah kimseyi senin eline düşürmesin!” diyoruz.
Yeter ki bir konunun ucundan tutsunlar; aman Allah’ım, nasıl bir azim, nasıl bir şevk! Adeta seferberlik ilan ederler. Niyet okumaları, temennileri bitmek bilmez. Hedefe koydukları bir kişiyi, kurumu ya da yapıyı etkisiz hale getirmek için her yolu mübah görürler. Senaryoyu anında yazar, figüranları hemen sahneye çıkarırlar.
Mesela, en büyük hayalleri Cumhur İttifakı’nı bölmek ve AK Parti ile MHP’yi birbirinden koparmaktır. İttifak kurulduğundan beri bu hayallerine ulaşmak için her yolu denediler. Aralarına nifak tohumu ekmek, iftira ve yalan üretmekten geri durmadılar. Elbette siyasetin rekabetinde rakibi yenmek, etkisiz hale getirmek vardır. Ancak bunların yaptıkları siyasi ahlakla asla bağdaşmıyor. Bizim vurgulamak istediğimiz tam da budur.
“Hedefimize ulaşalım da nasıl olursa olsun” mantığı, toplumda kaosu ve kargaşayı tetikler; yalan ve iftirayla manipüle edilmiş kitlelerin sağlıklı kararlar alması mümkün müdür?
Son zamanlardan iki tane siyasi örnek vermek istiyorum.
Mesela MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli İBB’ye yapılan operasyonlarla ilgili “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir. Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir.” açıklamasını yapıyor.
CHP’nin medya unsurları, günlerdir bu açıklamadan “Ekrem İmamoğlu berat etmeli dedi” sonucunu çıkararak 24 saat bu propagandayı yaptı. Benim bu açıklamayı değerlendirdiğim yazıma da aynı muameleyi reva gördüler. Dünyaya yalnızca kendi çıkar penceresinden baktıkları için “hukuk, adalet ve ceza” kavramlarını sadece kendi menfaatleri doğrultusunda yorumluyorlar.
Geçtiğimiz günlerde Mümtazer Türköne’nin bir röportajını bu hedefleri doğrultusunda kullanmaları, ikinci örneğimi oluşturuyor.
Bir haber sayfasında verdiği röportajda, "Benim öngörüm şöyle: Erdoğan çözüm sürecini baltalayacak, gelişmesini engelleyecek. Bahçeli de bunun üzerine Türkiye'yi erken seçime götürecek" ifadelerini kullanan Mümtazer Türköne’nin bu sözleri, ısrarla MHP adına yapılmış gibi lanse edildi.
Benzer bir çarpıtmayı, Türköne’nin geçmiş açıklamalarında da yapmışlardı. Her anlamda özgüveni yüksek olan MHP’nin, kamuoyuna yapacağı açıklamalarda Mümtazer Türköne’yi aracı yapmayacağını idrak edemeyecek kadar cahilce bir yaklaşım içindeler. Bu konuda cahil oldukları kesin ama her açıklamayı nifak tohumu olarak kullanmayı düşünecek kadar da kurnazlık peşinde oldukları için böyle zavallı hale düşüyorlar.
Mümtazer Türköne, hükümete yönelik öfkesini bir türlü dindiremediği için sürekli intikam duygusuyla açıklamalar yapmakta ve yazılar kaleme almaktadır. Ancak onun hiçbir açıklaması MHP’yi bağlamamaktadır. Türköne, muhalefetin vitrinine çıkmak adına bireysel değerlendirmelerde bulunmakta, bu yolla gündemde kalmaya çalışmaktadır.
Dikkat edilecek olursa, onun açıklamalarını sürekli gündeme taşıyanlar da genellikle CHP yanlısı medya organlarıdır.
MHP’ye karşı yıllar boyunca kin ve nefretle kara propaganda yürüten Yeniçağ Gazetesi’nin, “Mümtaz’er Türköne çok yakında yazılarıyla YENİÇAĞ'da” duyurusunu yapması ise bu ilişkinin yeni bir boyut kazandığını açıkça göstermektedir. CHP avukatlığı nedeniyle AK Parti’den ihraç edilen eski milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın, “Profesör Mümtazer Türköne’nin Yeniçağ gazetesinde köşe yazmaya başlamasını sevinçle öğrendim. Ülkemizin çok değerli bir bilim ve düşünce adamı olan Mümtazer Hoca’nın, Yeniçağ gazetesinde köşe yazması ve fikirlerini toplumla günlük olarak paylaşması gerçek bir gazetecilik başarısıdır. Hayırlı, uğurlu olsun.” şeklindeki açıklaması da bu ilişkiler ağını gözler önüne sermeye yeterlidir. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’de zaten Mümtazer Türköne gibiler üzerinden oluşturulan propagandalara son noktayı “Erken seçim yalan ve yaygarasıyla partimizi tartışmaya yeltenen, küçücük akıllarıyla niyet okuyuculuğuna teşebbüs eden çürüklerin hevesleri boşunadır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Cumhur İttifakı’nın kararı kesindir, seçimler zamanında yapılacak ve bundan da asla taviz verilmeyecektir.” sözleriyle koymuştur.
CHP medyası bir konuya yoğunlaşıyorsa, orada mutlaka bir gerçeğin üstü örtülüyor demektir. CHP medyası kirli algılarla etrafını örüyordur dikkatli olun. Her daim gerçeği arayın.