Kentsel dönüşümde geç kalınan İstanbul ve uzmanların tutarsızlığı


İstanbul’da 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve artçı sarsıntılar hâlâ zaman zaman devam ediyor. Ancak İstanbul’un olası büyük bir depreme karşı hazırlıksız yakalanacağı artık apaçık ortadadır. Çünkü 2019’dan bu yana, bu konuda duyarlı olması gereken İBB, kentsel dönüşüme karşı çıkarak ve başka somut adımlar atmayarak büyük bir duyarsızlık sergilemiştir.
Kentsel dönüşümde deneyimli ve başarılı biri olan Murat Kurum gibi birini tercih etmek yerine, İstanbul’da bile sık sık bulunmayan Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesi, şehrin kendi kendini cezalandırması olmuştur. Oysa Murat Kurum, TOKİ aracılığıyla yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleriyle yönetim başarısını defalarca kanıtlamıştır.
Kahramanmaraş/Pazarcık merkezli depremde, 11 ilde büyük yıkım ve acı yaşanmasına rağmen TOKİ’ye ait binaların neredeyse hiç hasar almaması, sağlamlığın ve başarılı çalışmaların somut göstergesidir. Bu deneyim bize önemli bir ders olmalı ve özellikle İstanbul’daki kentsel dönüşüm için yol haritasında ölçü olmalıdır.
Görünen o ki, İBB iflas etmiştir. İBB’nin tek gündemi, “yolsuzluk, rüşvet ve terör” suçlamasıyla tutuklanmış Ekrem İmamoğlu’nu kurtarmaktır. Öncesinde ise tüm enerjisini ve mesaisini İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması için harcıyordu. İBB’nin gündemi hiçbir zaman İstanbul halkının temel sorunlarına çözüm üretmek olmadı.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu durumu şöyle değerlendirmiştir:
“Maalesef İstanbul’un son yılları heba ve israf edilmiştir. Gündelik siyasetin polemikleriyle, ikbal ve rant hedefiyle şehremini vazifesini ihmal edenler İstanbul’u risk, tehdit ve tehlike girdabına göz göre göre teslim etmişlerdir. Vaktimiz vardır, fakat günbegün azalmaktadır. Kentsel dönüşüm süratle temin edilmelidir. Depremlere hazırlık için toplumsal bilinçlenme tarihi değerdedir. İstanbul’un müdafaası ve muhafazası için seferberlik ruhuyla hareket akut bir ihtiyaçtır. Devlet-millet dayanışmasıyla, dahası İstanbul’un ehline ve hak eden ellere emanetiyle olası felaketlerin üstesinden gelmek mümkündür. Artık İstanbul’un bir numaralı gündemi deprem olmalıdır.”
Deprem sonrası yaşanan bir diğer sorun da, “deprem uzmanı” diye halkı korkuya sevk eden açıklamaların artmasıdır. Biri çıkıp “Hemen İstanbul’u terk edin” derken, diğeri “Tekrar deprem olmayacak, herkes rahat olsun” diyor. Bu çelişkili açıklamalar, halkın psikolojisini olumsuz etkiliyor. Deprem olduğu gün binlerce kişi İstanbul’u terk etmek için yollara dökülmüştü. Hükümetin, “deprem uzmanı” olarak konuşan kişileri disiplin altına alması ve korku iklimi yaratan açıklamalara izin vermemesi gerekmektedir. Bir dediği diğerini tutmayan bu açıklamalar, halkı yanlış yönlendirmektedir.
Hükümet bir an önce çözüm ve tedbir odaklı bir “Deprem Kurultayı” düzenlemelidir. Türkiye’de ve dünyada alanında uzman olan herkes davet edilerek sağlıklı bilgiler ışığında çözümler ve tedbirler hızla hayata geçirilmelidir. Böylece depremle ilgili ortaya saçılan korku yaratan ve siyasallaşmış açıklamalar da disiplin altına alınmış olur. İstanbul’da yaşanacak olası bir deprem için tedbir almak ve çözüm üretmek için artık zaman kalmamıştır. 6.2 büyüklüğündeki deprem bir ön tehlike sinyali olmuştur. Yeni bir deprem olup olmayacağını bilemiyoruz, ancak depreme karşı tüm tedbirler hızlıca alınmalıdır.
İBB’den artık umudu kesmek gerekir. Önceki icraatları ve ihmal ettikleri ortadadır. Bu yüzden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum öncülüğünde, kentsel dönüşüm projeleri öncelikli yerlerde geniş çaplı şekilde hızla hayata geçirilmelidir.
İBB ile geçen yedi yıl boşa heba edilen İstanbul’un tüm eksiklikleri hızlandırılmış programlarla kapatılmalıdır. İstanbul’un buna acil ihtiyacı vardır.