Karadeniz'in incisi Sinop, bir yandan özel mutfağıyla bilinirken diğer yandan ise düşünce tarihindeki en asi ve çılgın düşünürlerden birinin doğum yeri olmasıyla da ön plana çıkıyor. Bu isim ise yaşadığı dönemin tüm sınıflarına, topluma, değerlerine, insanlara ve Büyük İskender’e bile meydan okumuş "Kinik" ya da bilinen ismiyle "Sinoplu Diyojen." Bir fıçı içinde yaşayıp toplumunu eleştiren düşünür yaşadığı dönemin en saygı duyulan insanlarından birisi olmayı da başarmış bir isim.
Medeniyet tarihindeki en keskin dilli düşünürlerin başında gelen Sinoplu Diyojen'e yaşadığı dönem büyük saygı duyulmaktaydı.
BABASIYLA ATİNA’YA SÜRÜLDÜ
Tepkisel, asi ve korkusuz düşünürlerin adı geçtiğinde sıralamanın başında adı en çok anılan isim “Kinik Diyojen” diğer adıyla Sinoplu Diyojen; MÖ 412 ila MÖ 323 yılları arasında tüm medeniyeti reddetmesi ve bu tutumuna uygun olarak bir fıçı içinde yaşamasıyla dünya tarihine damga vurmuş bir düşünür. Diyojen’in hayatı ise çoğunlukla rivayetler, kendisinden sonra gelen düşünürlerin anekdotları ve Korinth antik kütüphanesinden geriye kalanlardan bilinmekte. Sinoplu zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Diyojen babası Hicesias ile birlikte kentte kalpazanlık yaptığı gerekçesiyle Atina'ya sürgüne gönderilen bir şahsiyet. Diyojen burada tüm hayatını değiştiren bir kişiyle tanıştı. Genç Diyojen döneminin en büyük fikir kenti Atina’da Yunan felsefesinin kurucusu kabul edilen Sokrates'in öğrencisi Antisthenes'den Kinizim’i ya da modern ifadesiyle kuşkuculuğu öğrendi.
FIÇI İÇİNDE YAŞAMAYA BAŞLADI
Diyojen kinik felsefeyi yalnızca öğrenmekle kalmadı bu düşünce sistemini bizzat uygulayan isim olarak da tarihe adını yazdırdı. Mutluluğa ancak dünyevi tüm hazlardan arınarak, erdemli bir yaşam ile ulaşılabileceği yönündeki temel kinik düşünceden derinden etkilenen Diyojen zaman içinde sıra dışı bir hayat sürmeye başladı.
“Kinizmin beden bulmuş hali” olarak ifade edilen Diyojen antik Yunan toplumundaki tüm sınıfları, mülkiyet, din ve aile kavramını reddetti. Diyojen bununla da kalmadı ve toplumdaki tüm değerleri ve yargıları da keskin ve alaycı diliyle eleştirmeye başladı. Zenginliği reddeden Diyojen sokaklarda elinde tahta maşrapası ile birlikte bir fıçı içinde ve sokak köpekleriyle konuşarak inzivada bir yaşam sürmeye başladı. Diyojen'in bir çocuğun eliyle su içtiğini görüp “Bu çocuk bana fazla bir eşya taşıdığımı gösterdi” diyerek sonunda elindeki maşrapayı da attığı ifade edilmekte.
Diyojen'in Büyük İskender'e verdiği "gölge etme başka ihsan istemem" cevabı günümüzde birçok kültürde halen kullanılan bir ifade.
İSKENDER’E TARİHİ CEVAP
Diyojen'in korsanlar tarafından kaçırılıp köle olarak Xeniades isimli bir toprak zenginine satıldığı ve yaşamının geri kalanını köle olarak getirildiği Korint kentinde Xeniades'in çocuklarına felsefe öğreterek geçirdiği de iddialar arasında. Yaşamı boyunca her sınıftan insanı keskin diliyle eleştirmesiyle tüm Antik dünyada ünlenen Diyojen; en büyük meydan okumasını ise tarihin en büyük komutanlarından ve liderlerinden kabul edilen Büyük İskender'e karşı gerçekleştirdi.
Aristo tarafından eğitilen Büyük İskender, Korint'e geldiğinde ünü tüm antik dünyada bilinen Diyojen'i görmek istedi. Diyojen'i yerde dinlenirken gören Büyük İskender kendisini tanıtıp hayranlık duyduğu Diyojen'e kendisinden istediğini dilemesini talep etti. Diyojen'in ise silüeti güneşi kapatan Büyük İskender'e eliyle Güneş'i işaret ederek, “Bana veremeyeceğin bir şeyi benden esirgeme yeter. Gölge etme başka ihsan istemem” cevabı verdi.
HİCİV ELEŞTİRİ USTASI
Ölümü hakkında kesin bir bilgi bulunmayan Diyojen için ünlü Yunan filozof Platon “Çılgın Hoca” ya da “Çılgın Sokrat” derken, ölümünün ardından Korintoslular adına mermer bir sütun diktiler. Gündüzleri elinde fenerle gezen ve kendisine ne aradığını soranlara “insanı arıyorum” cevabı veren Diyojen'in en bilinen bazı hikayeleri ise şu şekilde:
- Diyojen bir Yunan aristokratının gösterişli villasına girdiğinde yere tükürdü. Kendisine yere tükürmemesi yönünde uyarıda bulunulduğunda uyarıyı yapanın yüzüne tükürerek “Baktım, buradan daha kirli bir yer bulamadım” dedi.
- Atinalılar Diyojen’e bir insanın zekasının nasıl anlaşılacağını sordular. “Konuşmasından” diye cevapladı Diyojen. Atinalılar “Peki hiç konuşmazsa” diye direttiler. Diyojen bu kez de “O kadar akıllı olanı henüz dünyada yok” şeklinde cevapladı.
- Atinalılar Diyojen’e “Yeryüzünde en iyi olan şey nedir?” diye sordular. Diyojen kısaca “özgür olmaktır” diye cevapladı.