Türkgün Kültür Sanat Bakan Ersoy: "Göbeklitepe markalaşması gereken ürünlerimizin başında geliyor"

Bakan Ersoy: "Göbeklitepe markalaşması gereken ürünlerimizin başında geliyor"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kolezyum'daki Göbeklitepe sergisinin başarılı geçtiğini ve Göbeklitepe'nin Türkiye'nin markalaşması gereken ürünlerinin başında geldiğini söyledi.

KAYNAK: AA

İtalya'nın başkenti Roma'nın dünyaca ünlü simge yapılarından Kolezyum'da yaklaşık 6 aydır devam eden "Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi" sergisini dün ziyaret eden Ersoy, burada hem serginin getirilerini hem de devam eden tarihi eserlerin iade süreçlerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Ersoy, Kolezyum'da 24 Ekim 2024'te açılan Göbeklitepe sergisinin başarısından memnuniyet duyduğunu belirterek, "Yaklaşık 6 aylık bir süreden bahsediyoruz. 6 milyondan fazla ziyaretçi aldı şu ana kadar. Bir hafta daha buradayız biliyorsunuz. Muhtemelen 6,4 milyon ziyaretçiyle kapatacağız." dedi.

Kolezyum'daki serginin Göbeklitepe'ye katkısını sayısal verilerle örneklendiren Ersoy, "Bizce çok başarılı oldu. Biz 2019'da biliyorsunuz Göbeklitepe'de sergi gezi alanlarını ziyarete açtık. 6 yıllık sürede 4 milyondan fazla ziyaretçi aldık. Şimdi 6 ayda 6 milyondan fazla ziyaretçi almış oluyoruz. O yüzden aslında çok önemli." diye konuştu.

Ersoy, serginin İtalya özelindeki katkısına değinerek, "Bir, İtalya bizim kaynak turist pazarımız. Yani bize ziyaretçi sağlayan kaynak pazarlarımızdan biri. 2022 itibariyle pandemiden sonra yaptığımız tanıtım ve markalaşma faaliyetleri sayesinde çok ciddi artışlarla karşılaşıyoruz. 2022 yılında 420 bin ziyaretçi almıştık. 2023'te bu sayıyı 600-605 bin civarlarına çıkarttık. Geçen sene 720 bin sayılarına geldik. Bu sene de Göbeklitepe sergisinden sonra çok ciddi bir artışla karşılaşıyoruz. Muhtemelen 900 bin rakamlarını da geçeceğiz gibi gözüküyor bu sene. Yani aslında yaptığımız yatırımların karşılıklarını fazlasıyla alıyoruz gibi. Ama bu sadece İtalya kısmı." ifadelerini kullandı.

Kolezyum'daki Göbeklitepe sergisinin küresel ölçekteki katkısına dikkati çeken Ersoy, "Göbeklitepe'nin tabii Kolezyum'da olmasının çok daha büyük avantajı var. Kolezyum mesela günde 60 binden fazla ziyaretçi alan bir yerden bahsediyoruz. Ama hedef odaklı düşünecek olursanız Kolezyum tarihe, kültüre meraklı turistin ziyaret ettiği Avrupa'nın en cazibe noktalarından biri. Ve bir ücret ödeyerek yani ücret ödemeye razı olarak bu noktaya geliyorlar. O açıdan da bizim için çok önemli bir hedef nokta. Hedef odaklı bir markalaşma çalışması için en doğru yerlerden biri." şeklinde konuştu.

Ersoy, dünyaca ünlü simge bir anıtta böyle bir serginin aynı zamanda önemli bir reklam olup olmadığı sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Tabii sadece reklam olarak yapmıyoruz bunu. Biz bunu markalaşma olarak da yapıyoruz. Yani sizin bizim şimdi ürünlerimiz var. Efes de bizim ürünümüz. Baktığınız zaman Hierapolis de bizim ürünümüz ama Göbeklitepe de ürünümüz. Ve burası, bizim dünyadan ayrıştığımız bir yer. Şimdi İngiltere'de baktığınız zaman Stonehenge en eski gibi gözüküyor ama 2 bin 500 yıllık. Biz 12 bin yıllık bir yerleşim noktasından bahsediyoruz. (Göbeklitepe) Markalaşması gereken ürünlerimizin başında geliyor aslında baktığınız zaman."

"Öyle büyük bir başarı sağladık ki bizim getirdiğimiz şey önemli ama çok daha önemli bir şey var"

Türkiye'nin son olarak, 1960'lı yıllarda Boubon Antik Kenti'nden yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan Roma İmparatoru Marcus Aurelius'u filozof kimliğiyle betimleyen eşsiz bronz heykelin ABD'deki Cleveland Sanat Müzesi'nden iadesini sağladığı hatırlatılarak, bu konuda görüşleri sorulan Ersoy, "Tabii şimdi bizim en hassasiyetle üzerinde durduğumuz konuların birinde de bu yer alıyor." dedi.

Ersoy, tarihi eserlerin iadesi konusunda başarı elde edebilmek için bir dizi sistemsel değişiklik yaptıklarını dile getirerek, "Öncelikli olarak kaçakçılıkla mücadele dairesini, daire başkanlığı seviyesine getirdik. Bu niye çok önemli? Çünkü o zaman hem burada çalışan personel uzman personel sayısını artırıyorsunuz hem daha yüksek rütbeli personeli istihdam etme şansınız oluyor. Karşı taraftaki muhatabınızla siz de aynı rütbede oluyorsunuz. Siz ne kadar yüksek rütbeli bir uzmanla çalışırsanız, karşı tarafta o kadar yüksek rütbeli bir uzmanla muhatap olma şansını yakalıyorsunuz." diye konuştu.

İkinci olarak ekiplerinin canla başla çalıştığını ve bu konudaki başarının başka önemli bir sonucu beraberinde getirdiğini anlatan Ersoy, "Ben onlara bizim 'Sherlock Holmes'larımız diyorum biliyorsunuz. Öyle büyük bir başarı sağladık ki bizim getirdiğimiz şey önemli ama çok daha önemli bir şey var: Artık Anadolu kökenli bir hazinenin, kültür varlığının yurt dışına izinsiz çıkarıldığını gören hiçbir koleksiyoner satın almak istemiyor. Önemli olan bu ilgiyi kırmaktır zaten. Yani artık definecinin veya kaçak kazı yapanın elindeki malın değerini oldukça düşürüyorsunuz." ifadelerini kullandı.

Ersoy, bu konuyla alakalı çevrelerde farkındalık yarattıklarına dikkati çekerek, "Çünkü bütün koleksiyonerler ve müzeler biliyor ki eğer Anadolu'dan izinsiz çıkarılmış bir kültür varlığını satın alırlarsa ve sergiledikleri andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı bunun farkına varacak, bunu yakalayacak ve bununla ilgili çok kapsamlı bir hukuk çalışması başlatacak ve eninde sonunda bunu geri alacak. Yani Anadolu'ya geri getirecek. Biz bu imajı vermek için aslında çok uğraştık ve başarılı da olduk." şeklinde konuştu.

Bazı ülkelerle bu süreci hızlandıracak protokoller de yaptıklarını belirten Ersoy, şunları kaydetti:

"Şu anda 12 tane, özellikle alıcı ülkeler veya geçiş yolu üzerindeki ülkelerle bu protokolleri hızlı bir şekilde tamamlamaya çalışıyoruz. Bu da bize şu avantajı sağlıyor. Onlarca yıl süren hukuk mücadeleleri birkaç ay içerisinde çok cüzi rakamlarla sonuçlanmış oluyor. Bu da zaten definecilerin cesaretini kırmış oluyorsunuz. Koleksiyonerleri de artık bu işten vazgeçmeleri konusunda dolaylı bir şekilde ikna etmiş oluyorsunuz."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem "İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu" programı tamamlandı

"İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu" programı tamamlandı

Türkiye Diyanet Vakfı, "İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu" programını tamamladı. Beş hafta süren seminerlerde aile dinamikleri ele alındı. TDV yetkilileri, evli çiftlere manevi ve sosyal açıdan destek vermeyi amaçladıklarını belirtti. Katılımcılara katılım belgeleri verildi.

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Aile ve Gönüllülük Merkezince düzenlenen "İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu" programı tamamlandı.

TDV'nin konferans salonunda Prof. Dr. Halis Aydemir'in "Evliliğe Hazırlık: Eş Seçimi ve Nişanlılık" dersiyle başlayan seminer serisi, Psikolog Müjde Yahşi'nin "Aileyi Ayakta Tutan Değerler" semineri ile sona erdi.

Beş hafta süren ve her hafta bir uzmanın aileyle ilgili seminer düzenlediği programda, aile kurumunun psikolojik, sosyolojik ve hukuki boyutları, Kur'an-ı Kerim ve sünnet ışığında ele alındı.

Programın kapanışında konuşan TDV Kadın Aile ve Gönüllülük Hizmetleri Müdürü Hatice Kahyaoğlu, aileyle ilgili temel 5 konuyu değerlendirerek farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirtti.

Aileyi yalnızca bireylerin değil, toplumun da istikametini belirleyen temel yapı taşı olarak gördüklerini ifade eden Kahyaoğlu, "Ailenin ihyası, insanın inşasıdır. Programlarımızı bu düşünce, bu duygularla yapıyoruz. Bizim hedefimiz bireyin, ailenin ve toplumun manevi, ahlaki ve sosyal anlamda güçlenmesidir. 2013 yılından bu yana sürdürdüğümüz 'İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu' programıyla, evliliğe hazırlanan ya da yeni evlenmiş çiftlere psikolojik, sosyolojik ve manevi açıdan güçlü bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşleyen de evlilikte önemli olanın, çiftlerin hayırlı bir yaşamın ardından birlikte cennete ulaşmayı hedefleyen bir yol tutabilmeleri olduğunu söyledi.

İşleyen, Türkiye genelinde de "Evlilik Okulu"na benzer faaliyetlerde Babalık Okulu, Evlilik Öncesi Okulu yaptıklarını hatırlatarak, programda emeği geçenlere teşekkür etti.

Program sonunda katılımcılara katılım belgesi verilirken, çekilişle Zehra ve Mustafa Gümüş çiftine de umre hediye edildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *