21 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Kültür Sanat Hollandalı Bozkurt'un ilginç hikayesi

Hollandalı Bozkurt'un ilginç hikayesi

1919 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Hollandalı 'Raymond Westerling'e ülkesine döndükten sonra "Muhteşem Türk" ve "Bozkurt" lakabı takıldı. Westerling, böylelikle Bozkurt sembolü ile anılan ilk yabancıydı.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Hollandalı Bozkurt'un ilginç hikayesi
KAYNAK: Haber Global

Tarihçi Dr. Mehmet Tütüncü tarafından ortaya çıkartılan arşiv belgelerinde, 2.Dünya Savaşı sırasında Hollanda Özel Kuvvetler Birliğinde görev yapan ve kendi ülkesinde "Bozkurt" lakabı takılan Raymond Westerling'in ilginç hikayesi yer alıyor. 1700’lü yıllarda İstanbul’a yerleşen Hollandalı bir ailenin ferdi olan Westerling, 1941 yılında İstanbul’dan ayrılarak Hollanda Özel Kuvvetleri’ne katıldı. Westerling, Endonezya’nın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra isyan eden yerel gruplara karşı takındığı aşırı sert tavır ve yargısız infazlar ile nam salarken;  Endonezya'daki Hollandalılar tarafından kahraman ilan edildi. Westerling savaş bitip ülkesine döndüğünde ise "Müthiş Türk" ve "Bozkurt" lakabı ile anılmaya başlandı.

Westerling'i Türk olarak resmeden karitkatür.

NAZİ İŞGALİNDE GİTTİ

Tarihçi Dr. Mehmet Tütüncü ise arşivlerde yaptığı araştırmalar sonucunda Raymond Westerling hakkında şu bilgilere rastladığını anlattı: "Raymond, 1762 yılından bu yana İstanbul yerleşmiş Levanten bir ailenin üyesi ve Hollandalı Paul Westerling'in oğlu. Babası, mobilyacılık yapmakta ve Sofiya adında bir kadınla evli bulunmaktaydı. Raymond 1919 yılında doğdu. İlk tahsilini yaptıktan sonra, Kadıköy'de Sen Jozef Lisesine gönderildi. Önceleri çalışkandı ancak sonraları haylaz ve okumayı sevmeyen bir çocuk olunca, mektebi bıraktı. Raymond Westerling; 2. Dünya  Savaşının ilk yıllarına kadar Türkiye'de kaldı. Alman Ordusu; Hollanda'yı işgal edince, Hollanda elçiliği tarafından askere çağrıldı ve ilk olarak Kahire'deki Milliyetçi Hollanda birliklerine alındı."

YÜZBAŞILIĞA YÜKSELDİ

Dr. Tütüncü, arşivlerde yer alan bilgilere ilişkin şu bilgileri de aktardı: "Raymond Westerling, evvela Kanada'ya nakledildi. Orada Komando olarak yetiştirildi. Genç adam gösterdiği cesaretten dolayı neferlikten başçavuşluğa, bir süre sonra da teğmenliğe terfi ettirildi.  Westerling, 1944'te Hollanda'ya yapılan çıkarmada büyük yararlıkla çalışarak, komutanlarının  dikkatini çekti. Kış olmasına rağmen Nymegen'e yapılan paraşütçü indirmesindeki muvaffakiyetinden dolayı yüzbaşılığa terfi ettirildi. Savaş, Avrupa'da nihayete erdikten sonra, genç adam; Hollanda'nın Endonezya müstemlekelerine gönderilmiş ve orada Japonlar ile , Endonezyalı âsilere karşı çarpıştı."

Westerling, 22 Aralık 1950'de Kadıköy'de yaşayan ablasına gönderdiği fotoğrafta, İstanbul'a olan özlemini dile getiriyordu. 

ASIL VATANIM TÜRKİYE 

Westerling'in hatıratında dikkat çeken kısımları da anlatan Dr. Tütüncü; "Hollandalı Raymond, Türkiye ve Türk halkına yönelik övgü dolu sözler kaleme almış. Kendisini İstanbullu ve Türk olarak görmesi de ilginç" dedi.

Hatıratta yer alan o satırlar:

"Çöllerde harp ettim. Denizlerde seyahat ettim. Vahşi ormanlarda gerilla savaşları yaptım. Sizi temin ederim ki, o güzel yerlerin canlı hatıraları aklımdan bir türlü çıkmadı. Ben; Felemenkli idim, fakat doğuş ve teneffüs ettiğim hava itibarıyla bir İstanbullu, daha doğrusu bir Türk'tüm. Bana bunun için haklı olarak 'Türk Westerling' adını taktılar. Maceralarım belki ehemmiyetsizdir. Çünkü herkes gibi ben de bu dünyada hisseme düşen rolü oynadım ve oynamaktayım. Ama kazandığım bu unvandan haklı olarak gurur duyuyorum. Bu isim bana doğduğum memleketi, asıl vatanım sayabileceğim Türkiye'yi hatırlatıyor. O şehrin lâtif havasını teneffüs eden, masmavi sularında yüzebilen, ağaçlıklı yollarında gezebilen bahtiyarları doğrusu kıskanıyorum."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Galatasaray'ın Avusturya kamp kadrosu açıklandı

Galatasaray'ın Avusturya kamp kadrosu açıklandı