Türkgün Kültür Sanat "Troya'dan Çanakkale'ye Tarihin Nakışları Sergisi" Troya Müzesinde açıldı

"Troya'dan Çanakkale'ye Tarihin Nakışları Sergisi" Troya Müzesinde açıldı

Çanakkale'deki yaklaşık 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip Troya Antik Kenti'nin simgeleri, Ezine Halk Eğitim Müdürlüğünün kadın kursiyerleri tarafından farklı ürünlere işlendi.

KAYNAK: AA

Ezine Kaymakamlığının desteğiyle Ezine Halk Eğitim Merkezine bağlı merkez ve köylerdeki kurslarda görev alan öğretmen, usta öğretici ve tamamı kadınlardan oluşan kursiyerlerin eserlerinin yer aldığı "Troya'dan Çanakkale'ye Tarihin Nakışları Sergisi", Troya Müzesinde törenle açıldı.

Kanaviçe, seramik, sabun, deri aksesuar ve ahşap boyama eserlerin yer aldığı çok sayıda üründe, Troya tarihine ait mitolojik figürler, kahramanlar ve desenler tasvir edildi.

Ezine Kaymakamı Yunus Kızılgüneş, AA muhabirine, bölgenin ve Ezine'nin tüm köyleriyle hem tarihi hem sosyal hem de akademik anlamda çok zengin bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.

Kaymakamlık olarak el sanatlarını desteklediklerini belirten Kızılgüneş, şöyle konuştu:

"Bölgede unutulmaya yüz tutan el sanatlarını Kaymakamlık olarak destekliyoruz. Çanakkale de zaten turistik bir yer ve çok köklü bir geçmişe sahip. Troya Müzesi de harika bir yer. Çok ziyaretçi alan bir yer. Dolayısıyla bu sene burada bir sergi yapmaya karar verdik. Güzel bir katılım oldu. Bölgenin tarihi dokusuna uygun bir şekilde sergimizi gerçekleştirdik."

Ezine Halk Eğitim Merkezi Müdürü Bahadır Çağatay da serginin Troya'nın izlerini taşıması anlamında da çok önemli olduğunu vurguladı.

Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük ise serginin 3 aylık bir çalışmanın eseri olduğunu anlattı.

Bu anlamda kursiyerlere Troya konusundaki öyküleri ve hikayeleri anlattıklarını dile getiren Gölcük, şunları kaydetti:

"Sergide kanaviçeyle yapılan Troya atları, Helen betimlemeleri var. Bugünkü geleneksel el sanatlarımızın Troya konusunu yorumlaması toprakla ve kültürle kurduğumuz ilişki konusunda çok önemli. Ezine Halk Eğitim Merkezini tebrik ediyorum. Bir yandan da kadınlarımızı bu konuda cesaretlendirdiler ve eğitmenler, kursiyerler tamamı kadınlardan oluşuyor. Ortaya harika bir iş çıktı."

Gölcük, serginin 21 Nisan'a kadar ziyaret edilebileceğini sözlerine ekledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: "Türkiye güçlü bir demokrasiye sahiptir"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum: "Türkiye güçlü bir demokrasiye sahiptir"

Mehmet Uçum, Türkiye'nin hem meclis hem de hükümet açısından güçlü bir demokratik meşruiyete sahip olduğunu vurguladı. Uçum, halkın iki oy gücünü asla kaybetmeyeceğini belirterek, parlamenter sisteme dönüşün olağan koşullarda mümkün olmadığına dikkat çekti. Bu bağlamda, bazı siyasi aktörlerin gündeme getirdiği geriye dönüş önerilerini ise siyasi bir aldatma olarak nitelendirdi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından pazar günleri “Demokrasi hukuku notları” notuyla paylaştığı görüşlerinde bugün, “Demokrasi Hukukunun İlkeleri!” üzerinde durdu.

Mehmet Uçum, “Türkiye hem meclisi hem hükümeti halkın doğrudan seçmesi sebebiyle demokratik meşruiyet açısından güçlü bir demokrasiye sahiptir. Halk demokratik rutin içinde iki oy gücünden asla vazgeçmeyeceği için olağan koşullarda parlementer sisteme dönüş imkanı da kalmamıştır. Bu nedenle bazı siyasi aktörlerin kişisel ajandaları için zaman zaman gündeme getirdiği geriye dönüş konusu siyasi aldatmadan başka bir şey değildir.” dedi.

Mehmet Uçum’un X hesabından paylaştığı mesajı şöyle:

✔️PAZAR YAZISI

DEMOKRASİ HUKUKU NOTLARI (5)

Demokrasi Hukukunun İlkeleri!

Tüm annelerimizin günü kutlu olsun.

Demokrasi hukukunun temel ilkelerine giriş yaparak tartışmayı sürdürüyoruz.

1-) Genel ve eşit oy hakkı demokrasi hukukunun hem temeli hem de taban ilkesidir. Günümüzde meşru bir demokrasi için ilk kriter genel ve eşit oy hakkının varlığıdır. Buna karşın özellikle batıda genel ve eşit oy hakkının tartışmaya açıldığı gözleniyor. Bazan ülkemizde de kimi kişilerin eşit oy hakkına itiraz ettiği görülüyor. Oy hakkına kökten karşı çıkamayanlar oy hakkının genel ve eşit olması üzerinden tartışma açıyor. Bazı konularda sadece belli kesimlerin söz sahibi olması anlamına gelen özel oy isteniyor. Herkes oy hakkına sahip olsa bile bazı kesimlerin oyunun daha üstün tutulması manasına gelen eşit olmayan oy, hiyerarşik oy gibi demokrasi karşıtı tezler açık açık gündeme getiriliyor. İşin aslı demokrasiyi tasfiye çabasıdır. Buna karşı yaklaşık iki yüz yıllık bir mücadele geçmişi olan genel ve eşit oy hakkının demokrasi hukukunun ilk ilkesi olarak sahiplenilmesi bugün geçmişe göre çok daha önemli hale gelmiştir.

2-) Seçenek çokluğu ve seçim özgürlüğü (serbest seçimler) demokrasi hukuku açısından genel ve eşit oyu anlamlı kılan ilkedir. Oy hakkı seçmenin karşısına çok aday ve tercihle çıkma imkanıyla birlikte gerçek bir güç olur. Seçim özgürlüğü ise oy hakkını demokrasinin temeli yapar. Elbette mutlak bir seçenek çokluğu (koşulsuz adaylık veya tercih çeşitliliği) söz konusu değildir. Yaş, vatandaşlık, eğitim, engel sabıka olmaması, kamu görevinden çekilme gibi hukuken düzenlenmiş sınırlamalar olur. Önemli olan demokrasiyi ihlal edecek sınırlama olmamasıdır.

3-) Tek dereceli seçim halk iradesinin doğrudan etkili ve işlevli olması için zorunludur. Meclisin ve yürütmenin İki dereceli seçimle belirlenmesi demokratik meşruiyeti dolaylı hale getirir. Dolaylı meşruiyet hallerinde halk iradesi her durumda tam gerçekleşmiyor. Örneğin ABD’de başkanın doğrudan halk tarafından seçilememesi çeşitli sorunlara sebep oluyor ve meşruiyet tartışması çıkıyor. Yine parlementer sistemde hükümetin meclis içinden çıkmasının neredeyse bu modele sahip her ülkede bir çok sorun ürettiği görülüyor.

Bu nedenle güçlü demokrasiler doğrudan demokratik meşruiyete dayanır. Bunun yolu da yasama ve yürütmenin tek dereceli seçimle belirlenmesi yani halkın doğrudan seçim yapmasıdır.

Türkiye hem meclisi hem hükümeti halkın doğrudan seçmesi sebebiyle demokratik meşruiyet açısından güçlü bir demokrasiye sahiptir. Halk demokratik rutin içinde iki oy gücünden asla vazgeçmeyeceği için olağan koşullarda parlementer sisteme dönüş imkanı da kalmamıştır. Bu nedenle bazı siyasi aktörlerin kişisel ajandaları için zaman zaman gündeme getirdiği geriye dönüş konusu siyasi aldatmadan başka bir şey değildir.

4-) Gizli oy ve açık sayım ilkesi hem seçmenin özgürce oy kullanması hem de seçim sonuçlarının nesnel tespiti için temel güvencedir. Halkın seçmen iradesinin eksiksiz, doğru ve  şüpheden uzak ortaya çıkmasının temel şartı gizli oy, açık sayım ve dökümdür.

5-) Yargı yönetimi ve denetimi seçim hukukunun eksiksiz uygulanmasının güvencesidir. Yargı güvencesinin iki boyutu vardır. Birincisi hazırlık dahil seçim sürecinin baştan sona seçim yargısı tarafından yönetilmesidir. İkincisi seçim hukuku ihlallerinde veya ortaya çıkan çekişmelerde seçim yargısının denetimidir. Yargı güvencesi seçim sonuçlarının meşruiyeti açısından belirleyici unsurdur.

6-) Seçmen iradesine üstünlük tüm seçim süreçlerinde ve seçim hukukunun yorum gerektiren konularında seçmen iradesine öncelik verilmesidir.

Demokratik seçimlerde esas olan seçmenin oyunu özgür şekilde kullanmasını temin etmek, açık seçik ortaya çıkmış oy tercihlerini geçerli saymak, oyun net olduğu durumlarda tali sebeplerle geçersizliğe gidilmesine karşı güvence sağlamaktır. O nedenle seçim hukukunu düzenlerken, uygularken ve gereken hallerde yorum yaparken her aşamada seçmen iradesi üstün tutulmalıdır.

İlkelere devam edeceğiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *