“Tarihte her milletin bir sembolü vardır. Türklerin milli sembolü ise ‘BOZKURT’ tur.” diyen Tarihçi Sıddıkoğlu şunları ifade etti:
“Bozkurt, bağımsızlığın, hürriyetin, cesaretin, atılganlığın, zekiliğin ve çevikliğin işaretidir. Türkler, milli özellikleri olan, özgürlük, kahramanlık, çeviklik ve atılganlığı ve hürriyete olan tutkularını kurtta gördükleri için Bozkurdu kendilerine milli sembol olarak seçmişlerdir.
Oğuz Kağan'ın doğumundan itibaren ilâhî bir nurla beslendiği tarihî ve efsanevî kaynaklarda yer almaktadır. Oğuz Kağan'ın Tanrı tarafından ilâhî kudretle teçhiz edilmesinin yanında yardımcısı ve rehberi de aynı kaynaktan beslenmiştir. Gökten indirilmiş Gök-Böri (Bozkurt) Oğuz'un seferleri sırasında ona kılavuzluk yapar. Oğuz Destanı'nda geçen şu mısralar bunu en güzel şekilde izah etmektedir: "Ben sizlere oldum kağan Alalım yay ile kalkan Nişan olsun bize buyan, Bozkurt olsun bize uran" Eski Türkçe’de “gök” sözcüğü “sema” anlamında kullanıldığı gibi “Ulu-Yüce-Büyük” gibi “Gök Tanrı” (ULU TANRI-YÜCE TANRI) örneğinde olduğu gibi kutsal manaları da içermekte idi. Bu bakımdan “Gö böri” aynı zamanda “Kutsal kurt” manasına da gelmektedir.
Göktürkler, kendi ordularını kurda, düşman ordularını koyuna benzetirlerdi. Göktürk Yazıtlarında:” Türk askeri kurt gibi, düşman askeri koyun gibi imiş” ifadeleri mevcuttur. Göktürk devletinin merkez ordusunu oluşturan askerlere de “BÖRİ-KURT“ denilirdi.
Bozkurt işareti ise Türk hakanlarının zafer selamı idi. Yine Göktürklerden önce Çin’de kurulan bir Türk devleti olan “Tabgaç Türkleri“ nin hakanı Tai WU’nun (424_452) lakabı “BÖRİ” idi. Tai Wu" Çin askerini taydan ve düveden farksız olarak " görüp, kendi askerlerini kurda benzetirdi.(İ. Kafesoğlu, Türk Dünyası El Kitabı, 126)
Ayrıca Bulgaristan’da Madara’da ünlü kaya kabartmasında bir süvari biçiminde gösterilen muzaffer KURUM Han’ın yanında normal büyüklükte kurt tasviri TürkBoz kurt geleneğinin taşa işlenmesinden başka bir şey değildir. (i. Kafesoğlu, s. 224)
Roma’yı kuran Etrüsklerin sembolü de “Kurt“ tur.
Yusuf Has HACİP’in değerli eseri “KUTADGU BİLİG“ den öğrendiğimize göre Türk hakanlarında bulunması gereken: Alplik, Bilgelik, Erdemlilik, Cömertlik, Gönül adamı olmak gibi özelliklerden birisi de “GÖKBÖRİ” (Bozkurt) olmaktı. (Kutadgu Bilig 5378. beyit) Destanlarda Türk Ordularının önünde yürüyüp yol gösterdiği belirtilen Bozkurtlar, aslında buhranlı dönemlerde ortaya çıkıp Türk milletine kurtarıcılık eden hakanların ta kendisidir. Atatürk’e de Milli Mücadele’de önderlik ederek Türk milletini kurtardığı için yabancılar tarafında “BOZKURT“ denilmiştir. Hatta Atatürk için yazdığı bir kitaba ARMSTRONG, “BOZKURT“ adını vermiştir.
İşte Atatürk’te Türk Milletinin en buhranlı dönemlerinde tarih sahnesine çıkan ve “YA İSTİKJLAL YA ÖLÜM“ parolasıyla Türk Milletine yol gösteren ve milleti kurtaran Bozkurtlardan biridir. BOZKURT lakabı, Atatürk’ün “GAZİ“, “MÜNCİ “, “PAŞA“, “MAREŞAL“ gibi unvanlarından biridir.
Adını Atatürk’ün verdiği ilk yolcu gemimiz” BOZKURT” a 1927 yılında Ege denizinde bir Fransız gemisinin çarpması ile ilgili dava, Uluslararası Lahey Adalet Divanı’na götürülmüştür. Dönemin Adalet Bakanı Mahmut ESAT‘ ın savunduğu davayı Türkiye 7 Eylül 1927’de kazanmıştır. Mahkeme sonrası Lahey Adalet Divanı’nca Atatürk’e anı olarak tunçtan yapılmış bir BOZKURT HEYKELİ hediye edilmiştir. Bu heykel 1968 yılına kadar Anıtkabir'de sergilenmiştir. Soyadı kanunun çıkmasından sonra bu davada Türkiye’yi temsil etmesi nedeniyle dönemin Adalet Bakını Mahmut Esat’a Atatürk tarafından bozkurt soyadı verilmiştir.
Ayrıca Atatürk'ün çalışma masasında çağırma zili olarak kullandığı ikinci bir BOZ KURT heykeli vardır. Atatürk'e ait bu iki heykel halen Samsun'daki "GAZİ" müzesindedir. 23 Ocak 1922’de çıkarılan pulda “BOZKURT“ kullanılmıştır. Yine Harf Devrimi’nden sonra bastırılan 6 kuruşluk pulda Ergenekon tasviri yer almıştır. Atatürk’ün emriyle 5 ve 10 liralık paralarda Boz kurt resmi kullanılmıştır. Atatürk zamanında izcilerin sembolü olarak “Bozkurt“ kullanılmış, izcilere “YAVRU KURT“ denilmiştir. Yine Atatürk zamanında kurulan Milli Kuruluşlarımızdan biri olan, “PETROL OFİSİ“nin sembolü Boz kurt olmuştur. 1924'te kurulan "TÜRKİYAT ENSTİTÜSÜ”NDE ve "MTTB"nin ambleminde de "BOZ KURT" figürü yer almıştır.
Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülünün Atatürk’e Türkiyat Enstitüsünün ambleminin nasıl olması gerektiğini sorduğu zaman Atatürk:
“Fuat Bey! Karlı Tanrı Dağlarının önünde elinde meşale tutan bir BOZKURT olsun, bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilminin ifadesi olsun. Ergenekon’dan çıkmamızda kılavuz olan Bozkurt, Türklüğün Anadolu topraklarındaki yeni devletinin kuruluşunu ifade etsin” demiştir. (Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya, Atatürk ve Türk Dili Tebliği, s. 1’den nakil, Y. Koç, A. Koç, a.g.e, s. IX)
1925 yılında o zamanki adıyla "Maarif Vekâleti" yani Milli Eğitim Bakanlığı Atatürk'ün direktifleriyle Türkiye Cumhuriyetinin devlet armasını seçmek amacıyla bir yarışma açtı. Bu yarışmayı Namık İsmail'in "Bozkurt" figürlü eseri kazanmıştır.
Atatürk'ün sağlığında iken ressam Tahir BURAK 'a yaptırdığı Bozkurtlu "ERGENEKONDAN ÇIKIŞ" tablosu, Atatürk’ün ölümüne kadar, Maarif Başkanlığı giriş salonunda sergilenmiştir.
Rauf Denktaş’tan önceki Kıbrıs Türk Toplumunun lideri Dr. Fazıl KÜÇÜK’ ÜN çıkardığı gazetenin adı da “BOZKURT”du.
Genelkurmay Özel Harp Dairesi Başkanlığınca, Kıbrıs’ı kurtarma projesi kapsamında, Kıbrıs’ta Özel Harp Dairesi subaylarının, TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI kurulmasında kullandığı şifreli kod isimlerde de Bozkurt isimi mevcuttu.
BOZKURT: YARBAY RIZA VURUŞKAN
AĞRI: DR. FAZIL KÜÇÜK
TOROS: RAUF DENKTAŞ
KURT: MÜCAHİTLER
TEMİZLİK KURDU: EĞİTİMCİLER
BEREKET KURDU: SİLAH İKMALİNDE ÇALIŞANLAR
FAL KURDU: İSTİHBARATÇILAR
SERÇE: TABANCA
SERÇE GAGASI: MERMİ
(İsmail Tansu, Aslında hiç kimse uyumuyordu, Devlet eliyle TMT, Özel Harp Dairesi Lojistik Şube Müdürü, 1959, Kitap basım 2001
TÜRKLÜĞÜN KANITI BOZKURT
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yapılmasının en büyük nedeni, Rum militanların, Türklere karşı yapmış oldukları mezalim ve katliamlardır.
Rumlar savunmasız ve silahsız Kıbrıslı Türklere, kuduz itler gibi saldırıyorlardı. Gördükleri savunmasız Türkleri (özellikle kadınları ve çocukları) acımadan katlediyorlardı. Rumlar birçok Türk yerleşme merkezine baskın düzenlediler. Baskına uğrayan yerlerden Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerindeki Türk cesetleri tanınmaz durumdaydı. Cesetlerin Türklere ait olup olmadığı belirlenemiyordu. Birleşmiş Milletlerin yetkilileri cesetler kısmen çürümüş ve bozulmuş olduğu için sünnetli olmalarını, Türk olmalarının kanıtı kabul etmedi. Ama çocuk cesetlerinin kemer tokalarında BOZKURT tasviri vardı. (Zaten Türk Mukavemet Teşkilatı’nın ve Adadaki bütün Türklerin sancakları da Boz kurttu) İşte bu Bozkurtlu kemer tokalarını gören Birleşmiş Milletlerin yetkilileri cesetlerin Türk cesedi olduğu raporunu verdiler.
Dikkat edin! Bizim kanımızdan, kültürümüzden olmayan kişiler bile Türklüğün en büyük kanıtı olarak Bozkurdu görüyorlar. Sünnetli olmak bile Türklük için yeterli bir belirti sayılmazken Bozkurt, Türk olmanın birinci kanıtı olarak görülüyor.
Bozkurt a siyasi bir sembol ve işaret olarak bakmak yanlıştır, Bozkurt, Atatürk’ün de önem verdiği, Türklüğün ortak ve milli bir sembolüdür. Bozkurt işareti ise Türk Hakanlarının ve Türk milletinin zafer selamıdır.”