Türkgün Magazin Kızılcık Şerbeti'nin Kıvılcım'ı Evrim Alasya yeni aşka yelken açtı!

Kızılcık Şerbeti'nin Kıvılcım'ı Evrim Alasya yeni aşka yelken açtı!

Son dönemin popüler dizisi Kızılcık Şerbeti'nde Kıvılcım karakterine hayat veren oyuncu Evrim Alasya'nın, kendisi gibi oyuncu olan Kerem Alışık ile sevgili olduğu iddia edildi.

MUHABİR: Burhan Tural

Kerem Alışık ile Evrim Alasya bu sezon "Aşk Biter Mi?" adlı tiyatro oyununda beraber sahne alıyorlar. Alasya ve Alışık, oyunda iki sevgiliyi canlandırıyor.

AŞK GERÇEK OLDU

Gazeteci Birsen Altuntaş'ın haberine göre; Evrim Alasya ile Kerem Alışık gerçek hayatta da sevgili oldu.

Kıvılcım rolüyle çok konuşulan Evrim Alasya,  Aşk Biter Mi? adlı tiyatro oyununda beraber sahne aldığı Kerem Alışık'la sevgili oldu.

Arkadaşlıkları başlayan iki ismin, bu sabah Londra'ya gittikleri ve havalimanında el ele görüldükleri belirtildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Devlet Bahçeli’ye edilen dualar

Devlet Bahçeli’ye edilen dualar

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Türkiye, yaklaşık yarım asırdır terör belasıyla mücadele ediyor. Bu kara bela, ülkemize hem maddi hem de manevi açıdan ağır bedeller ödetti; nice canlar yitip gitti, ocaklar söndü. 

Peki, en acı olan ne biliyor musunuz? 

Türkiye’ye yönelik saldırıların planlandığı terör kampları; yıllardır Müslüman bildiğimiz Irak, Suriye ve İran gibi komşu ülkelerin topraklarında bulunuyor. Daha da çarpıcı olan şu: Bu kamplarda yuvalanan terör örgütlerinin silah ve eğitim ihtiyaçları, bölgedeki çıkarlarını korumaya odaklanan ABD ve İsrail gibi emperyalist güçler tarafından karşılanıyor. 

Müslüman coğrafyalarda kök salan terörün, Müslümanlara karşı ve yine Müslüman topraklarından yönlendirilmesi, başlı başına bir çelişki, bir paradokstur.

Bugün tartışılan ve başarıya ulaşması için mücadele verilen “Terörsüz Türkiye” hedefi, işte bu çarpık düzeni sona erdirmeyi amaçlıyor. 

Çünkü Türkiye’de yıllardır süren terör, yalnızca can almakla yetinmedi; şehirleri, zihinleri ve umutları da hedef aldı. 

Ülkenin dört bir yanında acılar yaşanırken, en derin tahribat Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hissedildi. 

Eğer “Terörsüz Türkiye” hedefi başarıya ulaşırsa, en çok bu bölgenin insanları huzura kavuşacak.

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin aylar önce başlattığı çağrılar, adımlar ve diyaloglar, özellikle bölge halkı üzerinde son derece olumlu etkiler yarattı. Terör atmosferinde, silahların gölgesinde yaşayan insanlar, Sayın Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” vizyonunu takdirle karşılıyor. 

7 Mart 2025’te kaleme aldığım “Terörsüz Türkiye’yi İstemeyenler Var!” başlıklı yazımda bu tabloyu şöyle değerlendirmiştim:

“MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrıyı yaptığı ilk günden bu yana Doğu ve Güneydoğu’nun her kesiminden birçok insanla görüştüm. Hepsi, ‘Devlet Bahçeli büyüğümüzden Allah razı olsun’ dualarını ediyor. Bu yazıyı okuyan herkes, çevresinde bu sevinçlere ve dualara mutlaka şahit olmuştur.”

Bugün bölge halkıyla doğrudan temas eden herkesin benzer gözlemleri, anıları ve bilgileri mutlaka vardır. Geçtiğimiz günlerde Habertürk Güvenlik Politikaları Koordinatörü Çetiner Çetin’in; “Bahçeli’nin hasta olduğu dönemde iki kez Van’a, birer kez Hakkâri ve Şırnak’a gittim. Vallahi, billahi, tallahi, onun sağlığına kavuşması için evinde Kur’an hatmi indiren aileler biliyorum.” sözleri bu durumun en çarpıcı örneklerinden biridir.

Bu süreçte dışarıda, içeride ve dibimizde; şeref ve haysiyet yoksunları, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sağlığı üzerinden kirli hesaplar yapmış olsalar da bu milletin helal süt emmiş evlatları; onun vatan sevgisini, iç cepheyi güçlendirme kararlılığını, kardeşliği pekiştirme iradesini ve birlik-beraberlik zırhını tüm yurda giydirme idealini asla yalnız bırakmadı. 

Sayın Çetiner Çetin’in de ifade ettiği gibi, dualarını hiç eksik etmediler. İnançla edilen o dualar, Sayın Bahçeli’ye sağlığını ve dirayetini geri kazandıran en büyük güç oldu.

Açık konuşmak gerekirse, bu süreç “niyet hayır, akıbet hayır” samimiyetiyle başlatılmış bir adımdır. 

Ancak unutulmamalıdır ki, aynı zamanda her türlü provokasyona açık, son derece hassas bir süreçtir. 

Çünkü yaklaşık yarım asırdır ülkemizde terör yaratan odaklar, hedeflerine ulaşıncaya kadar bunun asırlarca sürmesini isteyecektir. 

Terör baronlarının, Bese Hozat’ın terör dilini sürdürerek verdiği mesajlar da buna işaret etmektedir: İsrail, bölgede giderek temel hegemonik güç haline geliyor. Tüm bölge üzerinde etkisi artıyor. ABD, İngiltere ve Batı’nın ciddi desteğiyle bu gerçekleşiyor. Bu gelişmeler doğrudan Kürtleri de ilgilendiriyor. Çünkü Kürtler de tüm bu dizaynın içinde yer alıyor, savaşın tam merkezinde bulunuyor. İsrail ve ABD başta olmak üzere bu güçlerin Kürtler üzerinde ciddi hesapları ve planları var.

İşte tüm mesele, bu gerçekleri bilerek “Terörsüz Türkiye” hedefi için mücadele vermek ve ekseriyeti Müslüman olan, helal süt emmiş Kürt kökenli kardeşlerimizi bu emperyalist girdaptan kurtarmak olmalıdır. Cumhur İttifakı’nın mücadelesi işte bunun içindir.

Yusuf Has Hacip'in duası duamızdır: "Ya Rab, devletimizi artır, dileğimizi ver. Her işimizde arka ol, desteğini ver"

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *