Sözbilir, AA muhabirine, 1996 yılında ilgili bakanlık tarafından yapılan bilimsel çalışmada 15'e yakın deprem üretmemiş fayın tespit edildiğini, bugüne kadar bunların 6'sının kırıldığını söyledi.
Kahramanmaraş merkezli 2023'teki depremlerin ardından ülke genelindeki fayların durumunu belirlemek için çalışma başlattıklarını ifade eden Sözbilir, "Türkiye'de 2011 yılından bu yana tanımlanan 485 fay var. Bunların içinde 'sismik boşluk' dediğimiz bir fay tipi var. Bunlar, deprem üretme zamanı gelmiş fay sınıfında değerlendiriliyor." dedi.
Sözbilir, fayların üzerinde son 125 yılda gelişen depremlere öncelik verdiklerini anlatarak, şöyle konuştu:
"Depremler yoksa bu, fayların deprem üretmeden stres biriktirdiği anlamına geliyor. Bu birinci çıkış noktamız. İkinci çıkış noktamız da özellikle son 20 yılda Türkiye'de fayları kesip inceleme yöntemini uygulamaya başladık. 'Paleosismoloji' denilen bu yöntem de uygulanınca fayların geçmiş dönemde ürettikleri depremleri ortaya çıkarmış olduk ve ona göre fayın deprem tekrarlama aralığını bulduk. Bir de fayın en son depremin ardından geçen süresi var. Bu süreyle deprem tekrarlama aralığı birbirine ne kadar yakınsa ya da üst üste çakışıyorsa fayın deprem üretmesi çok yakında olacak anlamına geliyor. Bütün bu kıstaslara göre değerlendirdiğimizde, Türkiye ölçeğinde 30 sismik boşluk sınıfında, yani her an deprem üretebilecek fayların olduğunu ortaya çıkarmış olduk."
İstanbul'un güneyindeki Kumburgaz, Adalar ve Avcılar segmentinin oluşturduğu fay hattında yıkıcı deprem beklendiğine dikkati çeken Sözbilir, şunları kaydetti:
"Akdeniz ve Ege Denizi'nde de aslında denizin içinde belirli faylar var. Ama onların dışında karada 30'a yakın fay var. Batı Anadolu'da İzmir'de Tuzla, Gökçeyazı segmentli Balıkesir, Eskişehir faylarını sayabiliriz. Orta Anadolu'da Tuz Gölü, Kayseri-Erciyes ve Erkilet fayları bu sınıfın içine giriyor. Kuzey Anadolu Fayı üzerinde çoğu kırılmış durumda ama bir kısmı da Erzincan, Bingöl tarafındaki Yedisu Fayı gibi parçalar, sismik boşluk sınıfında değerlendiriliyor. Doğuya doğru gittiğimizde Malatya, Ovacık gibi faylar sismik boşluk sınıfında değerlendiriliyor. 3 bin, 4 bin yıldır deprem üretmemiş faylar. Sürekli stres biriktiriyor. Güneydoğu Anadolu bindirme kuşağı var. Bu da çok büyük ölçekli bir fay hattı. Burada da Şirvan, Cizre ve Yüksekova fayları sismik boşluk sınıfında değerlendirilen faylar sınıfına giriyor."
FAY ÜZERİNDEKİ YERLERDE YAPILMASI GEREKENLER
Sözbilir, hazırladıkları raporları, çalışma yürüttükleri fayların bulunduğu belediyelere teslim ettiklerini, onların da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşmeler yaptığını belirtti.
Bu faylar üzerindeki yapılaşmanın engellenmesi gerektiğine işaret eden Sözbilir, "Öncelikle bu fayların yapılaşma açısından mekansal planlamada değerlendirilmesi lazım. 'Fay sakınım bandı' dediğimiz bantlarla, bu fayların üzerindeki yapılaşmanın engellenmesi, kısıtlanması gerekiyor. Fayların üzerinde yapı stoku varsa bunların bu fay kırıldığında yapacağı hareketin bina anlamında ne ifade ettiğini ortaya koymak gerekiyor. Hasar alma yüzdesi yüksekse binanın kentsel dönüşüm kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.