Çeşme Çarşısı’nın girişinde yer alan Kumrucu Çınar’ı, kardeşi Yıldıray Gücük ve yengesiyle birlikte çalıştıran başarılı oyuncu, burada mesai harcamaktan keyif alıyor. Kimi zaman müşterilerle ilgileniyor, kimi zaman döner tezgahına geçerek ustalara yardım ediyor.
Kış aylarında hem dizi çekimleri için hem de İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçılarından olduğu için tiyatro gösterileri nedeniyle İstanbul’da olan Gücük, yaz sezonu başladığında ise kendisini Çeşme’ye atıyor. İstanbul Okan Üniversitesi’nde okuyan oğlu Toprak Gücük de (19) aynı işletmede garsonluk yaparak ailesine yardımcı olurken, bir yandan da okul harçlığını çıkarıyor.
"SEVDİĞİM KADIN BURADA"
Mersin’de doğduğu mahallede de deniz olmasına rağmen Çeşme’ye ayrı bir hayranlık duyan ünlü oyuncu, “Burası tam benim kafama göre. Bodrum gibi kavga, gürültü ve kaos yok. Sakin geliyor bana. Bir de çok fazla sessiz ve güzel koyları var. Alıştım buraya. Bunların yanı sıra sevdiğim kadın da burada” diyerek sevgilisi Deniz Başarır’dan söz etti. Kendisi gençken Deniz Hanım’ın da küçük bir çocuk olduğunu ve o zamanlardan tesadüfen tanıştıklarını söyleyen Yıldırım Gücük, “Deniz’in annesi Mine Acar benim aynı zamanda konservatuarda hocamdı. Deniz de annesiyle birlikte birkaç kez derslere gelmişti küçükken. Yıllar sonra sosyal medya vesilesiyle yeniden tanışıp sevgili olduk. 1.5 yıl önce görüşüp sohbet ettiğimizde de seneler önce tanıştığımızı hatırladık. İlginç bir durum oldu ikimiz için” dedi.
"ALANLAR GİDEREK DARALIYOR"
Sezon içerisinde işlerin yoğunluğu sebebiyle uzun soluklu tatil yapma fırsatı bulamadıklarını, aralarda Çiftlikköy tarafına geçerek denize girdiklerini ifade eden ünlü oyuncu, eğer dizi çekimleri olmazsa eylül ayında başka bir şehirde tatil yapacaklarını belirterek, “Çeşme Altınkum benim en sevdiğim sahildir. Denizi de kumu da güzel. Ancak oralara her sene yeni beach clublar açıldığı için halkın girebileceği alanlar giderek daralıyor. Bu durum ileride büyük bir sıkıntı yaratacak. Rol aldığım ‘Kuru Otlar Üstüne’ filminin ödül töreni için Cannes’e gitmiştik geçen sene. Orada denize girelim dedik. Devasa bir plajı vardı. Fakat çevredeki işletmelerin bir tane şezlongunu veya şemsiyesini göremezsin. Etrafı kapatan tel örgü, bambu çit falan yok. İstediğin yerden denize giriyorsun ve kimse bunun için bir ücret talep etmiyor” bilgisini paylaştı.
"İSTANBUL'DA AĞZIMA MİDYE SÜRMEM"
Kendi işletmelerinde balık hariç her şeyin yer aldığını belirten Yıldırım Gücük, “Çeşme’nin meşhur kumrusu, ızgara çeşitleri, çorbalar, salatalar, pide, lahmacun, döner, makarna, hamburger, kumpir, kokoreç ne ararsan var. Gece 04.00’a kadar hizmet verdiğimiz için, eğlence mekanından çıkıp acıkanları burada bulabilirsin. Ürünler içerisinde en riskli olanlardan kokoreçi Manisa’dan getirtiyoruz. Bildiğimiz, güvendiğimiz bir yerden alıyoruz. İstanbul’da 8-9 ay ağzıma ne midye ne de kokoreç sürmem” açıklamasında bulundu.
"ASLINDA ÇOK KOMİK"
Erkek arkadaşının dizilerde genelde kötü ve sert karakterleri canlandırması ile ilgili konuşan İngilizce öğretmeni Deniz Başarır ise, “Aslında çok komik bir adam ve çok romantik. Nasıl olur da bir komedi dizisinde oynamaz anlamıyorum” derken Yıldırım Gücük’ün yanıtı da, “Hiç öyle bir proje denk gelmedi. Zaten Türkiye'de komedi dizisi çekilmiyor pek. Onun sebebi de şu; Diğer dizileri yurtdışına satabiliyorsun ama komediyi satamıyorsun. Çünkü onu yabancı dile çevirince komedisi kalmıyor. Günümüzde dizileri artık sadece televizyon kanalları için çekmek kurtarmıyor. Yurtdışında çok büyük bir pazar var. Amerika'dan sonra en çok dizi satan ülkeyiz. Ama komediyi kimse almaz. Diğer dillere çevirince anlamını yitiriyor, güldürmüyor” şeklinde oldu.
