Türkgün Gündem Mingeçevir ve Gazi Üniversitelerinden Hocalı soykırımı için anma etkinliği

Mingeçevir ve Gazi Üniversitelerinden Hocalı soykırımı için anma etkinliği

Azerbaycan'ın dördüncü büyük sanayi kentinde bulunan Mingeçevir Devlet Üniversitesi ile Türkiye’nin Gazi Üniversitesi tarafından 23 Şubat 2022 tarihinde Hocalı soykırımının otuzuncu yılına ithaf edilmiş bir anma etkinliği düzenlendi. Etkinliğe her iki üniversitenin akademik ve idari personeli ile lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri katıldı.

Zoom platformu üzerinden online olarak düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü Gazi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet Ali Çakmak yaptı.

Etkinliğin açılışında Mingeçevir Devlet Üniversitesi Rektörü Dr. Şahin Bayramov ve Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Buluç birer konuşma yaptı.

Mingeçevir Devlet Üniversitesi Rektörü Ş. Bayramov, Hocalı trajedisinin otuzuncu yıldönümüne ithaf edilmiş ortak bir anma programının düzenlenmesinden dolayı emeği geçenlere ve katılanlara teşekkür ederek konuşmasına başladı.

Hocalı soykırımının haklı olarak insanlık tarihinin kara noktalarından biri olarak kabul edildiğini vurgulayan rektör, olayın temasının trajedinin gerçek doğasını yansıttığını söyledi. Otuz yıl önce Ermeni cellatların Hocalı'da aralarında yaşlı, kadın ve çocukların da bulunduğu masum sivilleri sadece Azerbaycan Türkleri oldukları için öldürdüklerine dikkat çeken Bayramov; bu kanlı trajediyi dünya tarihinin en vahşi katliamlarından biri olarak nitelendirdi.

Rektör Bayramov, katliamı yaparak Azerbaycan halkını korkutmak ve savaşma iradesini kırmak isteyen düşmanın hain niyetlerini gerçekleştiremeyeceğini belirterek, bu trajedinin Ermenilerin faşist ve vahşi yüzlerini bir kez daha gözler önüne serdiğini söyledi. Başkomutan İlham Aliyev’in liderliği ve yiğit Azerbaycan askerinin kahramanlığı sayesinde 44 günlük Vatanseverlik Savaşı'ndaki tarihi zaferden bahsetti. Böylece Hocalı şehitlerinin kanının yerde kalmadığına ve onların ruhlarının mutlu olduğuna olan güvenini dile getirdi. Hocalı şehitlerinin anısının her zaman büyük bir saygıyla anıldığını kaydeden Rektör Bayramov, tüm şehitlerimize rahmet ve gazilerimize sağlık dileklerinde bulundu.

Bugün Azerbaycan-Türk kardeşliğinin yükselişine değinen rektör, Türkiye'nin tarih boyunca her zaman Azerbaycan'ın yanında olduğunu ve büyük bir siyasi, diplomatik ve manevi destek verdiğini vurguladı. Gazi Üniversitesi'nin Karabağ hakkındaki gerçekleri halka aktarma ve Azerbaycan davasını destekleme konusundaki yüksek etkinliğiyle öne çıktığını kaydeden Bayramov, kardeş ülkenin bu önde gelen üniversitesinde Hocalı trajedisiyle ilgili birçok etkinliğin yapıldığını kaydetti ve üniversite yönetimine, öğretim üyelerine ve öğrencilere teşekkür etti.

Etkinliğin açılışında konuşan Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Bekir Buluç, öncelikle Gazi üniversitesinin rektörü Musa Yıldız'ın selamlarını iletti ve ortak etkinliğe destek veren iki üniversitenin personeline teşekkür etti.

Yakın tarihimizde birçok soykırım ve katliamın yaşandığını ifade eden rektör yardımcısı, bundan 30 yıl önce Hocalı'da savunmasız sivillerin katledilmesini her zaman olduğu gibi kınadıklarını söyledi.

Buluç, Türk dünyası coğrafyasının bir parçası olan kardeş Azerbaycan'ın tarihi ve kadim topraklarında işlenen soykırımın otuzuncu yıl dönümünde Hocalı kurbanlarının hatırasının derin saygı ve rahmetle anıldığını kaydetti.

Gazi Üniversitesi'nin her zaman Türk milletinin değerlerine sahip çıkmak, bu değerleri gelecek nesillere aktarmak, tüm Türk dünyasının acısını ve sevincini paylaşmak için çaba gösterdiğini vurgulayan Rektör Yardımcısı, etkinliğin önemine değindi.

Daha sonra programa göre Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim Ethem Atnur "Hocalı Katliamı'na Giden Yol: Kafkasya'daki Türk-Ermeni Çatışmasının Tarihsel Temeli", sonrasında Mingeçevir Devlet Üniversitesinden Doç. Guliyeva, "Hocalı katliamı hafızalarda", Mingeçevir Devlet Üniversitesinden İlham Mammadov "Hocalı Soykırımı insanlık suçunun en acımasız örneğidir" ve öğretmen ve Hocalı sakini Tahira Guliyeva, "Anılarda Hocalı katliamı" konuları ile ilgili raporlarını sundular.

Müzakirelerin sonunda katılımcılar, böyle bir ortak etkinliğin düzenlenmesindeki destekleri için her iki üniversitenin liderliğine teşekkür ettiler ve bu yönde işbirliğinin devamını dilediler.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Ekonomi TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Türkiye kuraklık tehdidiyle karşı karşıya

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Türkiye kuraklık tehdidiyle karşı karşıya

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin hızla su fakiri ülke konumuna ilerlediğini belirterek, kuraklık tehdidine karşı acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Tarımda basınçlı sulama çağrısı yaptı.

KAYNAK: DHA

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Türkiye kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Bunu göz ardı edemeyiz. Yapılan çalışmalara göre önümüzdeki yıllarda Türkiye, su fakiri bir ülke olacak" dedi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Türkiye kuraklık tehdidiyle karşı karşıya

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çankırı’da ziyaret ve incelemelerde bulundu. İlk olarak merkeze bağlı Germece köyünde kuraklıktan etkilenen tarlalarda inceleme yapan Bayraktar’a Çankırı Ziraat Odası Başkanı Nejat Gamzeli ve ilçe oda başkanları ile çiftçiler eşlik etti. Bayraktar, burada yaptığı açıklamada, "Ülkemizde yaşadığımız doğal afetler, tarım sektörünü çok olumsuz bir şekilde etkiliyor. Kuraklık, don dolu, zaman zaman sel felaketleri, hortum felaketleri tarımsal üretime zarar veriyor. Tabii özellikle 65 ilimizde don felaketi fevkalade tesirli oldu ve birçok başta meyvemiz olmak üzere ürünlerimiz zarar gördü. Ancak don olayının yanında kuraklık da ülkemizi fevkalade olumsuz etkiliyor. Geçtiğimiz günlerde Güneydoğu Anadolu bölgesindeydim. Kuraklıktan dolayı hububat üretimi olumsuz etkilenmiş. Ve o bölgede maalesef hububat üretiminde verimlilik ve kalite kayıpları var" ifadelerini kullandı.

Çankırı genelinde de zararın büyük olduğunu ifade eden Bayraktar, "Ben bir tehlikeye buradan işaret etmek istiyorum. Daha büyük bir tehlike, daha büyük bir tehdit bizi bekliyor. Türkiye kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Bunu göz ardı edemeyiz. Yapılan çalışmalara göre önümüzdeki yıllarda Türkiye su fakiri bir ülke olacak. Bugün 1300 metreküp olan kişi başı su tüketim miktarı iki bin otuzdan sonra yapılan çalışmalara göre bin metreküpün altına düşecek. Bunun tedbirlerini şimdiden almak zorundayız. Bu sadece tarımsal üretimi değil, tarımda üretim yapan çiftçilerimizi değil, ülkemizde yaşayan bütün insanlarımızı etkileyecek olan bir afet. Suyun yüzde 77'sini tarımda kullandığımıza göre özellikle en büyük tedbiri tarım sektöründe almak zorundayız. Bugün üzülerek ifade ediyorum su zengini bir ülke olmamamıza rağmen halen vahşi sulama yapılan yerler var, bölgeler var. Hızlı bir şekilde tarımsal alanlarda basınçlı sulama sistemlerine geçmemiz gerekiyor. Basınçlı sulama sistemine geçmeyen çiftçimiz kalmamalı" diye konuştu.

'KURAKLIK HUBUBAT ÜRETİMİNDE VERİMLİLİĞİ OLUMSUZ ETKİLİYOR'

Sulamada kayıpların çok olduğunu aktaran Bayraktar, "Sulama randımanı yüzde 52'lerde. Yani bu ne demek? Suyu kaynağından tarlaya ulaştırıncaya kadar yarısını kaybediyoruz. Türkiye'nin buna tahammülü yok. Türkiye buna tahammül edemez, buna dayanamaz. Kanallarımızı kapalı hale getirmemiz lazım. Sulama randımanını hızlı bir şekilde arttırmamız lazım. Bu tedbirleri bugünden almazsak su fakiri ülke olduğumuzda bu tarımsal üretimi daha fazla etkileyecek fevkalade olumsuz etkileyecek. Sadece tarımda iştigal eden çiftçilerimiz değil, bu ülkede çiftçilerimizin ürettiği gıda ürünleriyle beslenen, gıda güvenliğini sağlayan vatandaşlarımız da insanlarımız da bundan olumsuz etkilenecek. Türkiye'nin birçok bölgesinde bugün belki göz ardı ediyoruz, belki farkında değiliz. Kuraklık işte bugün de Çankırı'da gördüğümüz gibi hububat üretiminde kaliteyi ve verimliliği olumsuz etkiliyor" ifadelerini kullandı.

'GENÇLERİMİZİ TARIMDA TUTAMIYORUZ'

Bayraktar, çiftçi sayısının gün geçtikçe azaldığını, gençlerin tarımı bıraktığını aktararak, "Bir de bizi bekleyen gıda güvenliğimizi sağlama noktasında önümüzdeki yıllarda bizi bekleyen çok ciddi bir tehdit var. Artık gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. Gençlerimizin oranı yüzde beşlere kadar indi. Hadi bugün Afganlarla Suriyelilerle işi götürmeye çalışıyoruz. Bunlar ülkelerine döndüğünde Türkiye'de tanımsal üretimi hayvansal üretimi kimlerle yapacağız? Bu ülkeyi kimlerle besleyeceğiz? Bugün sabah, öğle, akşam sofralarımızda bir şey eksik değilse ve bu ülkenin gıda güvenliğini sağlıyorsak çok fedakar bir şekilde üretim yapan çiftçilerimize bunu borçluyuz. Ve herkesin bu ülkede yaşayan herkesin bu çiftçimize bir teşekkür borcu var. Teşekkür etmeleri lazım. Zaman zaman doğal afetlerle zaman zaman yüksek maliyetlerle üretim yapıyoruz. İşletmelerimiz büyük değil, parçalı. Küçük işletmelerde üretim yapmaya devam ediyoruz. Ama üretimden vazgeçmiyoruz. Zaman zaman pazarlama sorunları yaşıyoruz. Üretimden vazgeçmiyoruz. Ve bu ülkeyi beslemeye devam ediyoruz. Ama eğer üç öğün sofralarımızda bir şey eksilsin istemiyorsak, bazı gıda maddeleri eksilsin istemiyorsak bu çiftçimize sahip çıkmamız lazım. Bu çiftçimizin arkasında durmamız lazım. Üretimin önündeki bütün zorlukları kaldırmamız lazım. Böyle bir zamanda afetlerin yaşandığı bir zamanda üreticilerimiz örgütlerini yanında görmek istiyor. Çünkü tarım sektörü göç veriyor. Yıllar itibariyle baktığımızda sadece gençlerimizi değil bakın yaşlarımızı da tutamıyoruz" diye konuştu.

Konuşmasının ardından Çankırı Ziraat Odası Başkanlığı'na geçerek Başkan Nejat Gamzeli ve ilçe oda başkanlarıyla görüşen Bayraktar, daha sonra Eldivan ilçesinde dondan etkilenen kiraz ve meyve bahçelerinde incelemede bulundu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *