ilk yarının bitiminde, “Şampiyonluk Türküsü” söyleyen Trabzonspor ile lider Medipol Başakşehir’in de aralarında bulunduğu güçlü rakiplerini deviren Demir Grup Sivasspor kazanmak için çıktı sahaya. Trabzonspor, ikinci yarının açılışında kazanabilseydi, ligin zirvesini karıştıracağı Medipol Başakşehir maçını, ev sahibi de, Aytemiz Alanyaspor deplasmanında kaybetmişti.

Trabzonspor zirve koşusunu sürdürmek, Sivasspor gelecek maçları da hesaplayarak, tehlike bölgesinin karanlığını hissetmek yerine, orta sıraların heyecanı için üç puan amacıyla başladı maça. Ev sahibi özellikle hücum taktiği anlamında en önemli oyuncusu Robinho’yu göndermiş, oyun anlayışında zorunlu değişikliğe gitmişti. Trabzonspor’da da, başta Sosa, önemli oyuncuların eksikliği hissediliyordu. Oyun, bu koşullar altında dengeli başladı. Her iki takım, kendi oyununu rakibe kabullendirmek yerine, rakibi kontrol altında tutarak oynadılar. Birbirini rahatsız etmeden pas yaptılar. İtiş-kakış, topu kapma, pas arasına girip rakibi zorlama, baskı kurmak şeklinde bir oyun gelişmedi. Sahada, sakin iki takımın, ‘set oyunlarını’ sergileme çabası vardı. Oyunu çekip çevirecek, sonucu değiştirecek oyuncular, dengeyi bozmak adına kendilerini gösteremediler. Tribünleri dolduran taraftarın zaman zaman ıslıklaması, anlık tepkileri olmasa, sahada puan mücadelesi değil, antrenman maçı oynanıyor denebilirdi.

Böyle bir denge oyunu gelişince iş duran toplara kaldı. Çok ender zamanlarda oluşan kaleye yakın bölgelerdeki serbest vuruşlar, korner atışları ‘gol’ görüntüsüne en çok yaklaşılan anlar olarak kayda geçtiler. İkinci yarı iş değişti. Belki taktik gereği, belki oyuncuların gidişattan sıkılıp biraz heyecana katkı sağlamak istemesiyle oyun hareketlendi. Biraz daha korakor mücadele, biraz daha topu kapmak için baskı uygulaması, ilk yarıdaki uyku modundan çıkarttı maçı. Oyun daha hareketli, daha dikine, aralara atılan paslarla gol aranan hale dönüştü. Temponun artması, ilk yarıdaki kontrol oyunundan çıkılması, teknik direktörlerin gerek taktik, gerek oyuncu değişiklikleriyle yaptığı hamleler golleri getirdi. Bu bölümde oyunun güzelleşmesi, heyecanın artması, ilk yarıda birbirlerini kontrol etmekten futbol oynamaya fırsat bulamayan oyuncuların, kendi oyunlarını sergileme çabaları, atılan şutlar, direkten dönen toplar, kurtarışlar... Yani, FUTBOL... Bu maçın asıl özeti, hedefi olan takımlar kazanmak için mücadele etmeliler. Ancak, bu mücadeleyi önce futbolun güzelliği adına yapmalılar. İnanıyoruz ki, ikinci yarıda oynadıkları oyun, sahada mücadele eden oyuncuları, alacakları puandan daha fazla keyiflendirmiştir. Tribünde maçı izleyenler gibi...