Hayat bir taraftan devam ederken , bir gerçeği de unutmamak ve kendimizi ona göre hazırlamamız gerkiyor. Her canlı doğar, yaşar ve ölür. Süresini ve zamanını ise, Yüce Yaratan bilir. İnsanoğlu doğumla birlikte yaşı ,şartları ne olursa olsun hayatta tutunabilme mücadelesine girer.

Üstad Necip Fazıl ne güzel özetlemiş;

Ölüm Herkesin başına gelir ama geç ama erken… ya kazanırken , yada kazandığını yerken.

Benim ayağımın altı da müsait başımın üstü de . Nerede olacağını sen belirle.

Devler gibi eserler bırakmak için, Karıncalar gibi çalışmak lazım.

Evet bizlerinde eserler bırakabilmesi için çok çalışmamız gerekiyor. Çalışırken bıraktığın eserler illa bir bina ,bir köprü, yol, hanlar hamamlar olmayabilir. Sana hayat arkadaşlığı yapan bir eşe, bir evladına yada Anne ve Babaya bırakılacak bir Sosyal güvencede bir eserdir.

Her birey çalışma hayatına atıldığı andan itibaren hem kendisinin hem de bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, Sosyal Güvencesini sağlayacak tedbirleri almalı ve o bilinç ile geleceğini şekillendirmelidir.

Hayat son bulduğunda, geride kalanlar için bir güvence bırakabildiysek, o güvence kapsamında kanunlarımız bizim adımıza geride kalanlarımızı sarıp sarmalıyor.

BAKIN KANUN NE DİYOR ?

Kanunun 55 inci maddesinin üçüncü fıkrası; “Bu Kanuna göre sigortalıya bağlanacak aylıklar ile ölen sigortalının hak sahiplerinin aylıklarının hesabına esas tutar, çalışma sürelerindeki her yıl için 82 nci maddeye göre tespit edilen prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm yılına ait Ocak ayı itibarıyla 29 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenen ortalama aylık kazancın % 35’inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya çocuğu varsa % 40’ından az olamaz.

Hak sahibi kimselerin aylıkları; hak sahibi bir kişi ise bu fıkraya göre hesaplanan alt sınır aylığının % 80’inden, hak sahibi iki kişi ise % 90’ından az olamaz. Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmı aylıklar için bu fıkra hükümleri uygulanmaz.” hükmünü amirdir.

Söz konusu fıkra gereği, 2008/Ekim sonrası hizmetlere ilişkin aylıkların hesaplanmasında alt sınır aylığına esas aylık bağlama oranı tespit edilirken, malullük ve yaşlılık aylığı talebinde bulunan sigortalıların tahsis talep tarihinde, ölen sigortalıların ise ölüm tarihinde genel sağlık sigortası yönünden bakmakla yükümlü bulunduğu eş veya çocuğunun olup olmadığına bakılacaktır.

Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından sigortalı ve hak sahiplerine aylık bağlama işlemlerinde belirtilen tarihler itibarıyla sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişilerden ana/baba hariç en az birisinin bakmakla yükümlü olunan kişi olduğunun tespit edilmesi halinde, alt sınır aylığına esas aylık bağlama oranı % 40 olarak dikkate alınacaktır. Sigortalının bakmakla yükümlü bulunduğu kişiler arasında sadece ana ve babasının olması veya sadece ana ve babalara ölüm aylığı bağlanması durumunda alt sınır aylığına esas aylık bağlama oranı % 35 olarak dikkate alınacaktır.

Hesaplanacak alt sınır malullük, yaşlılık ve ölüm aylığına esas aylık bağlama oranının tespitinde dikkate alınan “bakmakla yükümlü olduğu eş veya çocuk” olup olmadığı hususu, “tahsis talep tarihinde” ve “ölüm tarihinde” yapılan bir tespit olup, bu durumun sonradan değişmesi, alt sınır aylığının yeniden hesaplanmasını gerektirmemektedir.